İstanbul Üniversitesi rektörlüğü adaylarından Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin Bermek, araştırma ve öğretim alanlarında Avrupa dahil en son gelişimi yakından izlediğini ve kendi kurumunda da bunları gerçekleştirmek için rektörlüğe aday olduğunu söyledi. Bermek, 15 Aralık 2008 tarihinde gerçekleştirilecek rektörlük seçimine tek kadın aday olarak girecek. Gazetecilere projelerini ve düşüncelerini anlatan Bermek, hedeflerine ilişkin bilgi verdi. Gülçin Bermek, İstanbul Üniversitesinin, Türkiye'nin en köklü üniversitesi olarak, Şanghay Jiao Tong Üniversitesi tarafından yapılan sıralamada dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına girdiğini anımsattı. Bermek, bu başarının, üniversitenin köklü geçmişi, öğretim üyesi ve öğrencilerden oluşan insan gücü göz önüne alındığında doğal olduğunu dile getirdi. Üniversitenin, "toplumda yönlendirici bir akademik kurum olduğunu" vurgulayan Bermek, sözlerine şöyle devam etti: "İstanbul Üniversitesinin akademik altyapısı çok güçlü. Ama bu altyapıya, insan gücüne yatırım yapmak lazım. Yatırım derken, öğretim üyesinin, öğretim üyesi adayının, bunun içine öğrenciler de dahil, akademik ihtiyaçlarını karşılamak, kendisini uluslararası alanda ifade edecek birikime sahip olduğuna inandığım bu yapının, hem yaşam kalitesini artırmak, hem akademik çalışmalarına destek olmak lazım. Altyapı, özellikle otomasyon sistemi ve sistem altyapısının yenilenip genişletilmesi çok önemli bir konu. Öğretim üyesine, projelere mali destek, öğretim üyesinin akademik yapıda kendisini ifade etmesi, uluslararası değişim ve destek programlarının artırılması ve sürekli eğitim merkezinin kurulması konuları çok önemli. Bunların hepsi üniversitenin insan gücünün, akademik ve yaşam kalitesi olarak artırılmasına yöneliktir. Bunları gerçekleştireceğiz." Yerleşke sorunları Bermek, üniversite binalarının bir arada bulunmadığını belirterek, temel fakültelerin şehrin yaşam alanının ortasında kaldığını, Avcılar'daki yerleşke gibi daha yeni olanların da güvenlik, yaşam alanlarının organizasyonu ve reorganizasyonu gibi sorunları bulunduğunu bildirdi. İstanbul ve Cerrahpaşa tıp fakültelerinde eski binalarda ve dar alanlarda çalışma zorunluluğu bulunduğunu kaydeden Bermek, her kampüs ve yerleşimin kendi sorunlarına özel çözümler getirmek istediklerini söyledi. Avcılar'da Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nin kuruluşunun tamamlanamadığına da işaret eden Bermek, "Bölgede nazım ve imar planlarının hazırlanıp onaylanmasının ardından İÜ Teknoloji Geliştirme Bölgesi çalışır hale getirilecek. Sanayi Odası, TOBB, Türkiye İhracatçılar Meclisi, önde gelen sanayicilerle birlikte şirket kurulduğunda Teknoloji Geliştirme Bölgesi İstanbul ve Türkiye için olağanüstü bir kazanç sağlayacak. Bu yapıldığı vakit öğretim üyeleri sanayiye katkıda bulunacak, buradan çıkacak yayınlar öğretim üyelerinin verimini artıracak" diye konuştu. Araştırma ve öğretimProf. Dr. Gülçin Bermek, Türkiye'deki üniversite anlayışının temelinde "araştırma" ve "öğretim"in bir arada bulunduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu açıdan baktığınızda, ben üniversiteye asistan olarak girdiğim 1977 yılından bu yana, bu iki alanda sürekli çalıştım. Çalışma alanım halk sağlığı. Ben diş hekimiyim, ama temel bilim hocasıyım. Son 3 yıl, İÜ Uluslararası Akademik İlişkiler Kurulunun sorumluluğunu üstlendim ve değişim programı olan ERASMUS'un koordinatörü olarak çalıştım. Bu da araştırma ve öğretime bakışımı pekiştirdi. Çünkü ben dünyadaki yüksek öğrenim alanını, araştırma düzeyinin, tematik alanların nereye doğru gitmekte olduğunu, üniversitelerin ağ oluşturarak güç kazandıklarını, mobilitenin, hareketliliğin öğretim üyesi, öğrenci olarak bütün dünyada çok kabul gören bir konu olduğunu gördüm. Dolayısıyla araştırma ve öğretim alanlarında Avrupa dahil en son gelişimi gören ve kendi kurumunda bunun olabileceğini anlayarak bu işe aday olan kişiyim."