Milli Gazete yazarı Mehmed Şevket Eygi, bugünkü köşesinde yeni bir dini anlatıyor. Çok az kişinin bilgisi olduğu Reşad Halife Dini hakkında Eygi şunları yazıyor:REŞAD Halife dinine mensup birisi aleyhimde sağa sola yazılar gönderiyormuş. Sırası gelmişken bu din nasıl bir dindir, kısaca bilgi vermek istiyorum. 1. Mısırlı kimyager Reşad Halife ABD’ye gider, Tucson şehrinde bir merkez ve cami açar ve İslâm’a uymayan fikirlerini İslâm olarak yaymaya başlar; Kitab, Sünnet ve icmâ-i ümmete bağlı gerçek Müslümanları küfür ve şirk ile suçlar ve damgalar, etrafına bir miktar adam toplar. 2.Onlara göre R.H. resuldür ve ona resul demeyen kâfir olur. 3.Bu dinin esası 19 rakamındaki sırdır. Bu 19 sırrını inkâr eden mü’min değildir. 4. R.H.’yi Peygamberimizden üstün görürler. 5. Tevbe sûresinin son iki ayetinin Kur’ân’a sonradan ilâve edildiğini iddia ederler. 6. Kelime-i Şehadet’in ikinci kısmını, yani Eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resulühu kısmını kabul etmezler. Güya bu şirkmiş. 7. Kur’ân’ın tahrif edildiğine inanırlar. 8. Mucizelere inanmazlar. İnterneti açıp “Reşad Halife” kelimelerini yazacak olursanız hayli kaynak önünüze hazır gelecektir. Ehl-i Sünnet Müslümanlarının bu bozuk adam, bu bozuk din hakkındaki tenkitlerini o kaynaklardan öğrenebilirsiniz. Buradan yıllarca önce R.H.’nin çıkartmış olduğu küçük bir gazete görmüştüm. Sapık adam İslâm âlimlerine meydan okuyor, sizler İslâm’ı tahrif ettiniz, gelin tartışalım diyordu. Bunlar namazda setr-i avreti de inkâr ediyor, kadın olsun erkek olsun evinde tek başına çıplak olarak namaz kılınır diyorlarmış. Sevgili Müslüman kardeşlerime böyle bozuk dinlerden, sahte peygamberlerden, onların küfre götürücü inanç ve görüşlerinden uzak durmalarını tavsiye ederim. Vaktiyle Hindistan’ın Kadiyan şehrinde Mirza Gulam Ahmed isimli biri zuhur etmiş; kendisine Arapça ve Sanskrit lisanıyla vahiy geldiğini, nebi olduğunu iddia etmişti. Kadiyanî dininin şehadet kelimesi üçlüdür. Allah’tan başka ilâh olmadığına, Hz. Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna ve -hâşâ-Mirza Gulam’ın da nebi olduğuna şehadet ederler.Dünyanın her yerindeki İslâm ulemâsı bunların kâfir olduklarına dair fetva vermiş, Pakistan parlamentosu da Kadiyaniliği, İslâm’ın dışında müstakil bir din olarak ilan ve kabul eden bir kanun çıkartmıştır. Gerçek İslâm, Fırka-i Naciye’nin anladığı, anlattığı, öğrettiği dindir. Kur’ân’a, Sünnete, icmâ-i ümmete dayanır. On dört asırdan beri hiçbir kopukluk olmadan, hiçbir tahrife uğramadan bütün olarak önümüzdedir. Ashab-ı kiramdan bu yana her asırda yaşamış olan ulemâ, suleha, evliyaullah, kamil mürşidler, Allah’ın yeryüzündeki halifeleri, Resulullah’ın varisleri bu hak dini öğretmişler ve zamanımıza kadar ilk asırdaki safiyetiyle gelmiştir. Kıyamete kadar da bozulmadan devam edecektir. Cenâb-ı Hak ayaklarımızı bu hak dinde sabit kılsın, bizleri sapıklığa ve bid’atlere kaymaktan korusun.