"Ravza Kavakçı, gerçek soru soran gazeteci görmeye alışkın olmadığı için afalladı, AKP, mirasını aktaramamış"

"Ravza Kavakçı, gerçek soru soran gazeteci görmeye alışkın olmadığı için afalladı, AKP, mirasını aktaramamış"

Birgün yazarı Bülent Mumay, AKP Genel Başkan Yardımcısı Revza Kavakçı'nın Deutsche Welle’ye (DW) verdiği röportajı değerlendirdi. Mumay, Kavakçı'nın burada zor anlar yaşadığını belirterek "Karşılarında gerçek soru soran gazeteci görmeye alışkın olmadıkları için biraz afalladı tabii" diyen Mumay, eski Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın da aynı programda aynı sunucunun karşısına çıktığını, daha sonra kasetleri toplattığını hatırlattı. Mumay, "Yaşanan badirelerden dersler alınır, olumlu şeyler de miras olarak sonraki kuşaklara aktarılır. Gelin görün ki AKP’de bu aktarımda sıkıntılar var" ifadesini kullandı. 

Bülent Mumay'ın "Takvim’i ve Dışişleri’ni de mahkemeye verecek miyiz?" başlığıyla yayımlanan (11 Şubat 2018) yazısının ilgili bölümü şöyle:

AKP’de deneyim aktarımı iflas etmiş!

Bir organizasyon için en önemli şeylerden biri kurumsal hafızadır. Yaşanan badirelerden dersler alınır, olumlu şeyler de miras olarak sonraki kuşaklara aktarılır. Gelin görün ki AKP’de bu aktarımda sıkıntılar var... Neden mi, hemen anlatayım...

AKP’nin “insan haklarından sorumlu” Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, Deutsche Welle’deki “Conflict Zone” programında Michel Friedman karşısında zor anlar yaşadı. Görüntüleri izlemişsinizdir… Friedman, sevgili Deniz Yücel’in hiçbir somut kanıt olmadan, mahkemeye çıkarılmadan bir yılı aşkın süredir tutuklu kalmasını gündeme getirdi. Kavakçı ise “Dosyası var” dedi sürekli ama içeriğinden tek satır söz etmedi. Karşılarında gerçek soru soran gazeteci görmeye alışkın olmadıkları için biraz afalladı tabii. Friedman, Deniz’le ilgili tek cümle alamayınca “Peki ya insan hakları?” diye sordu. AKP’li yönetici ise “İnsan hakları...” dedi sıkıntılı bir gülümsemeyle. Oysa yazının girişinde söylediğim deneyim aktarımı olsaydı, bu söyleşiden hiçbirimizin haberi olmayacaktı. Hatta böyle bir söyleşi bile olmayacaktı. Nasıl mı? İki yıl önce dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da, aynı Deutsche Welle’nin aynı programında aynı sunucunun karşısına çıkmıştı. Kılıç, soruları ve yanıtları beğenmeyince, programdan sonra DW ekibinin kasetlerine el koydurmuştu. DW yönetimi de meseleyi mahkemeye taşımıştı. Belli ki “kasetlere el koyma” meselesi AKP’nin kurumsal hafızasına işlememiş. Yoksa kimse Ravza Hanım’ın bu sıkıntılı dakikalarını izleyemeyecekti.