"Referanduma yönelik tehditler Kürtleri birleştirdi"

"Referanduma yönelik tehditler Kürtleri birleştirdi"

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) bağımsızlık referandumu sonuçlandı, ancak tartışmalar devam ediyor. Referandumu yerinde izleyen Yunanlı gazeteci Evangelos Areteos, referandumun Kürt halkını heyecanlandırdığını belirtti ve komşu ülkelerin tehditlerinin daha da birleşmelerine yol açtığını söyledi. Areteos Kürtlerin, "bölgesel ülkelerden ve uluslararası toplumdan gelen baskılar nedeniyle son günlerde bir araya geldiğini" ifade etti.

Areteos, IKBY referandumuyla ilgili izlenimlerini şöyle aktardı:

"Oylama sırasında bir olay yoktu. Durumu çok karışık olan Kerkük’te bile olay yoktu. Güvenlik büyük ihtimalle çok sıkıydı ancak bunu gerçekten göremedik. İnsanlar rahattı. Kerkük’te halkın, küçük bir şeyin bile güvenliği ateşe atabileceğinden korktuğunu ve herkesin provokasyonlardan uzak durduğunu düşünüyorum. İnsanların çoğunluğunun hissettiği, oylamanın tarihsel anlamından dolayı, ruhları şiddetten uzak tuttuğu yönündeydi.”

Duvar'dan Vecdi Erbay'ın haberi şöyle:

Yunan gazeteci Evangelos Areteos, Belçika’nın başkenti Brüksel’de yaşıyor ve Kıbrıs’ta yayınlanan Politis gazetesi için çalışıyor. Brüksel’de yaşasa da Türkiye ve Kürtler, Areteos’un ilgilendiği konuların başında geliyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde 25 Eylül’de gerçekleşen bağımsızlık referandumunu yerinde izledi. Bölgeye gitmeden önce Diyarbakır’a uğrayan Areteos ile burada tanıştık. Seçimden sonra yine Diyarbakır’a gelecek ve referandum izlenimlerini karşılıklı konuşacaktık. Ancak referandumdan sonra Türkiye’nin IKBY için almayı tasarladığı bir dizi yaptırım gündeme gelince, Erbil’den uçakla Kıbrıs’a gitmek zorunda kaldı. Dolayısıyla karşılıklı konuşamadık ama aradaki mesafeye rağmen sorularımı cevaplama inceliğinde bulundu.

Heyecanlı ve olaysız oylama

Evangelos Areteos’un IKBY’de gerçekleşen referandumla ilgili izlenimleri ise şöyle:

“Doğru, oylama sırasında bir olay yoktu. Durumu çok karışık olan Kerkük’te bile olay yoktu. Güvenlik büyük ihtimalle çok sıkıydı ancak bunu gerçekten göremedik. İnsanlar rahattı. Kerkük’te halkın, küçük bir şeyin bile güvenliği ateşe atabileceğinden korktuğunu ve herkesin provokasyonlardan uzak durduğunu düşünüyorum. İnsanların çoğunluğunun hissettiği, oylamanın tarihsel anlamından dolayı, ruhları şiddetten uzak tuttuğu yönündeydi.”

IKBY’de referandumdan dolayı insanların çok heyecanlı olduğunu dile getiren Areteos, bu heyecanı tarihsel bir anın yaşanıyor olması ile tarif etti. Çok kişinin referandumu bir kader oylaması olarak gördüğünü anlatan Areteos, Barzani faktörünün önemine de değindi.

Areteos, “Duhok ve Erbil’de çok heyecan vardı, evet. Fakat Süleymaniye’de heyecan neredeyse yoktu. Heyecan, Kürtlerin tarihi bir anın önünde olduğuna dair bir tutkuyla doluydu. Bu oylama birçokları için bir kader oyu idi. Ama tabi bu heyecan herkes için geçerli değildi. Barzani faktörü referandumda önemli rol oynadı. İnsanlar Barzani yüzünden ‘evet’ ya da Barzani yüzünden ‘hayır’ oyu verdi. Ancak, Barzani faktörü son günlerde daha az rol oynamaya başladı. Bölgesel ülkelerden ve uluslararası toplumdan gelen baskılar nedeniyle Kürtler son günlerde bir araya geldi” dedi.

