Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde personelin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri için başlatılan yardım kampanyasına yapacağı en az bağış miktarını Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun belirledi. Rektör Coşkun, güvenlik ve temizlik personelinin 5, idari personelin 50, akademik personelin en az 100 lira bağış yapmasını istedi.
Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre, Bolu Valiliği, 25 Temmuz’daki Başbakanlık Genelgesi ile 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin aileleri ve yaralananlar için başlatılan yardım kampanyasına destek olunması için kamu kurum ve kuruluşlara yazı gönderdi. Vali Aydın Baruş imzalı 23 Eylül tarihli yazıda, “Şehit vatandaşlarımızın ailelerinin kederlerini hafifletmek ve yaralılarımızın acılarına ortak olmak için Başbakanlık makamının ilgili genelgesi ile başlatılan yardım kampanyasına destek amacıyla Valiliğimizce Ziraat Bankası Şubesi’nde hesap açılmıştır. Hesapta toplanan yardımlar genelgede belirlenen hesaba ilimiz adına yatırılacaktır. Konu üzerinde hassasiyetle durularak gereğinin yapılmasını rica ederim” dendi.
AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ise tüm fakülte, enstitü ve yüksekokullara gönderdiği yazıda şöyle dedi:
“Bolu Valiliği Yazı İşleri Müdürlüğünün ’15 Temmuz Dayanışma Kampanyası’ ile ilgili yazısı ektedir. Yardım kampanyasına üniversitemizce katılım sağlanacaktır. Yardım toplamak için görevlendirilecek personel tarafınıza ayrıca bildirilecek olup beklenen en az yardım miktarı aşağıda belirtilmiştir. Üniversitemizde çalışan tüm personelimizin gerekli hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyor şimdiden göstereceğiniz ilgiye teşekkür ediyorum.”
Beklenen en az bağış miktarları ise güvenlik ve temizlik personeli 5, idari personel 50, akademik personel 100 TL olarak yazıda belirtildi.
Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun, yardım kampanyası ile ilgili üniversite bünyesinde daha önce 2 duyuru yaptıklarını, ancak çok etkili olmadığını gördüklerini belirterek, “Valilik de bu konuya eğilmek zorunda kalınca biz de 3’üncü duyurumuzu yaptık ve beklentimizi de orada belirttik. ‘Şu kadar, şu kadar’ bekliyoruz diye. Yoksa zorunlu, mecburi, yaptırımvari bir talep yok. Yardım gönüllülük esasına dayalı bir şey sonuçta” dedi.