Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Moskova'daki basın toplantısında insan hakları konusunda sert sözlerle tartıştı. Barroso, Putin ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, görüşmede tanınmış gazeteci ve insan hakları savunucuların öldürülmesinden duydukları kaygıyı dile getirdiğini belirterek, "(Rusya Devlet Başkanı) Medvedev'i, Avrupa kamuoyunda bazı gazetecilerin ve insan hakları savunucuların öldürüldüğü son olaylarla ilgili ciddi endişe duyulduğu konusunda bilgilendirdim'' dedi. Putin, Barroso'nun bu açıklamasına, ''Barroso bu konuyu Kremlin'de değerlendirdi ama Medvedev burada olmadığı için cevap veremeyeceği bu toplantıda açıkladı'' şeklindeki sert sözlerle karşılık verdi. Kendisinin de Baltık ülkelerinde Rusça konuşan azınlıkların haklarının ihlal edilmesinden rahatsız olduğunu belirten Putin, Avrupa'yı göçmenlerin haklarını ihlal etmekle suçladı. 'Rusya daha fazla güven vermeli'Her iki lider de basın toplantısına, yaptıkları görüşmenin son derece yapıcı olduğunu belirterek ve özellikle ortaklık ve işbirliği anlaşması konusunda olumlu mesajlar vererek başladı. Barroso, yaptığı konuşmada, önemli enerji kaynakları olan Rusya'dan daha fazla ''güvenilirlik'' beklediklerini belirterek, ''Bu ilişkide da fazla güvenilirliliğe ve öngörülebilirliğe (ilişkilerin geleceğinin önceden tahmin edilebilir olması) ihtiyacımız var'' dedi. Nabucco'yu ima ederek AB'nin, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki enerji sevkıyatını tekelinde bulunduran Rus boru hatlarına alternatif aradığını ifade eden Barroso, bunun Rusya'nın boru hatları projelerine karşı bir hat olmadığını vurguladı. Putin'in, Rusya'nın gaz ticareti kuralları konusundaki tavrında yumuşamayabileceği açıklamasının ardından, Barraso'nun Medvedev ile görüşmesinde Rusya'daki hukuk sistemine yönelik eleştirilerini ilettiğini söylemesinden sonra basın toplantısındaki hava bir anda değişti. Vladimir Putin, Barroso'nun bu sözlerine, ''Sayın Barroso'nun Medvedev ile hukuka dayalı devlet inşasını görüştüğünü şimdi öğrendim. Barroso bunu Kremlin'de görüştü ama bunu Medvedev'in olmadığı ve bu yüzden hiç bir şey söyleyemeyeceği buradaki basın toplantısında açıklıyor'' şeklinde müdahale etti. Oturduğu sandalyeyi çevirmeye çalışan Putin, bazı AB üyesi ülkelerdeki Rusça konuşan azınlıkların haklarının ihlal edildiğini belirterek, ''Biz hem Rusya hem de AB üyesi diğer ülkelerdeki sorunların tüm veçhelerini konuşmamız gerektiğine inanıyoruz'' dedi. Barroso, Putin'in bu sözleri üzerine kendisinin geçen ay bir gazeteci ve bir insan hakları savunucusu avukatın sokak ortasında öldürülmesiyle ilgili AB'nin endişelerini dile getirdiğini vurgulayarak, ''İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü ülkeler arasındaki diplomasiden daha önemli şeylerdir. Bunlar doğrudan insanlarla, vatandaşların haklarıyla ilgili şeylerdir. Ben bunun Avrupa medeniyetinin en önemli ortak değeri olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu. Bu sözler üzerine daha çok rahatsızlandığını hissettiren Putin, ''Bu tartışmayı daha sürdürecek miyiz?'' diye sordu. Basın toplantısı bu sözlerden sonra daha ılımlı bir havada devam ederken, Putin, Barroso ve beraberindeki heyette bulunan 9 AB komiserini ima ederek, ''Bu Muhteşem 10'lunun daha sık ziyarette bulunmalarından memnuniyet duyacağız'' şeklindeki sözleriyle son noktayı koydu. 