Reflünün tedavisinde hastaya önce 'ilaç-önlem-diyet' paketi sunuluyor. Ama reflü ilaçlarının uzun süre kullanımı; kalça kemiği kırığı ve çeşitli enfeksiyonlara yatkınlığı artırabiliyor. Kalıcı tedavi ise ancak cerrahi operasyonla elde edilebiliyor. İstanbul Cerrahi Hastanesi Reflü Hastalığı Tanı ve Tedavi Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel, Sabah gazetesine yaptığı açıklamada reflü tedavisinin ömür boyu sürmesi gerektiğini anlatıyor. Reflü için ne zaman ilaç almak gerekir? Yaşamsal önlemlerin hastanın sorununu çözemediği olgularda, bu önlemlere ek olarak bazı ilaçları önermek için çok beklememek lazım. İlaçla, midenin asit üretme yeteneğini tama yakın azaltarak, reflü belirtilerini ortadan kaldırabiliyoruz. Ancak bu ilaçların, reflünün kendisine mani olmadığını unutmamak gerek. İlaçlar sadece yukarı kaçan mide içeriğinin asit, yani tahriş edici özelliğini azaltabiliyor. Ama mekanik nedenlere bağlı olan reflü sürekli devam edebilir, bu nedenle ilaçlar kesildiğinde reflü belirtileri aynen geri gelir. Burada, reflü hastalığı ile ilgili, cerrahi dahil tüm tedavi seçeneklerini hastalara sunma olanağı olmayan hekimlere büyük sorumluluk düşüyor. Reflü tanısı doğru olarak konmuş bir kişiye; ilaç-önlem-diyet paketini önerirken, bu yöntemin sürekli ve mutlak iyileştirme sağlamayacağı söylenmeli. İleri şişmanlık gibi ortadan kaldırılabilecek bir risk faktörü de yoksa, bu tedavinin ömür boyu sürmesinin gerekeceği mutlaka hastaya söylenmeli. Sadece cerrahi kalıcı Reflünün tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri var mı? Reflü tedavisinin bel kemiğini oluşturan 'proton pompası baskılayıcıları'nın; uzun dönem kullanılmaları sonucunda bazı yan etkileri olabiliyor. Örneğin bu ilaçların uzun süreli kullanımı kalça kemiği kırığı ve bazı enfeksiyonlara yatkınlığı artırıyor. Ayrıca bu hastalığın alternatif ve tek kalıcı tedavisinin de laparoskopik anti-reflü cerrahi olduğu mutlaka vurgulanmalı. Çünkü birçok hasta, ömür boyu ilaç kullanma fikrinden bile rahatsız olabiliyor. Reflü hastalığında ne zaman ameliyat kararı verilmeli? Reflü hastalığının tedavisini; gerek pratik gerekse felsefi açıdan ele aldığımızda, kuşkusuz en iyi iyileştirme yöntemi antireflü cerrahisidir. Çünkü anti-reflü cerrahi; reflünün direkt olarak kendisini, yani yukarı sıvı kaçışını ortadan kaldırabilen tek yöntemdir. Önceden bahsettiğimiz gibi reflü aslen bir mekanik bozukluk sonucu oluştuğundan yegane kalıcı ve net tedavi şekli bu mekanik arızanın giderilmesi, yani cerrahi ile mümkündür. Anti-reflü girişimlerin laparoskopik olarak gerçekleştirilebilmesi ise reflü tedavisinde ulaşılan son noktadır. Önce önlem alınmalı! Tüm reflü hastaları ameliyat edilmeli midir? Bu sorunun cevabı kuşkusuz hayır. Reflü hastalığının birincil tedavisi, hastaya bazı önlemler sunmak ve bunların yetersiz olduğu olgularda ilaçlarla yardımcı olmaktır. Sosyal yaşam kuralları, diyet gibi önlemler ve ilaçlara karşın tam rahatlayamayan ya da bunları ömür boyu uygulamak istemeyen bir hastanın çeşitli nedenlerle ameliyat olmasına mani bir durum yoksa; anti-reflü cerrahisi bir seçenek olarak önerilmelidir. Laparoskopik anti-reflü girişim kararını, aslında hasta ve doktorun birlikte vermesi gerekir. Hayat kurtarıcı ve yaşamı uzatıcı değil, yaşam kalitesini yükseltici bir girişim olduğundan, ameliyat olup olmamaya hastanın kendisi karar vermelidir. Ameliyat hiçbir şekilde sadece cerrah tarafından empoze edilmemelidir. Bazı aşırı reflüsü bulunan veya Barrett gibi reflü komplikasyonları gelişmiş olan hastaları, kısmen de olsa cerrahi müdahaleye ikna edici bir tavır sergilemek, reflü uzmanlarına düşer.