"Tehditler Kürtleri birleştirdi"

Evangelos AreteoEvangelos Areteos, Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerin tehditlerine de değindi ve “Bu tehditler Kürtleri birleştirdi” yorumunu yaptı.

Bölge ülkelerinin tavrının iç kamuoyuna yönelik olduğunu düşündüğünü belirten Areteos, şunları söyledi: “Bu tehditler tam tersi bir rol oynadı. Aslında Kürtleri birleştirdiler ve aralarında oy birliği sağladılar. İran ve Türkiye, çoğunlukla kendi kamuoylarını tatmin etmek için güçlü tepki göstermek zorunda kaldılar, ancak referandum sırasında tepkileri ve tehditler aslında Barzani lehine çalıştı. Şimdi sorun, referandumun sağladığı bu birliğin hayatta kalıp kalmayacağını ve nasıl başaracağını görmek.”

Areteos, Kürt politikacılar ile Kürt halkının tehditler karşısındaki tutumunu da değerlendirdi:

“Dediğim gibi, tehditler ters sonuç verdi. Politikacılar için söylem çok temkinli ve çok sakindi. Saldırganlıktan kaçındılar ve tonları yumuşaktı. İnsanlar daha açık sözlü davrandılar ve hepsi kendi tarihlerinde birçok kez acı çektiğini ve ihtiyaç duyulduğunda tekrar acı çekmeye hazır olduklarını söylüyorlardı. Bütün bu tepkilere karşı oy kullanmaları ve herhangi bir şeye karşı hazır olmaları ulusal bir gurur kaynağı ile ilgilidir.”

 

ABD ve AB'nin tutumu

Referandum gerçekleşti, halkın yüzde 72’si sandığa giderek oy kullandı ve yaklaşık yüzde 93 oranında ‘evet’ oyu sayıldı. Buna rağmen Türkiye ve İran ekonomik yaptırım ve askeri müdahale seçeneklerini dile getirmeye devam ediyor.

Öte yandan ABD, bölge ülkelerine sakin olmayı telkin etmekle birlikte, IKBY’de gerçekleşen bağımsızlık referandumunu tanımadığını açıkladı. Avrupa Birliği ülkeleri de benzer yönde açıklamalar yaptı. Areteos, hem bölge ülkelerinin hem de ABD ve AB’nin yaklaşımını şöyle değerlendirdi:

“Bence, esas olarak Kerkük’te herhangi bir sorun çıkmazsa, ABD sesini alçaltacaktır. AB için de aynı şey geçerli. Bence bugün Türkiye’nin bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Ekonomik bağlar nedeniyle Türkiye’nin seçenekleri çok büyük değil. Ayrıca Barzani, Kürdistan coğrafyasında Ankara’nın stratejik bir müttefiki olduğu için. Hükümet, Kürdistan ile stratejik ittifak ve ekonomik işbirliği nedeniyle dengeleri korumaya çalışıyor. Bir yandan da siyasi yelpazenin milliyetçi unsurlarının tepkilerini ve memnuniyetsizliğini koruması gerekiyor. Bu kesimin korunması, bir sonraki dönemde çok sorunlu olacak ve Ankara’nın daha agresif olmasına neden olabilir.”

Türkiye-İran yakınlaşması

Bağımsızlık referandumundan sonra bölgedeki olası gelişmeleri de sorduğumuz Evangelos Areteos şöyle konuştu:

“Referandum, Ankara’yı Tahran’a yaklaştırıyor. Fakat bu, Türkiye ile İran’ın daimi müttefikler olacağı anlamına gelmiyor, başka konularda aralarında farklı kapışmalar var. Fakat bu yakınlık, önümüzdeki dönemin ana özelliklerinden biri olacak. Diğer özellik, referandumun Kürtler arasında birlik hissi getirdiğidir. Referanduma başlangıçta karşı olan taraflar ve hareketlerin de tehditler üzerine Barzani’yi takip etmek zorunda kalması olacaktır. Kürtler için asıl soru, bu birlik kalıcı olacak mı? Eğer kalıcı olursa, bölgede daha kompakt bir Kürt cephesi oluşacak. Ve bu çok büyük bir değişime neden olacak.”