Reza Zarrab 'tanık' oldu, Hakan Atilla hâkim karşısına çıktı: Süleyman Aslan, Zarrab'tan 'utanmazca' rüşvet aldı!

Reza Zarrab 'tanık' oldu, Hakan Atilla hâkim karşısına çıktı: Süleyman Aslan, Zarrab'tan 'utanmazca' rüşvet aldı!

ABD'nin İran'a yönelik ambargo uygulamasını deldiği iddiasıyla ABD'de tutuklanan ilerleyen süreçte ise 'tanık' statüsüne geçen Reza Zarrab'ın adıyla anılan ve eski Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tek sanık olduğu davanın jürili ilk duruşması görüldü.

Reza Zarrab'ın, itirafçı olmayı kabul ettiği belge, gizlilik kararı kalkınca ortaya çıktı. Zarrab'ın tüm suçlamaları kabul ederek imzaladığı belgenin üzerindeki 26 Ekim 2017 tarihi dikkat çekti. Belgeye göre Zarrab bir ay önce itirafçı olmuş.

ABD hükümeti adına tanıklık yapacağı belirtilen Zarrab, dosyaya 5 numaralı tanık olarak girdi. Zarrab'ın aleyhinde tanıklık yapacağı Hakan Atilla'nın avukatları ise ilk sözlerinde, gerçek ‘suç ortağının’ eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan olduğunu söyledi.

Atilla'nın avukatı Victor Rocco, savcılığın Reza Zarrab'ın sırtını sıvazladığını belirterek, "Yüksek makamlara ayakkabı kutularında rüşvet yollayan Atilla değil Zarrab'tı. Sanık sandalyesinde oturması gereken Reza Zarrab" dedi. Rocco, "Süleyman Aslan, Zarrab'tan 'utanmazca' rüşvet aldı" iddiasında bulundu.

"Zarrab ile Atilla arasında özel bir dostluk bulunmadığını, 16 ay içinde yalnızca 6 telefon görüşmesi yaptığını" anlatan Rocco, Zarrab ile Aslan arasında ise 32 telefon görüşmesi ve yüzlerce sayfalık telefon mesajlaşması bulunduğunu söyledi. Duruşmada, Atilla'yı New York JFK Havalimanı'ndan çıkarken gözaltına alan FBI ajanı da tanık olarak dinlendi. 

Zarrab'ın tanık olduğuna dair belge ortaya çıktı

 

Reza Zarrab'ın suçunu kabul ettiğine dair belge yayınlandı

Hakim Richard Berman, 366 sıra numaralı dosyadaki belgeleri kamuya açtı. Bu belgelerden biri de Zarrab'ın itirafnamesiydi.

Zarrab'ın tüm suçlamaları kabul ederek imzaladığı belgenin üzerindeki 26 Ekim 2017 tarihi dikkat çekti. Belgeye göre Zarrab bir ay önce itirafçı olmuş.

Bu itirafnamede, suçlamaları açıkça kabul ettiğini, belgeyi imzalarken de hiçbir baskıya maruz kalmadığını söyleyen Sarraf, "Benden imzalar alınırken mantığımı etkileyecek, uyuşturucu, alkol ve benzeri hiçbir durum olmadığını belirtirim" dedi.

Reza Zarrab'ın toplam yedi suçlamada suçlu olduğunu kabul ettiğini bildirdi. Zarrab'ın kabul ettiği suçlamalardan altısının konusu İran'a yönelik yaptırımların delinmesi. Yedincisi ise cezaevinde bir gardiyana rüşvet verme teşebbüsü.

ABC gazetesinden Serdar Nâzım Yüce'nin haberine göre, Zarrab'ın cümlelerinden bazıları şöyle:

“İddianameyi okudum ve hakkımdaki suçlamaların niteliğini anladım. İddianame ile ilgili konularda bildiklerimin hepsini avukatıma söyledim.”

“Suçun kabulü ile birlikte mahkemenin uygulayacağı ceza, anayasal haklarım ve hakkımda ki suçlamaların niteliği hakkında avukatım tarafından bilgilendirildim.”

“Suçlu olduğumun kabulü kararını özgürce ve gönüllü olarak verdim.”

“Suçlu olduğumun kabulü kararını almam noktasında teşvik edilmedim.”

“İmzalamış olduğum ‘itiraf pazarlığı’ sözleşmesinde yer alanlardan başka herhangi bir vaatle herhangi başka bir belge imzalamadım. Eğer böyle bir belge ortaya çıkarsa suçumun kabulü gereği olarak mahkemeye gideceğim”

“Suçlu olduğumun kabulü kararını herhangi bir güç, baskı ve korku altında almadım.”

Duruşma 2 saat geç başladı

New York'ta görülmekte olan, Reza Zarrab davası olarak başlayıp, Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın tek sanık olduğu dava resmen başladı. 

