Rekabet Kurulu'nun göz yumduğu "Enerjiyi de ben üretirim" tavrı, mahkemeden döndü

Rekabet Kurulu'nun göz yumduğu "Enerjiyi de ben üretirim" tavrı, mahkemeden döndü

Çevreciler, güneş ve rüzgâr enerjisinin uygun biçimde kullanılması durumunda Türkiye’deki kaynakların yeterli olduğunu, nükleer santral gibi dünyanın terk etmeye hazırlandığı yöntemlerin denenmemesi gerektiğini savunuyor. Buna karşılık, hükümet, nükleer santral projelerine tam hız devam ediyor. Nükleer enerjinin yanı sıra, güneş ve rüzgar enerjisi konusunda da ciddi çalışmalar var. Ancak burası Türkiye. Doğaya zarar verilmemesi ve temiz enerji kullanılması yönündeki tavsiyeler doğrultusunda kısmen harekete geçilse bile zarar verilecek bir nokta mutlaka bulunuyor.

Meram Elektrik, 2009’da yapılan tartışmalı bir ihale sonrasında özelleştirildi. İhalede rakip olan Alarko ve Cengiz Holding, ihale sonrasında ortak bir şirket kurarak Meram Elektrik Dağıtım A.Ş.’yi oluşturdu. Kısa adıyla MEDAŞ, o tarihten bu yana iki holdingin Alcen adıyla oluşturdukları şirket tarafından yönetiliyor.

MEDAŞ’ın faaliyet alanı oldukça geniş ve kârlı. MEDAŞ, Konya, Aksaray, Niğde, Kırşehir, Nevşehir ve Karaman olmak üzere 6 il ve 65 ilçe ile 331 kasaba (belde), 1379 köy ve 512 (köy bağlısı) yayladaki elektrik dağıtımı ve faturalandırmadan sorumlu. Bununla birlikte MEDAŞ’ın faaliyet alanları arasında lisanssız elektrik üretimi de yer alıyor. Firma, bölgedeki bütün trafoların da sahibi konumunda olduğundan, güneş enerjisi üretenlerin, elde ettikleri enerjiyi hatlara yükleyebilmesi için MEDAŞ’tan onay alması gerekiyor. Aksi takdirde enerjinin nakli mümkün değil.

Hatlar ortaklara tahsisli

Konya, Aksaray, Niğde çevresinde, büyük masraflar yaparak güneş enerjisi üretimine geçenler bir süredir dertli. Zira, ne kadar enerji üretseler de MEDAŞ, hat taleplerini reddettiği için kazanç sağlamaları mümkün değil. Üretilen enerjinin de hatlara aktarılması bu nedenle mümkün olmuyor.

Rekabet Kurulu: Soruşturmaya gerek yok

Bu firmalardan Göksu Enerji, bir süre önce Rekabet Kurulu’na başvurarak, MEDAŞ hakkında soruşturma talep etti. Avukat Sertaç Ekinci, başvurusunda, MEDAŞ’ın iki hissedarı Alarko ve Cengiz Holding’te yüksek pozisyonlarda çalışanların kurduğu şirketlere trafo tahsisi yapılırken, bunun dışındaki şirketlerin başvurularının gerekçesiz reddedildiğini kaydetti. Aslında başvuru sahipleri, reddedilen ve kabul edilen başvurulara bakıldığında bile kolaylıkla kanıtlanabilecek bu iddia için Rekabet Kurulu, “Soruşturmaya gerek yok” dedi.

Hakim pozisyonunu kötüye kullananları saptamak ve bunu engellemekle görevli Rekabet Kurulu’nun söz konusu kararında kimlerin imzasının bulunduğu ve bazı imza sahiplerinin ilişkileri ayrı bir başlık. Ancak Rekabet Kurulu kararı, mevcut uygulamanın sürmesini sağladı.

Sürpriz karar

Ekinci, Rekabet Kurulu’nun bu kararı aleyhine dava açtı. Taraflar ve Rekabet Kurulu’nun kararı göz önüne alındığında beklenti yüksek değildi. Ancak Ankara 1. İdare Mahkemesi’nden sürpriz bir karar çıktı. Mahkeme, Rekabet Kurulu’ndan gelen, “Soruşturma açıp açmama hususunda takdir yetkisi kuruma aittir. Ayrıntılı araştırma yapılmış, soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir” savunmasına itibar etmedi.

Kararda, Rekabet Kurulu’nun, Rekabetin Korunması Kanunu gereği uyması gerekli kurallar anımsatıldı. Hakim durumunu kötüye kullanan firmaları engelleme yükümlülüğünün kurulda olduğu anımsatıldı.

148 başvuruya “Kapasite yetersiz” yanıtı

Kararda, MEDAŞ’tan gelen bilgilendirme yazısına yer verildi. Söz konusu yazıda, santralin ilgili hatta uzaklığının kuş uçuşu ile 5 km’den fazla olmaması gerektiği, Göksu Enerji’nin santralinin ise bu kritere uymadığı anlatıldı. Mahkeme, bu yazıya rağmen, farklı bir tespitte bulundu. MEDAŞ’ın, bugüne kadar kabul ettiği 35 başvurudan 13’ünün MEDAŞ’ı oluşturan teşebbüslere ait olduğu saptamasını yapan mahkeme, buna karşılık reddedilen farklı firmalara ait 148 başvurunun tamamına “Kapasite yetersizliği” gerekçesinin gösterildiğini karar altına aldı.

Kararda, MEDAŞ’ın, güneş enerjisi santrali başvurularında kendisi ile ilgili şirketleri diğer şirketlere karşı avantajlı hale getirdiği, hakim durumunu kötüye kullandığı yönünde ciddi emare, şüphe ve delil olduğu, şirket hakkında soruşturma açılması gerektiği vurgulandı. Yıllardır devam eden ve şikayetlere rağmen engel olunmayan uygulamanın kararla son bulup bulmadığını, oybirliğiyle alınan kararın temyizi halinde nasıl bir sonuç çıkacağını ve açılacak soruşturmanın akıbetini göreceğiz.