'Reform özgür internetin sonu değil'

'Reform özgür internetin sonu değil'
Avrupa Parlamentosu'nun telif hakları ile yaz-kış saati konularında aldığı kararlar ile İngiltere Başbakanı May'in geleceği ile ilgili yorumlar öne çıkıyor.Avrupa Parlamentosu, telif hakları mevzuatında köklü değişiklikler öngören ve kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan reformu kabul etti. Yeni düzenlemeler, içerik üretenlerin haklarının dijital platformlarda daha güçlü bir şekilde korunmasını amaçlıyor. Ancak reform sansüre yol açabileceği, ifade özgürlüğünü ve yaratıcılığı sınırlandırabileceği gerekçesiyle eleştiriliyor. Der neue Tag gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:"İnternette özgürlüğün ne kadar ulvi olduğuna yönelik tartışmalar şimdilik sona erdi. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri oy çoğunluğuyla telif hakları reformunu kabul etti... Şüphesiz (internete veri) yükleme konusundaki özgürlük, farklı meslek gruplarının varlığını tehdit ettiği yerde sona eriyor... Çünkü aynı mantık uygulansa bu komşunun otomobilini (mahallelinin) ortak kullanıma açmak gibi... Telif hakları reformu özgür internetin sonu değil. Ulusal parlamentoların yasayı yaratıcılığı değil, fikri mülkiyet hırsızlığını cezalandıracak şekilde hayata geçirmesi gerekiyor."Frankfurter Allgemeine Zeitung’un aynı konudaki yorumu ise şöyle:"Telif haklarının korunması oylamasıyla ilgili neler savunulmadı: konu sansüre karşı özgürlük, internetin geleceği, ya hep ya hiç... Telif hakları düzenlemesinde asıl konu fikri mülkiyetin korumasında var olan aleni boşluklar. Medeniyete hoş geldiniz! Strasbourg'daki oylama ulusal hukuka uydurulabilecek ve onu eleştirenleri de memnun etmeyi sağlayabilecek bir çerçeve, bir düzenleme sunuyor. Bunun bildiğimiz şekliyle internetin sona ermesine neden olacağı görüşü ise panik yaratmaktan başka bir şey değil. Öte yandan hiçbir şey değişmeyecek olsa düzenleme gereksiz olurdu. Yani eski adıyla 13, şimdiki adıyla 17'nci madde ve 'yükleme filtresi' üzerine tartışmalar daha devam edecek."Avrupa Parlamentosu, yaz-kış saati uygulamasının sonlandırılması için sunulan teklifi kabul etti. Teklif AB üyesi ülkelerden 2021'den itibaren yaz ya da kış saat diliminden birini seçip, değişiklik yapmadan o saat dilimini kullanmasını içeriyor. Ravensburg'da yayımlanan Schwäbische Zeitung AB’nin böyle bir konuda bile hızlı ve net bir karar verememesini eleştiriyor:"Avrupa Parlamentosu'nun yaz-kış saati uygulaması ile ilgili kararı gecikmiş bir karar. Üstelik karar henüz kabul edilmiş de değil. Yaz-kış saati arasındaki gelgitin sonlanabilmesi için daha bir dizi politik ve bürokratik engelin aşılması gerekiyor. Bu süreç AB için riskleri olduğu kadar yeni imkanları da barındırıyor. Şu soru sorulmalı: AB böyle sanal bir işleyişi sonlandıramazken, göç, dış politika ve iklimle ilgili problemlerin üstesinden nasıl gelecek? Üstelik bu, insanları duygusal açıdan etkileyen bir konu. Yaz-kış saati uygulamasıyla ilgili karar bir emsal teşkil etme etkisine sahip. Yapılan bir ankette Almanların yüzde 80'inden fazlası AB'nin iyi bir gaye olduğunu ifade etmişti. Brexit’e borçlu ve siyasi sahnede büyüyen bir belirsizliğe sahip, yüksek bir değer. Avrupa bu noktada eski örneklere hizmet etmek yerine, uygulama konusunda gerçek hayata dokunan bir uzlaşıyla kendi kendisinin reklamını yapma şansına sahip."Regensburg'da yayımlanan Mittelbayerische Zeitung ise Brexit sürecinde İngiltere Başbakanı Theresa May’in içinde bulunduğu durumu değerlendiriyor:"Theresa May'in günleri sayılıymış gibi görünüyor. Muhafazakarların içindeki aşırı Brexit destekçisi sağ kanat 62 yaşındaki May'e, Brexit anlaşmasını kabul etmek için koltuğunu bırakacağı sözünü vermesi ön şartını koşuyor. Aşırılar ikinci aşamada aralarından birinin AB ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerini yürütmesini istiyor. 'Sun' gazetesi 'anlaşmayı onaylamak ve Brexit'i tamamlamak için May'in 'koltuğunu bırakması' gerektiğini bildiriyor. May'in bu sıkı pazarlığı kabul etmesi mümkün. Bu, şimdiye dek Avam Kamarası'nda iki kez reddedilen anlaşmasını kurtarmak için tek yol gibi gözüküyor. Üçüncü bir yenilgiyi kaldıramayacağının May'in kendisi de farkında."dpa/BW,SSB©Deutsche Welle Türkçe