Suriye'ye hava operasyonları düzenleyen Rusya, bölgedeki önemli politik unsurlardan biri olan PYD'yle görüştü. Suriye'deki gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede, bölgedeki IŞİD ve benzeri gruplara karşı ortak mücadele etme başlığı tartışıldı.
Hürriyet'in haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ortadoğu Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakanı Yardımcısı Mihail Bogdanov, Suriye’nin kuzeyinde etkili olan PYD'nin lideri Salih Müslim ile Paris’te görüştü.
Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, dün Paris'te yapılan görüşmede, Suriye'deki gelişmeler değerlendirildi. IŞİD ve diğer örgütlerle mücadelede çabaların birleştirilmesi konusuna odaklanıldı.
Yeni Şafak gazetesi, bugün manşetten duyurduğu haberinde, Rusya'nın Suriye'de muhaliflere yönelik hava operasyonlarına karadan destek sağlamak için PYD ile anlaştğını iddia etmişti. Gazete, konuyla ilgili haberinde, "Moskova, Şam ve PYD'nin Kamışlı’da bir irtibat bürosu kurduğunu" aktardı.
Hükümete yakın yayınlarıyla dikkat çeken Yeni Şafak, "Suriye'yi Hazar Denizi'nden gönderdiği füzelerle vuran Rusya, yürüttüğü hava operasyonlarına kara desteği sağlamak üzere harekete geçtiği belirtti. Rusya'nın Suriye yönetimi ile PYD arasında arabuluculuk yaptığı ve üçlünün doğuda koordineli operasyonlar yapma konusunda anlaştığını" öne sürdü.
Suriye krizinin, Cenevre'de 30 Haziran 2012'de düzenlenen toplantıda alınan kararlar gereği, ülkenin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü göz önünde bulundurularak ve ülkedeki tüm etnik azınlıkların yasal hakları temin edilerek çözülmesi gerektiği vurgulandı.
Rusya tarafından görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada şöyle dendi: “PYD lideriyle Suriye’de yaşanan son gelişmeler tüm yönleriyle masaya yatırıldı. Bogdanov, Müslim’den partisinin İŞİD ve benzer terör örgütlerine karşı birlik olmalarını istedi. Suriye’deki krizin çözümü için 30 Haziran 2012 tarihinde Cenevre’de yapılan konferans kararları doğrultusunda adımlar atılması gerektiği söylendi. Bu kararlar Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması ile Suriye devletinin laik siyasi yapıda kalmasını öngörüyor”.