Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye'deki çatışmaları sona erdirecek çözüm arayışları kapsamında Soçi'deki üçlü görüşme sona erdi. Soçi'deki zirve, Astana üçlüsünün liderlerinin bu seneki ilk görüşmesinde "teröre karşı ortak mücadele" vurgusuna değinildi. Üç lider görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
ABD’nin Suriye’den çekilmesini değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, “ABD’nin çekilmesi terör örgütlerinin istismar edeceği bir güç boşluğuna mahal vermemeli. Türkiye olarak güney sınırımız boyunca bir terör koridoru oluşmasına izin vermeyeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Suriye’de krizinde çözüm umutları hiç bu kadar filizlenmemişti. Denizi geçtik derede boğulamayız” dedi. Erdoğan, "1998 Adana Mutabakatı çerçevesinde geleceğimizi planlıyoruz" açıklamasında bulundu.
“İdlib’in geleceğinin ne olacağı” sorusu üzerine İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “İdlib’de öngörülen mekanizma etkili olmadı. Fırat’ı doğusu ve İdlib’in temizlenmesi ve Suriye hükümetine geri verilmesi gerekiyor. Kürt halkı da Suriye’nin bir parçası olarak Suriye’nin geleceğinde yetki sahibi olması gerekiyor” yanıtını verdi.
Toplantıda ilk konuşmayı yapan Vladimir Putin, yeni Astana toplantısının Mart ya da Nisan ayında yapılacağını söyledi. Siyasi çözüm süreci ve anayasa komitesinin kurulması çalışmalarını ele aldıklarını belirten Putin, görüşmelerin yapıcı havada geçtiğini aktardı.
Putin'in açıklamalarından satır başları şöyle:
Suriye ile ilgili toplantılar ileride de yapılacaktır. Astana'da Mart sonunda bir toplantı yapılacak. Biz bölge ülkeleriyle yoğun temas içerisindeyiz. Suriye'de barışın sağlanması ve Suriye'nin yeniden ıslah edilmesi için olumlu koşullar sağlanmıştır. Suriye'de sadece siyasi yöntemlerle siyasi çözüm mümkün olabilir. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması şarttır. Sadece Suriyeliler kendi geleceğini belirlemelidir. Bugün anayasa komitesinin en hızlı şekilde faaliyete başlaması konusunda çalışmalarımızı değerlendirdik. anayasa komitesine katılacak isimler konusunda çalışmalar yaptık. Eminiz ki, Suriye'de siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesinin Şam'ın Arap ülkeleriyle ilişkilerini ilerletmesini de sağlayacaktır. Özellikle terörle mücadele ile ilgili faaliyetlerimizi değerlendirdik. İdlib'deki mutabakat konusunda değerlendirmeler yaptık. Biz eminiz ki, Suriye'de ateşkesin sağlanması terörle mücadeleye zarar vermemeliydi. İdlib'deki çatışmasızlık bölgesi geçici bir tedbir. Teröristlerin saldırıları karşılıksız kalmayacaktır.
ABD'nin çekilmesi olumlu bir adım olacaktır. Bugün insani konulara da değindik. Suriyeli mültecilerin geri dönemesi gerektiğini konuştuk. Suriye'ye 1.5 milyon insanın dönmesi için koşullar sağlanmıştır. Suriye'de durumun iyileştirilmesi için, sosyal, ekonomik konuların iyileştirilmesi lazım. Bugün yaptığımız kapsamlı ve verimli görüşmeler için sayın Erdoğan ve Ruhani'ye teşekkür ediyorum.
