PYD Eşbaşkanı Müslim: Kobanê saldırısı Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi

PYD Eşbaşkanı Müslim: Kobanê saldırısı Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, "25 Haziran Kobanê saldırısı büyük bir plandı ve bu planda politik düzeyde ya da farklı bir düzeyde kesin olarak Türkiye'nin parmağı var. Saldırılar Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi" ifadelerini kullandı.

Kadının toplumsal rolünün değişimi konusunda Rojava olarak alternatif bir modellerinin olduğunu, bu modelin somut olarak hayata geçirildiğini ve bu modelin daha da öteye taşınması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Müslim, "Bu devrim, Ortadoğu'da en çok ezilenlerin, yani kadınların devrimidir" dedi.

Özgür Gündem'de yer alan habere göre, Mednuçe TV'de yayınlanan Dünyanın Gündemi programına katılan PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, savaşın, etnik çatışmaların hakim olduğu Ortadoğu coğrafyasında demokratik özerklik yoluyla farklı bir yaşam şeklini hayata geçirerek bir değişimin yaratıldığının altını çizerek, bu demokratik modelden rahatsız olanların hedefine Rojava'yı koyduklarına dikkat çekti. IŞİD'in özel olarak Rojava'ya saldırmalarının altında da bu gerçeğin yattığını ifade eden Müslim, Rojava'nın Ortadoğu'daki petrol tekelleri, silah tekelleri gibi çıkar çetelerinin de hesaplarını bozan bir model olduğunu belirtti.

 

'Saldırılar Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi'

 

25 Haziran'da gerçekleştirilen Kobanê saldırısına ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulunan Müslim, "Şu kesin, bu planın arkasında Türkiye'nin parmağı var. Bu politik olarak da olabilir, farklı şekillerde de olabilir. Ama saldırılar Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi" dedi.

PYD olarak, Türkiye ile görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı ile yürütüldüğünü söyleyen Müslim, "Dışişleri Bakanı ile bir görüşmemiz olmadı ama olsun istiyoruz" değerlendirmesi yaptı. Müslim, "Biz Suriye'nin sınırlarını değiştirmek istemiyoruz. Komşumuz Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Bu bizim için önemlidir, çünkü sınırın ötesinde bizim halkımızın akrabaları yaşamaktadır. Kobanê saldırıları sırasında halk, Türkiye'deki kamplara değil akrabalarının yanına gitmişlerdir. Aramızda akrabalıktan doğan haklar vardır. Bu haklar nedeniyle bu sınırın güvenliği herkesten önce bizim sorunumuzdur" açıklamasını yaptı.

 

'Demokratik Suriye modelimiz kabul görseydi Suriye devriminde önemli bir yol alınırdı'

 

Rojava yönetiminin şu anda fiilen neredeyse bütün dünya tarafından kabul gördüğünü de söyleyen Muslim, Suriye'de nasıl bir çözüm beklediklerine ilişkin de özetle şunları dile getirdi:

"Biz başından beri şunu söyledik. Esad meselesi Suriye'nin birinci önceliği olmamalıydı. En başta, Esad'a sen 6 ay kenarda dur denilebilirdi. Muhalefet bu noktada birleşebilirdi. Ama İstanbul merkezli Suriye muhalefeti, Türkiye'de AKP'nin kucağına oturdu. Türkiye'nin kucağına oturmayan tek muhalif grup biziz. Türkiye, ısrarla Esad meselesini birinci sıraya koydurdu ve muhalefet anlaşamadı. Anlaşma o zaman olsaydı, Suriye'de savaş bu noktaya gelmezdi. Biz demokratik bir Suriye modeli istedik, başından beri de bunu söyledik. Ama diktatörlük yanlıları bunu engelledi ve Esad şartını masaya koydu. Dolayısıyla muhalefetin birliği sağlanamadı, dağıldı. Demokratik Suriye modelimiz kabul görseydi bugüne dek Suriye devriminde önemli bir yol alınırdı. İşte biz Rojava'da bunun olabileceğinin örneğini somut olarak ortaya koyduk. Halkları bir arada barış içinde yaşadığı modelin olabilirliğini dünyaya gösterdik."

Muslim, IŞİD'le mücadele konusunda da şunları söyledi:

"Biz barışçı bir yaşam önerirken kendimizi savaşın içinde bulduk. Demokratik, özerk, birlikte yaşam modelimize saldırıldı. Bizim savaştan, bu yaşam tarzımıza yönelen saldırıya karşı canla, başla, inançla mücadele etmekten başka şansımız yoktu. DAİŞ'e karşı mücadele nedeniyle ABD ve diğer güçlerle aynı çizgide buluştuk. Bu, bizim kendi yaşam tarzımızdan, modelimizden bir taviz anlamına gelmez. DAİŞ, yani en gerici zihniyet, bugün en gelişmiş silahlarla savaşıyor, en ileri teknolojiyi, interneti kullanıyor. Biz bunların hangi güçler tarafından sağlandığının da bilincindeyiz."