Duruşmanın ABD saati ile 09.15’te başlaması planlanıyordu. 12 kişilik jüri için 82 adayın salona gelmesi beklendi. Bu yüzden duruşma 2 saat geç başladı. Aday jürilerin sayısının fazla olması nedeniyle gazeteciler ve diğer izleyiciler duruşmayı başka bir salonda video konferans yoluyla takip etti.

“Zarrab yalanların gerisindeki gerçek hikâyeyi anlatacak”

Davada ilk sözü, açılış konuşmalarını yapan savcılık ve savunma aldı.

Savcı Yardımcısı David Denton, davanın tutuklu tek sanığı konumunda kalan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla aleyhinde tanıklık yapacak Zarrab'dan çok şey anlatmasını beklediklerini belirtti. 

Denton, jüri üyelerine hitabında, 'yıldız tanık' olarak sunduğu Zarrab'ın, ABD yasalarını çiğneyerek suç işlediğini kabul ettiğini ve ABD hükümetiyle işbirliği yapmaya karar verdiğini söyledi. Denton, Zarrab'ın 'İran'a yaptırımları delmeye yönelik muazzam şebekenin hikayesini içerden biri olarak anlatacağını, bununla ilgili söylenen tüm yalanların gerisindeki gerçek hikayeyi ortaya sereceğini' dile getirdi. Zarrab'a ilaveten Aralık 2013 soruşturmalarında yer almış bir Türk polisinin de tanık olduğunu aktardı.

Savcı Yardımcısı, Zarrab'ın ifadesinin Türkiye'de 2013'te patlak veren yolsuzluk soruşturmasıyla bağlantılı kişileri de ortaya çıkaracağından söz etti. Denton, 'Zarrab'ın yaptırımı delme, kara para aklama yollarını sunduğu, maliye uzmanı Atilla'nın bunları meşru gösterecek yöntemleri sağladığı' suçlamasında bulundu

“Ayakkabı kutularında rüşvet yollayan Atilla değil Zarrab'tı”

Denton'un ardından söz alan Mehmet Hakan Atilla'nın avukatı Victor Rocco ise açılış konuşmasında Zarrab'ın hapis cezasından kurtulmak için yalan söylemeye hazır olduğunu söyledi ve güvenilir olmadığını söyledi.

"Zarrab'ın Türkiye'de rüşvet ağı kurduğunun bilindiğini, rüşvet verdiği kişiler arasında üst düzey yetkililerin de olduğunu" savunan Rocco," Yüksek makamlara ayakkabı kutularında rüşvet yollayan Atilla değil Zarrab'tı. Sanık sandalyesinde oturması gereken Reza Zarrab az ceza alma ya da hiç ceza almama umuduyla savcılıkla anlaştı. Savcılık Zarrab'ın sırtını sıvazlıyor. Zarrab'ta gizli tanık olmayı ve ailesiyle birlikte ABD'de yaşamayı planlıyor" dedi. 

"Reza Zarrab gardiyanlara içki, kadın ve uyuşturucu için rüşvet verdi"

Rocco "Zarrab eski alışkanlıklarını New York'ta hapishanede de sürdürmeye çalıştı. Dışarıdan içki, uyuşturucu, hatta kadın getirtmek için hapishane görevlilerine de rüşvet verdi" diye konuştu.

Zarrab ile Atilla arasında özel bir dostluk bulunmadığını, 16 ay içinde yalnızca 6 telefon görüşmesi yaptığını anlatan Rocco, Zarrab ile Aslan arasında ise 32 telefon görüşmesi ve yüzlerce sayfalık telefon mesajlaşması bulunduğunu söyledi. 

Rocco, sözlerine şöyle devam etti:

"Zarrab istediklerini alabilmek için Rusya, Çin, İran ve Türkiye'de hükümet liderleri ve iş adamlarına ödediği rüşvetlere servetini yatırdı. Zarrab için rüşvet bir yaşam tarzı. Onun için herkesin bir fiyatı vardır."

"Süleyman Aslan, Zarrab'tan 'utanmazca' rüşvet aldı, Zarrab'ın oyuncağı haline geldi"

Halkbank eski Genel Müdür Süleyman Aslan'a yönelik iddialarını sürdüren Rocco Atilla'nın kimseden rüşvet almadığını, kimseye rüşvet vermediğini, banka çalışanı olarak yalnızca görevini yaptığını söyledi. Rocco, "Süleyman Aslan'ın Zarrab'dan aldığı rüşvetlerle cebini doldurduğunu" ifade etti.

Atilla'nın avukatları Aslan'ın Zarrab'dan ‘utanmazca’ rüşvet aldığını, Zarrab'ın 'oyuncağı' haline geldiğini söyledi. Rocco, “Atilla, ne Halkbank'ı ne de Türk bakanları korumak için burada değil” diye konuştu.