Ruhani'nin açıklamalarından satır başları:
Bugün çok faydalı, açık ve net bir toplantı oldu. Terörizmle mücadelenin gereğiyle ilgili vurgu yapıldı. Çatışmanın azaltılması ve garantör birliklerin bölgede olması geçici olacaktır. İdlib, Suriye'nin bir parçasıdır ve temizlenmesi lazım. Çok endişemiz var ve tedirginiz. Amerikalılar DEAŞ'ın bir kısmını Afganistan'a aktarıyor. Bu çok tehlikeli olabilir. Amerikalılar görünüşte çekilseler bile, aldığımız bilgilere göre Suriye'ye müdahaleye devam edecekler. Amerikalılar inansınlar ki, Kürtler Suriye'nin bir parçası ve Suriye tek bir millete aittir. Bugünkü zirvede biz toprak bütünlüğüne vurgu yaptık. Türkiye hükümetinin ferah olması lazım Suriye'yle ilgili. Hepimizin Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve Suriye Kürtlerinin haklarına önem vermemiz lazım. Aynı şekilde, teröristlerin yok olması ve Türkiye'nin güvenliğine de önem vermeliyiz. Siyonist rejimin kanlı müdahaleleri, Suriye halkını endişeye sürüklüyor. BM ve dünyadaki yetkililer İsrail'in hava sahası tacizlerine susuyorlar. Bu da şunu gösteriyor ki, bölgede ve Suriye'de güvenliğin tam olarak sağlanmasını istemiyorlar. Biz istikararın sağlanması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Umarız Suriye halkı, yıllarca zorluklar yaşadıktan sonra huzur içinde yaşarlar. Üç ülkenin işbirliği, Suriye'de istikrar çok önemli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
34 yıldır terörle mücadele eden, on binlerce vatandaşını PKK terörüne kurban veren bir ülke olarak İranlı kardeşlerimizi anlıyoruz. Terörün sonu hezimettir. Suriye'de barış ve istikrar ortamının tesisi yönünde yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirildi. İdlib başta olmak üzere, Suriye'de ateşkesin sağlanması da ana gündemlerimizden biriydi. Suriye halkı özellikle İdlib'de hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz yeterince acı çektiler. Çok ciddi bedeller ödediler. T Ne İdlib'de ne de Suriye'nin başka bölgelerinde yeni insani krizler istemiyoruz. Türkiye, sahanın zorluğuna rağmen sükunet için olağanüstü çaba harcamıştır. Rejimin ateşkese uyması yönündeki beklentilerimizi de mevkidaşlarıma ilettim.
Görüşmede, ABD'nin Suriye'den çekilme kararını da değerlendirdik. Sayın Trump'ın aldığı karar gerçekleşmesi halinde son derece önemlidir. Çekilme sürecinin PYD ve DEAŞ'ın dolduracağı bir güç boşluğuna mahal vermemelidir. ABD'nin çekilme sürecinde Rusya ve İran'la koordinasyona önem veriyoruz. Kurulacak güvenli bölge de terör örgütlerinin büyüyeceği bir alan olarak görülmemelidir. Güney sınırımızda terör koridoru oluşmasına izin vermeyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Adana Mutabakatı çerçevesinde geleceğimizi planladığımızı ifade etmek istiyorum.
En fazla Suriyeliye kucak açan ülkeyiz. Suriyelileri terör örgütlerinden ve rejimden koruduk. Suriyelilerin geri dönüşlerini destekliyoruz. Geri dönüşleri kolaylaştıracak insani alt yapının hazırlanması için biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Ruhani: Üç ülkenin görüşü, Suriye ülkesinin tamamı Suriye'nin yasal hükümetinin egemenliğine alınmalıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğü hepimiz tarafından vurgulanıyor. Önceki zirvede İdlib nasıl temizlensin diye konuşuldu. Teröristlerin sivillerden nasıl ayırt edilebileceğini konuşmuştuk. Bu toplantıda bunu tekrar konuştuk. Ateşkes kesinlikle geçici. İdlib'in kesinlikle temizlenmesi gerekiyor. Kürt halkı da Suriye’nin bir parçası olarak Suriye’nin geleceğinde yetki sahibi olması gerekiyor. Amerika, Suriye topraklarından bir şekilde çıksa bile, hava sahasından tacizleri devam ettirebilir. Fırat'ın doğusu ve İdlib'in temizlenerek Suriye hükümetine verilmesi gerekiyor.
Putin: Çözüm için toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. Bu İdlib ve Fırat'ın doğusu için de geçerlidir. Bölücülükle ilgili hiçbir hareketi destekleyemeyiz.
Erdoğan: Biz Suriye'de Türkiye'nin 910 kilometrelik bir sınırı olması nedeniyle, bizim güneyimizde bir terör koridoru oluşturulmaya çalışıldı. Sürekli oradan güvenliğimizi tehdit eden bir durum vardı. Bir diğer durum Halep'ti. Halep adeta boşaltıldı. Benzer durum İdlib'de olacaktı. Bu iltica engellendi. 300-400 bin insan şu an topraklarında. Cerablus ve Afrin'de bu teröristlerle ciddi mücadeleler verildi. Şimdi Fırat'ın batısı ve doğusunda bu gündemde. Temennimiz kurulacak anayasa komitesiyle bir an önce siyasi çözüme ulaşmaktır.
Erdoğan: Ne olacağı şu anda meçhul bilinmiyor. Bunun da takipçisiyiz. Bizim bütün derdimiz Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır. Münbiç’in bir an önce terör örgütlerinden boşaltılmasıdır. Suriye halkına buraların teslim edilmesidir.