'Gaz krizi tekrarlanmasın'Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile Jose Manuel Barroso ve beraberindeki heyet Kremlin'de görüştü. Medvedev, görüşmenin başında yaptığı açıklamada, Ocak ayında yaşanan gaz krizinin tekrarlanmaması için gerekli mekanizmaların oluşturulması gerektiğini belirterek, ''Son gaz krizi burada doğru olmayan şeylerin bulunduğunu göstermekte'' dedi. AB'ye yeni bir uluslararası Avrupa güvenlik mimarisi oluşturma çağrısında bulunan Medvedev, şöyle konuştu: ''Enerji güvenliği konusu son derece önemli. Son yaşanan olaylar bu konuda her şeyin sorunsuz olmadığını ve son derece kırılgan olduğunu gösterdi. Bu konunun ikili ilişkiler çerçevesinde çözülmesini ne kadar söylersek söyleyelim, sonuçta bu durumdan üçüncü ülkeler de zarar görüyor.'' Mevcut sistemin çalışmadığını ve bu yüzden tam kapsamlı yeni bir uluslararası sistem geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Medvedev, ''Aynı zamanda Enerji Sözleşmesini de kastediyorum'' diye konuştu. Medvedev, Avrupa kıtasındaki güvenliğin güvence altına alınması için daha ileri adımlar konusunda da düşünülmesi gerektiğini ve Rusya'nın bu konuda sunduğu önerilerin Avrupa ülkeleri tarafından değerlendirildiğini belirterek, ''Bu sorunun ülkelerimizin çok ciddi bir durumu oluşturduğunu aklımızda bulundurarak, bu konuyu konuşabiliriz''şeklinde konuştu. Barroso da yaptığı konuşmada, krizin kesinlikle bir daha tekrarlanmaması gerektiğini belirti ancak sorunun çözümünde Medvedev'in oynadığı rolden memnuniyet duyduklarını da sözlerine ekledi. Benzer krizlerin tekrarlanmamasını sağlayacak koşulların oluşturulmasının önemli olduğunu belirten Barroso, ''Biz enerji güvenliğinin Rusya ve Avrupa'nın çıkarları açısından son derece önemli bir konu olduğuna inanıyoruz'' ifadesini kullandı. Barroso, ilişkilerde ''olumlu bir karşılıklı bağımlılık'' oluştuğunu kaydederek, ''Olumlu yöndeki karşılıklı bağımlılık şu anda çok ciddi bir küresel krizle karşı karşıya bulunduğumuz için her zamankinden daha önemli'' dedi. Küresel ekonomik krizin çözümünde uluslararası koordinasyonun önemini işaret eden Barroso, şunları söyledi: ''Hepimiz aynı gemideyiz. Güçlü küresel bir koordinasyon olmadan küresel krizin olumsuz sonuçlarıyla baya çıkamayız.'' AB, Rusya'nın Gürcistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya ve Abhazya'da üs kurma planlarına Gürcistan'ın egemenliğini ihlal edeceği gerekçesiyle karşı çıkarken, Barraso başkanlığındaki AB heyetinin Moskova temasları sırasında bu konuda bir ilerleme sağlanması beklenmiyor. Brüksel ve en büyük ticari partneri olduğu Moskova arasındaki ilişkiler geçen yıl ağustos ayındaki Gürcistan savaşı ile gerilmiş, ilişkiler Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan doğal gaz krizi sonucu Kiev üzerinden Avrupa'ya giden gazın kesilmesiyle daha da kötü hale gelmişti. Analistler, Barroso başkanlığındaki heyetin ziyareti sırasında özellikle Rusya ile Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması konusunda ilerleme sağlanabileceğini belirterek, AB'nin, Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyeliğine desteğini Moskova'daki temaslar sırasında yeniden gündeme getirmesini beklediklerini kaydettiler. DTÖ üyesi olmayan ülkeler arasında en büyük ekonomiye sahip Rusya, örgütün önde gelen üye ülkelerini''makul olmayan'' giriş şartları öne sürmekle suçluyor.