Reyhanlı saldırısı, Obama-Erdoğan görüşmesini nasıl etkileyecek?

Reyhanlı saldırısı, Obama-Erdoğan görüşmesini nasıl etkileyecek?

Serkan Demirtaş

(BBCTürkçe – 13 Mayıs 2013)

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile 16 Mayıs randevusu için yola çıkmaya hazırlanıyor. Suriye krizinin çözümü için uluslararası toplumun çabalarının arttığı bir dönemde ve Reyhanlı’da en az 46 Türk vatandaşının yaşamını yitirdiği saldırının hemen ertesinde Washington’a gidecek olan Erdoğan, Obama’dan daha somut adımlar atmasını daha kuvvetli bir şekilde isteyecek.

Erdoğan’ın uzun süredir beklediği Washington görüşmesi bu hafta gerçekleşecek. ABD yönetiminin Erdoğan ve heyeti için hazırladığı üst düzey protokol düzeni bile Washington’un, Ortadoğu’nun giderek önem kazanan siyasetçiyle yapılacak temaslara verdiği önemi gösteriyor.

Erdoğan-Obama randevusu, tüm Ortadoğu’yu ilgilendiren ve önemli sonuçlar yaratabilecek üç temel sürece rastlaması açısından da çok kritik. Bunlardan en önemlisi şüphesiz Suriye. Suriye bağlantılı son gelişmeler ise mevcut durumu çok daha kritik öneme taşıyor. Bunlardan ilki Suriye’de rejim ya da muhaliflerin kimyasal silah kullanmaya başladıklarına ilişkin güçlenen iddialar. Uluslararası toplumun “kırmızıçizgi” olarak ilan ettiği kimyasal silahların kullanılmaya başlandığı ispat edilirse, gelişmelerin çok daha farklı bir yön alabileceği kaydediliyor. Türkiye de Suriye’den gelen yaralılar üzerinde yaptığı ayrıntılı incelemelerle bu silahların kullanılıp kullanılmadığını tespit etmeye çalışıyor. Bu konunun Obama ile yapılacak görüşmelerde mutlaka ele alınacağı kaydediliyor.

Suriye bağlantılı ikinci konu, ABD ve Rusya’nın geçen sene üzerinde uzlaşılan Cenevre Anlaşması kapsamında yeni bir uluslararası konferans toplanması çağrısında bulunmaları. Bu çağrı aslında uluslararası toplumun Suriye meselesine çözüm bulunması için son dönemdeki inisiyatifleri de tek bir çatı altında toplaması açısından önemli.

Üçüncü önemli gelişme, Türkiye-Suriye sınırı üzerindeki Reyhanlı ilçesinde Cumartesi günü gerçekleştirilen ve 46 kişinin yaşamına mâl olan saldırı oldu. Saldırının arkasında Suriye gizli servisine yakınlığıyla bilinen bir örgüt olduğunu ve planlayıcı dahil üst düzey isimlerinin gözaltına alındığını açıklayan hükümet, Reyhanlı saldırısı gibi olayların tekrarlanmaması için mevcut rejimin bir an önce gönderilmesi söylemini başta Obama olmak üzere tüm yabancı muhataplara iletecek.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, taziye için kendisini arayan İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salehi’ye, Suriye yönetimine verilen desteğin Türkiye’deki 46 sivilin yaşamına mâl olduğu mesajını vererek Tahran yönetiminden artık politikasını değiştirmesini istedi. Türkiye, Batılı müttefiklerine ise “zaman geçtikçe sorunun daha da derinleştiğini ve bölgesel istikrar ve barışı tehdit eder hale geldiği” mesajını vererek, Suriye muhalefetinin elini güçlendirecek adımlar atılması gerektiğini kaydediyor. Bu kapsamda, Erdoğan’ın Obama’ya başta uçuşa yasak bölge oluşturulması olmak üzere birtakım somut adımlar atılması için baskı yapması öngörülüyor.

 

İsrail-Filistin ve Kürt sorununa çözüm süreci

 

Erdoğan-Obama görüşmesini önemli kılan diğer iki bölgesel süreç ise İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ve hükümetin Kürt sorununu çözmek için başlattığı çözüm süreci olarak görülüyor. Tazminat sorununun aşılması için görüşmelere devam eden Türkiye ve İsrail, karşılıklı büyükelçi atama konusunda da ilerleme kaydettiler. Obama görüşmesi sırasında Erdoğan, diplomatik temsil düzeyinin yeniden büyükelçiye çıkarılmasına ilişkin Türkiye’nin kararını açıklayabilir. Bu ziyaret aynı zamanda Türkiye-İsrail normalleşme sürecinin yoğun şekilde altının çizileceği bir ortamı da beraberinde getirebilir.

Erdoğan’ın Washington ziyareti sonrasında gerçekleştireceğini açıkladığı Gazze ziyareti de görüşmede gündeme gelecek konulardan biri olarak görülüyor. Ziyaretin yapılmasına karşı çıkmayan ABD’nin istemi, bu gezinin İsrail-Filistin arasında başlatılması istenilen yeni görüşme sürecine olumlu etki yapacak şekilde gerçekleştirilmesi.

Üçüncü önemli süreç ise Kürt sorunun çözümü ve PKK’nin silahlarını bırakarak siyasi mücadeleyi tercih edeceği bir yöne evrilmesi. Erdoğan’ın Washington’dan takdir ve destek alacağı bu süreç kapsamında, yazım aşaması sürmekte olan yeni anayasa çalışmaları ve demokratikleşme arayışlarının da gündeme gelmesi bekleniyor.