Bir NATO üyesi ülke olarak, ABD'nin geri çekilme ifadeleri Trump'a ait. Bu düşünceleri mesai arkadaşlarının paylaşmadığını görüyoruz. Bu kararlı bir adım olsa şimdi farklı bir tablo görürdük. Bu konuyla ilgili olarak atılacak adımların Astana sürecindeki ülkeler olarak takipçisiyiz. Bizim bütün derdimiz, bütün bölgenin terör örgütlerinden arındırılmasıdır. İsteğimiz, İdlib'de terör örgütlerine oyun alanı bırakılmamalıdır. Bu toprakların sahibi Suriye halkıdır.
Anayasa Komitesi konusundaki çalışmalarda beklediğimiz hız yok. Ama BM Genel Sekreteri'nin Suriye Temsilcisinin bu konuda bir çalışması var. Bizler üçlü Astana sürecindeki paydaşlar olarak derdimiz Cenevre'ye alternatif değildir. Ama işlemeyen bir Cenevre'ye karşı, işlen bir Astana süreci ortaya koyuyoruz. Bu görüşmelerin beşincisini İstanbul'da yapacağız.
Putin: Türkiye'nin güney sınırıyla ilgili endişelerini anlayışla karşılıyoruz. Türkiye ile Suriye arasındaki anlaşmayla ortak çalışma prensipleri belirlenebilir. Aynı şekilde koordineli çalışarak başarı elde edebiliriz. Eninde sonunda Türkiye'nin toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. ABD'nin çekilme kararına gelince, biz Trump'ın oldukça aktif bir şekilde çalıştığını görüyoruz. Seçim kampanyasında verdiği sözleri yerine getiriyor. Bu ABD tarihinde nadir görülen bir şey. İleride durumun ne olacağını bilemeyiz. Bir yenilik yok şu ana kadar. Bu şekilde olacaksa doğrusu, bu toprakların Suriye hükümetine teslim edilmesidir.
Ruhani: Biz ABD konusunda hiç iyimser değiliz. ABD tamamen çıkarsa, bu Suriye halkı için mutluluk verici haberler olacaktır. Önemli olan ABD'nin bizim bölgemizdeki bozucu rolüdür. Amerika'nın rolü pozitif olmamıştır. ABD bölgede nüfuza sahip olmak istiyorsa, izlediği rol doğru değildir. Amerika sadece her şeyi bozmaya çalışıyor. ABD'nin yaptıkları bölge halkının menfaatlerine hizmet etmiyor. Türkiye'nin endişeleri haklı.
Görüşme öncesinde konuşan Erdoğan, Suriye halkının en zor zamanlarında Türkiye'nin yanında olduğunu belirterek, "Özellikle şair Sadi Şirazi; 'hakiki dost saadet zamanında değil, sıkıntılı zamanında el tutan kimsedir' buyuruyor. Türkiye olarak biz de Suriye halkının en zor zamanlarında yanlarında olduk. Şu ana kadar 35 milyar dolar gibi bir yardımı biz mültecilere her alanda yapmış vaziyetteyiz. Komşumuz Suriye'nin bir an önce huzuru, barışa, refaha kavuşması için elimizden geleni yaptık, yapmayı da sürdürüyoruz" dedi.
Erdoğan şunları kaydetti:
- Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyor, Putin'e teşekkür ediyorum. Kritik bir dönemde çok kritik bir zirve. 8 yıldır silahların gölgesinde hayata tutunmaya çalışan Suriye halkı, bizden kalıcı siyasi çözüm yolunda sevindirici haberler bekliyor. Bugüne kadar yaptığımız 3 toplantıda da beklentileri boşa çıkarmadık. Tüm sıkıntılara, provakasyonlara rağmen Astana ruhunu kararlılıkla muhafaza ettik. Altını çizerek ifade etmek isterim ki Astana platformu, Suriye'de akan kanın sona ermesi için en başarılı girişimdir."
- Biz nasıl Suriye'de akan kanı durdurmak için mücadele veriyorsak, başkaları da çatışmaların sürmesi için gizli açık çalışıyor. Basiret, feraset ve uzlaşıyla hareket ederek şimdiye kadar bu çevrelere bekledikleri fırsatı vermedik- Özellikle şair Sadi Şirazi; 'hakiki dost saadet zamanında değil, sıkıntılı zamanında el tutan kimsedir' buyuruyor. Türkiye olarak biz de Suriye halkının en zor zamanlarında yanlarında olduk. Şu ana kadar 35 milyar dolar gibi bir yardımı biz mültecilere her alanda yapmış vaziyetteyiz. Komşumuz Suriye'nin bir an önce huzuru, barışa, refaha kavuşması için elimizden geleni yaptık, yapmayı da sürdürüyoruz."