17 Aralık operasyonu kapsamında tutuklandıktan 40 gün sonra tahliye edilen Reza Zarrab’ın geçtiğimiz günlerde A Haber ve Sabah gazetesine konuşmasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biliyorsunuz bir havuz medyası var. Şimdi bu medya Reza Zarrab’ı TV ve kendi gazetelerine çıkarmaya başladı. Neymiş Zarrab çok hayırsever bir iş adamıymış. Cari açığı kapatan biriymiş. Samimi söylüyorum Reza Zarrab’ın heykelini dikmek lazım” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Meclis kavşağında Zafer Çağlayan anıtı dikildi. Onun yanına mutlaka Reza Zarrab’ın heykelinin olması lazım. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığı'nın önünde olması lazım. Zarrab’ın önünde yatan bir İçişleri bakanı heykeli olabilir orada” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, 'Çıkarıyorsunuz Zarrab'ı arkasında fon olarak Türk Bayrağı kullanılıyor. En ağırıma giden budur' dedi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Başbakanlık koltuğunda oturan zat 2010’da 1 Mayıs’ta Taksim’de hiçbir şey olmadığını gördü. '1 Mayıs 2010 Türkiye’nin nasıl değiştiğinin somut bir abidesidir' dedi kendi grup toplantısında. Hiçbir çatışma olmadı. Kimsenin burnu kanamadı. Ertesi yıl yasak gelmeye başladı. Neden? Hangi gerekçeyle yasaklıyorsunuz.
Sonra fatura işçiye çıkmaya başladı. Siz baskı uygularsanız kavga çıkar. Bizim çağrımız, bırakın insanlar nerede istiyorsa orada kutlasın.
17 Aralık’ta bir olay oldu. 17 aralık 2013’te bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bir tarihe bakın bir şimdiye bakın. Her kuruşun hesabını halkına veren bir yönetime bakın… Her kuruşu nasıl hortumlarız diyen bir yönetime bakın. Bakın o dönemde de yolsuzluklar olmuştur ama asla affedilmemiştir. Ne Mustafa Kemal Atatürk ne de İsmet İnönü.
Yolsuzluk yapanları hemen Yüce Divan’a göndermişlerdir. Onlar bu ülkenin her kuruş hesabını verdi. Onlar dünyalık yapalım diye mücadele etmediler. Onların mirası üzerine kurulup devleti soyanlar şimdi karşımızda. 17 Aralık’tan sonra soyulan Türkiye gerçeğini gördük. Bir yabancının 4 bakanı nasıl satın aldığını gördük.
17 Aralık’ta darbe yapıldı diyor. Ne darbesi kardeşim. Hangi darbe. 17 Aralık’ta eğer oğluna telefon edip paraları sıfırla diyorsa bu ülkedeki herkesin düşünmesi lazım. Şunu kimse söylemesin: Efendim Erdoğan’ın bundan haberi yoktu. Bunu diyenin önüne 3 sayfalık 18 nisan 2013 tarihli MİT raporunu koyarız. Bu hafta soruşturmalar başlayacak. Neyin yalan neyin gerçek olduğu ortaya çıkacak.
Biliyorsunuz bir havuz medyası var. Şimdi bu medya Reza Zarrab’ı TV ve kendi gazetelerine çıkarmaya başladı. Neymiş Zarrab çok hayırsever bir iş adamıymış. Cari açığı kapatan biriymiş. Samimi söylüyorum Reza Zarrab’ın heykelini dikmek lazım.
Meclis kavşağında Zafer Çağlayan anıtı dikildi. Onun yanına mutlaka Reza Zarrab’ın heykelinin olması lazım. Ama bir heykel yetmez. İkinci heykelin İçişleri Bakanlığı'nın önünde olması lazım. Zarrab’ın önünde yatan bir İçişleri bakanı heykeli olabilir orada.
Üçüncü heykeli Başbakanlığın önüne dikeceksiniz. Elinde bir çikolata kutusu Başbakan’a giderken. Son balkon konuşmasından bütün üçkağıtçılar vardı aile de vardı orada. Reza Zarrab yoktu. Onu da alsınlar oraya. Bence Bakanların cari açığını kapatmıştır. Rüşvetin yeni adı cari açığı kapatma. Ben merak ediyorum bu adam sanayiciydi de haberimiz mi yoktu. Rüşvetin adı cari açık oldu şimdi.
Çıkarıyorsunuz Reza Zarrab’ı arkasında fon olarak Türk Bayrağı kullanılıyor. En ağırıma giden budur. Bir sahtekarın arkasına Türk bayrağı koyularak onu meşru gösterme asla mümkün olmamalıdır. Bunu hesabını havuz medyasından soracağız.