Prof. Yasemin İnceoğlu: Bana lezbiyen de dediler, Yahudi de!

Prof. Yasemin İnceoğlu: Bana lezbiyen de dediler, Yahudi de!

Hazal Özvarış-T24 

[email protected] 

“Güneydoğu’da savaş hukukuna geçilsin. Gösteriye füze atılsın.” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen  “Sapık inançlar (Yezidilik ve Zerdüştlük) meşrulaştırılmak isteniyor.”  Saadet Partisi Başkanlık Divanı üyesi Fethullah Erbaş  “Eşcinsel lobisi, sözde kültürel faaliyet adı altında sapkınlık için atağa geçti.”   Gazeteci Fahrettin Dede/Yeni Akit   “Kadınlar erkeklerin üstünlüğünü kabul etsin.”  Yazar Sema Maraşlı  Bu örnekler, Ocak ayında maruz kaldığımız nefret söylemlerinden sadece birkaç tanesi. Nefret söylemi içeren haberleri arşivleyen Nefretsoylemi.org’a baktığınızda  uzun bir listeyle karşılacaksanız.  “Nefret söylemi” kavramı, her ne kadar Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından daha sık gündeme geldiyse de Türkiye’nin yabancısı olduğu bir mefhum değil. 6-7 Eylül olayları, Sivas katliamı, gazetecilerin öldürülmesi, Seferihisar’daki linç girişimi, Romanlara, Ermenilere, Kürtlere, LGBT bireylere ve kadınlara yönelik şiddet benzeri birçok olay, Türkiye’nin sicilinde önemli yer kaplıyor.  Bu sicili kayıt altına alan “Nefret Söylemi ve/veya Nefret Suçları” kitabı, geçtiğimiz haftalarda Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabı derleyen Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu’na sorduk:  Nefret söylemi ne zaman suça dönüşür? Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) nefret suçları neden tanımlanmıyor? “Kin ve düşmanlığa tahrik edenleri” yargılayan 216. madde kimi koruyor? Türk medyasındaki hangi gazete, kimden “nefret” ediyor? ‘Diyaloga açık’ Zaman gazetesinin hoşgörü sınırı eşcinsellik mi? Nefret suçları yasası kabul edilirse, resmi makamların nefret söylemleri engellenebilecek mi?  İşte Yasemin İnceoğlu’nun