Şair, gazeteci ve yazar Refik Durbaş, son yolculuğuna uğurlandı.
Tedavi gördüğü Medeniyet Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde vefat eden Durbaş için Erenköy Galip Paşa Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.
Refik Durbaş'ın eşi Bilge ve oğlu Alican Durbaş'ın taziyeleri kabul ettiği törene, şairin yakınlarının yanı sıra kültür, sanat, edebiyat ve medya dünyasından birçok kişi katıldı.
Pınar Çelikel, Refik Durbaş'la üniversite öğrenciliği yıllarında tanıştığını söyledi.
Çelikel, Durbaş'ın birçok iyi insan yetiştirdiğini anlatarak, "Öğrencilikten bu yana 25 yıl geçti ve bağımız hiç kopmadı. Bugüne kadar ne öğrendiysek ondan öğrendik. Hep en iyileri, en güzellerini... Biz son şanslı gazeteci kuşaktık. Naif bir şair olmasının yanında, çok iyi bir haberci ve röportajcıydı. Hep şair yönüyle ön planda oluyor ama çok iyi bir insandı." ifadelerini kullandı.
Durbaş'ın sevilen biri olduğunu dile getiren Çelikel, "Biz onun hikayeleriyle büyüdük. Anlattığı hikayeler, Cemal Süreya gibi o dönemin en ünlü şairlerinden ve yazarlarından hikayeleriydi. Kitapların yazmadığı şeyleri bize anlatıyordu. Biz her gün sadece çalışmak için değil bunları dinlemek için de işe gidiyorduk. Bizim için çok değerliydi." dedi.
Doğan Kitap Yayın Direktörü Cem Erciyes de daha önce Refik Durbaş'ın 2 eserini yayımladıklarını aktararak, "Kaybı hepimizi çok üzdü. Çünkü o hem şair hem yazar hem de bir dost olarak herkesin kalbinde yer etmiş birisiydi. Dolayısıyla kelimenin tam anlamıyla yeri doldurulamayacak kayıplardan birini yaşıyoruz." diye konuştu.
Erciyes, Refik Durbaş'ın hayata İzmir'de başlayıp sonradan İstanbul'da çalışmalarını devam ettirdiğini belirterek, "Uzun yıllar Cumhuriyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde çalışmış biri. Her zaman emekten ve insandan yana şiirleriyle ilgi çekti, beğeni topladı. En ünlü şiiri 'Çırak Aranıyor', Zülfü Livaneli'nin şarkısıyla beraber kitlelere mal oldu. Aynı zamanda edebiyat dünyasını seven ve o dünyada da sevilen biriydi. Kendi kuşağından herkesle dostluklar kurdu. Kuşağından öncekileri de hep merak ederdi. Zaten son yıllarda Birgün gazetesindeki köşesinde eski edebiyatçı hikayeleri anlatıyordu ve bunlar çok güzel iki kitaba dönüştü. Şiirleri de aslında sert, sıkı bir şiirdi ama kendi kişiliği yumuşaktı." değerlendirmesinde bulundu.
Halk bilimi araştırmacısı, eğitimci ve yazar Sabri Koz ise "İyi bir şair, iyi bir insandı. En önemli özelliği de yerliliği temsil eden büyük bir şairdi. Ruhu şad olsun. Bizim ağabeyimizdi. Kendisini, kitaplarını ve şiirlerini çok severdim." ifadelerini kullandı.
Durbaş'ın cenazesi, öğle vakti kılınan namazın ardından, Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı'nda toprağa verildi.