Prof.Dr. Güney: Yaşam sürelerinin artmasıyla yaşlılık hastalığı olarak bilinen osteoartrozla çok sık karşılaşıyoruz

Prof.Dr. Güney: Yaşam sürelerinin artmasıyla yaşlılık hastalığı olarak bilinen osteoartrozla çok sık karşılaşıyoruz

İstanbul 5 Ekim, (DHA) - Yaşam sürelerinin artmasıyla yaşlılık hastalığı olarak bilinen osteoartroz oranlarında da artış görüldüğünü söyleyen ve bu hastalık hakkında bilgiler veren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof.Dr.Nejat Güney, \"Son 50 yılda tıp alanındaki ilerlemeler, yaşam sürelerini 80’li yıllara çıkardı. Yaşlılık hastalığı olarak bilinen osteoartroz bu artışa paralel olarak hekimlerin çok sık karşısına çıkıyor. Kıkırdak dokuda oluşan hasar ile birlikte ortaya çıkan eklem yapısındaki değişmenin, beraberinde ağrı, hareket kısıtlılığı ve yürüme güçlüğünü getiriyor. Kıkırdakta yumuşama, çatlama ve kalınlık kaybı ile ilerleyen süreçte, kıkırdağın eklemin belirli yerlerinde tamamen kaybolması, osteofitlerin ortaya çıkması ve diğer  ekleme ait yapılardaki değişiklikler hastalığın karakteristik özelliklerinden bazıları\" diye konuştu.

Enflamatuar ve dejeneratif nedenlere bağlı olarak görülen osteoartrozun, yorgunlukta ortaya çıkan ağrı ile başlayıp istirahat ağrısı ile son dönemlerine ulaştığını dile getiren Prof. Dr. Nejat Güney, ileri derecede hareket kısıtlılığının günlük yaşamda bir çok fonksiyonun ortadan kalkmasına neden olabileceğini vurguladı.

Güney, \"Kesin tedavisi olmadığı için tedavi seçenekleri ağrı tedavisine yöneliktir. Analjezikler, antienflamatuar ilaçlar, diz eklemi içine Sodyum Hyaluronat enjeksiyonları, çeşitli fizik tedavi ajanları ile yapılan tedavi seansları, kilo verdirme çabaları, çeşitli destekler kullanılarak yapılan yük azaltma girişimlerinin yanı sıra, hastalığın enflamatuar ataklarında yapılan steroid uygulamaları ile uzun yıllar hastalar günlük yaşam aktivitelerini sürdürürler. Kas güçlendirici egzersizler, ve rehabilitasyon çalışmalarına ara vermeden devam etmek, hastanın yakınmalarını azalttığı gibi ileri dönemlerde başvurulacak ameliyat ile tedaviyi de  ertelemede yardımcı olur. Yukarıda sayılan tedavi seçenekleri  ağrı tedavisinde yetersiz kaldığında, cerrahi tedavi olarak  protez cerrahisi ile başarılı sonuçlar almak mümkün olmaktadır\" şeklinde konuştu.

\"Kalça ve diz protezlerinin uygulanmaya başlama yaşı 19-20’lere indi\"

Doğumsal problemlere bağlı ileri derecede kalça problemi yaşayan ve başka yöntemlerle iyileştirilmesi söz konusu olmayan genç hastalara, yaşı sebebi ile erteleme önermenin, kişilerin gençlik yıllarını sıkıntılı, ağrılı geçirmelerine ve mutsuz olmalarına neden olacağını dile getiren Güney, kalça çıkığı sebebi ile bir bacağı kısa olan ve ağrı şikayeti ile sıkıntı çeken gençlerde, ağrının ön planda olması durumunda, kalça protezi ile tedavinin yapılabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Nejat Güney, kireçlenmeden farklı olarak, tamamen özel teknikler ile yapılabilen bu ameliyatta, kısa olan bacağı 2,5-3 cm kadar uzatabilmenin mümkün olabileceğini vurguladı.

Kalça veya Diz Protezi ameliyatı yapılacak hastaların öncelikle bütün sistemlerinin (Kalp, akciğer, böbrekler, vb) muayenelerinin yapılarak ameliyata uygunluklarının araştırılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nejat Güney, By-pass’lı veya stent takılmış olmanın, ameliyata engel olmadığını, şeker, parkinson, böbrek sorunlu ve tansiyon hastalarına gerekli önlemler alınarak ameliyatın yapılabileceğini belirtti.

Güney, \"Hastaların çoğu, çok ciddi bir engel olmadıkça, epidural veya spinal anestezi yapılarak ameliyata alınabilirler. Bu anestezi şeklinde, hastanın belinden aşağısının duyusu ortadan kaldırılır, narkoz kullanılmaz veya çok düşük dozlarda verilebilir. Gerekli hazırlıklardan sonra, normal bir protez  için  ameliyat süresi  45 dakika ile 1 saat arasında sürmektedir. Bazı özel durumlarda daha uzun sürebileceği unutulmamalıdır. Genç hastalarda, uzun ömür beklentisi, protezin hareketli kısımlarında, tercih olarak seramik kullanılmasını gerektirebilir\" dedi.

Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenler

Protezlerin  ileri derecede oateoporotik olmayan kemiklerin çimentosuz olarak tespit edilebildiğini anlatan Prof. Dr. Nejat Güney, ameliyat sonrası, 1 gün sonra hastanın ayağa kaldırılmasının ve üzerine basması desteklenerek  sağlanabileceğini söyledi. Özel durumlar dışında desteksiz yürümenin 2, en geç 4. haftada gerçekleşebileceğinden bahseden Prof. Dr. Nejat Güney, kalça protezi uygulanan hastaların 5-6 hafta çok alçak koltuklara oturmaması ve çömelmemesi gerektiğine dikkat çekti.  1 ay sonra normal hayatlarına dönmelerinin çok sürpriz olmayacağını söyleyen Güney, ameliyat sonrası; Enfeksiyon, derin toplardamarlarda pıhtılaşma (DVT) ve akciğer embolisi  gibi komplikasyonlara karşı geliştirilen ilaçları, kesin olarak, uygun sürelerde kullanmaları gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Nejat Güney, \"Eğer her iki kalçada veya dizde sorun varsa ve hastanın genel durumu uygunsa  aynı ameliyat gününde her iki kalçaya veya dize  ameliyat yapılabilir. Bu uygulama iyileşme süresi değişmediği için çift taraflı sorunu olanlar için faydalı bir girişim olarak değerlendirilmelidir. Ameliyat sonrası eklem hareketlerinin tekrar kazanılması, normal kas güçlerinin elde edilmesi ve normal yürüyüş şeklinin  sağlanması için fizyoterapistler eşliğinde rehabilitasyon çalışmaları yapılmalıdır. Protez uygulanan hastalar bisiklete binebilir ve istedikleri kadar yürüyebilirler. Eğer genç hasta grubundalar ise, tenis oynayabilir ve çok  sert olmayan pistlerde kayak sporu yapabilirler. Protezlerin herhangi bir nedenle kullanılamaz duruma gelmesi, ikinci bir ameliyat ile değiştirilmelerini gerektirebilir. Bu ameliyat hekimler tarafından önerildiğinde, geciktirilmeden yaptırılmalıdır. Ameliyatı geciktirmek; eklem bölgesinde telafisi  zor olan kemik kayıpları ve yumuşak doku yaralanmalarına sebep olduğu için sakıncalıdır\" diyerek sözlerini bitirdi.

(Fotoğraflı)