Regl dönemindeki duygu değişimlerinin nedeni bulunmuş olabilir

Regl dönemindeki duygu değişimlerinin nedeni bulunmuş olabilir

Kadınların regl döneminde kötü bir ruh halinde olmaları zaman zaman alay konusu olur. Fakat araştırmacılar, şiddetli regl öncesi dönem (PMS) yaşayan kadınların sadece “huysuz” olmadıklarına dair kanıt buldular.

Bilim Fili'nde yer alan habere göre, kadınların ruh hallerindeki çalkalanmaların nedeni, hücreleri darmadağın eden genetik bir mutasyon olabilir. Olağan PMS yeterince kötüyken, kadınların % 5’i “regl öncesi disforik bozukluk” (PMDD) denilen, regl öncesi dönemde kadının normal hayatına devam edemeyeceği ölçüde yoğun sinirlilik, mutsuzluk, anksiyete, karın şişkinliği ve genel ağrı hallerine neden olan, PMS’in daha aşırı bir versiyonunu çekmektedir.

Araştırmacılar, PMDD’den muzdarip kadınların hormon seviyelerinin normal olduğunu buldular, fakat bir nedenden dolayı vücutları regl sancılarını şiddetlendirecek şekilde, bu hormonlara daha hassastı. Fakat şimdiye kadar, kimse bu hassasiyete neyin neden olduğunu bulamamıştı. Yeni yapılan çalışma, bu sorunu tetikliyor gibi görünen moleküler mekanizmaları açığa çıkarıyor ve regl sancılarının neden olduğu şiddetli ruhsal çalkalanmaların fazlasıyla gerçek olduğunu gözler önüne seriyor.

Birleşik Devletler Uluslar Sağlık Enstitüsü’nden (NIH) David Goldman; “Bu kadın sağlığı açısından çok önemli bir an, çünkü PMDD’ye sahip kadınların, sadece isteyerek kontrol edebilecekleri duygusal davranışlarında değil, cinsiyet hormonlarına tepki veren moleküler aygıtlarında da yerleşik bir farklılık olduğu ortaya seriliyor” diye anlatıyor.

Ekip eneler olduğunu anlayabilmek amacıyla, PMDD hastası 10 kadının ve herhangi bir sorunu olmayan 9 tane kontrol deneğinin hormonal sistemlerindeki progesteron ve östrojeni durdurdular. Hormonlar durdurulduğunda PMDD’ye sahip kadınlarda ruhsal semptomların varlığı sona erip, hormonlar salgılanmaya devam edildiğinde semptomlar yeniden ortaya çıkarken, kontrol grubu deneklerinde aynı değişim gözlenmedi. Bu da PMDD’ye sahip kadınların beyin hücrelerinin, bir şekilde hormonlara farklı tepki verdiğine işaret ediyor.

Nedeni daha iyi anlayabilmek için, araştırmacılar hormonların var olduğu ve olmadığı her iki durum için, beyin hücreleri gibi aynı gen ifadelerine sahip beyaz kan hücrelerini kültürde incelediler. Beyaz kan hücrelerini kullanmalarının sebebi, beyin hücrelerini elde etmenin çok zor olmasıydı.

Araştırmacılar, her iki grup arasında büyük bir gen kompleksinin farklı olduğunu buldu. Bu gen kompleksi ESC/E(Z) adıyla bilinmekte ve stres etkenleri ve hormonlar gibi çevresel girdilere tepki olarak kapatılıp açılan genleri kontrol etmektedir.

Görünüşe bakılırsa, PMDD’ye sahip kadınlarda yoğun ruhsal semptomların çoğunun nedeni, bu gen kompleksindeki mutasyonlar olabilir. Ekip; PMDD’ye sahip kadınlardan alınan hücrelerde, kontrol grubuna kıyasla ESC/E(Z) tarafından kontrol edilen genlerin aşırı ifade edildiğini ve diğer genlerin ise daha az ifade edildiğini gösterdi.

Ekip cinsiyet hormonlarını eklediğinde, farklılıklar daha da açığa çıkarak, PMDD’ye sahip kadınlardaki ESC/E(Z) gen kompleksiyle alakalı birşeylerin, kadınlardaki moleküler yolakların bozulmasına ve kadınların regl olmadan önce, cinsiyet hormonlarına daha hassas olmalarına neden olduğunu öne sürdü.

Bu sadece sınırlı sayıda kadın üzerinde yürütülmüş küçük bir çalışma. PMDD’ye neyin neden olduğunu kendimizden emin bir şekilde söylemeden önce, daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Fakat bu şimdiye kadar altta yatan hücresel mekanizmanın tanımlandığı ilk çalışma, bu nedenle ilk adım olarak görülmesi gerekiyor.

İyi haber şu ki, artık bu sorun üzerinde daha fazla bakış açısına sahibiz ve belki de bir gün bazı etkili tedavi yöntemleri geliştirebiliriz. Şimdilik, kadınlar ağrı kesici almanın, “neşelen” ve “kafana takma” tavsiyelerini almanın dışında çok az seçeneğe sahipler.

“İlk defa, PMDD’den muzdarip kadınlardan alınan hücrelerde anormal sinyal taşınmasına ait kanıtlarımız ve östrojen ve progesterona karşılık anormal davranışsal hassasiyete dair makul bir biyolojik nedenimiz var. Bu gen kompleksi hakkında daha fazla şey öğrenerek, böylesi yaygın rastlanan üreme sistemiyle ve hormonal sistemle alakalı ruhsal bozukluklara karşı gelişmiş tedaviler geliştirme umudumuz var” diye açıklıyor NIH Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’nden Peter Schmidt.