Aralık 2013'te Aslan'ın evinde yapılan aramada ayakkabı kutuları ve iki banyo lifine tıkıştırılmış şekilde 2 milyon 445 bin dolar, 950 bin İngiliz Sterlini ve 520 bin TL bulunduğuna dair haberler medyaya yansımıştı. Daha sonra soruşturma ve mahkemenin sonucunda Süleyman Aslan beraat etmiş, arama sırasında ele geçirilen para da yasal faiziyle kendisine iade edilmişti.

Erdoğan, dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın dürüstlüğünden şüphesi olmadığını, olsa olsa saflığının kurbanı olabileceğini belirtmiş, "Halkbank Genel Müdürü’nün dürüstlüğünden en ufak bir şüphem yoktur. Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur. Olayı farklı yerlere çekme gayreti var. Süleyman Bey’de o parayla ilgili makbuz var mı? Ortada makbuz varsa kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmaz" demişti.

Duruşmada, Atilla'yı New York JFK Havalimanı'ndan çıkarken gözaltına alan FBI ajanı da tanık olarak dinlendi. 

"Zarrab yarın ifade verebilir"

Atilla’nın avukatlarının davanın iki hafta ertelenmesi talebi reddedilirken, Zarrab’ın Atilla aleyhinde ifade vereceği belirtildi. Duruşmayı izleyen New York Times’ın adliye muhabiri Benjamin Weiser, savcının açıklamasına göre Zarrab’ın suçunu kabul ettiğini aktardı. Buna göre, Zarrab yarın ifade verebilir.

Bharara'nın yorumu

Yargı sürecini başlatan savcı olan ama daha sonra ABD Başkanı Donald Trump tarafından görevinden alınan Preet Bharara, dün davaya Twitter'dan şu mesajı atarak eşlik etti:

''Reza Zarrab'ın davada her türlü suçlamayla mücadele etmeye hakkı var. Kendisine yardım etmeleri için avukatlardan bir 'rüya takımı' kurdu. Suçunu kabul etti, çünkü gerçekten de hakkında yapılan suçlamaları işledi.''

New York Times'tan Türkçe tweet

New York Times, Zarrab davasına dair gelişmeleri Türkçe olarak attığı tweet ile duyurdu. "Zarrab, suçunu kabul etti ve Hakan Atilla'ya karşı tanıklık yapacak" tweetinin ardından ikinci bir paylaşımda bulunan New York Times, "Reza Zarrab'ın suçlamaları kabul etmesi Türkiye - ABD ilişkilerine olumsuz etki edebilir" ifadelerine yer verdi.

 

Hakan Atilla'ya yöneltilen suçlamalar

Sanıklara iddianamede altı suçlama yöneltiliyor:

- ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma,

- Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı (International Emergency Economic Powers Act) delmek için kumpas kurma,

- Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma,

- Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma,

- Kara para aklama,

- Kara para aklamak için kumpas kurma.

TIKLAYIN - İşte Zarrab davasında jürinin özellikleri

Jüri 12 kişiden oluşuyor; 6 kişi ise yedek. Jüri üyelerinin kimlikleri kamudan gizlenecek. Yargıç jüri üyelerine mahkemede numaralarla hitap edecek.

Dava resmi olarak kayıtlarda İngilizce olarak U.S. v Zarrab, 15-cr-867, U.S. District Court, Southern District of New York (Manhattan) olarak geçiyor. 

Osman Zeki Canıtez ve Aykan Erdemir hakkında yakalama kararı 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, "Türkiye'den ABD'deki davaya sahte delil ve belge götürdüğü" iddiasıyla Bankalar Yeminli Murakıbı Osman Zeki Canıtez ile CHP eski Milletvekili Aykan Erdemir hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başavcılığı yakalama talepli yazısında şu ifadelere yer verildi:

"FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün taşeronluğunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti ve Anayasal Düzenine yönelik gerçekleştirilmeye çalışılan 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsünün başarıya ulaşmaması üzerine Amerika Birleşik Devletleri üzerinden yürürlüğe konulan aynı kurgu/planın işbirlikçiliğini yürüten ve bu minvalde hazırladığı dosya içerisinde örneği bulunan 28 Ocak 2014 tarihli sözde sahte raporu yurtdışına götürerek Newyork bölge mahkemesine ulaştırmak suretiyle yargılamada delil olarak kullanılmasını sağlayan , bununla birlikte açık kaynaklardan elde edilen bilgiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma yürüten Newyork Bölge Savcısı Joon H.Kim ve savcılık bürosu tarafından terör örgütüne üye olmak suçu yönünden yakalama kararları ile aranmakta olan firari Osman Zeki Canıtez ve aynı tanık listesinde ismi bulunan Aykan Erdemir hakkında TCK 326 /1 maddesi gereğince ‘Devletin Güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme', 'Amacı dışında kullanma' ve “Hile ile alma çalma' suçlarından haklarında soruşturma yürütülmektedir.  Yürütülen soruşturma kapsamında şüphelilerin hali hazırda firari durumda oldukları gerek açık kaynaklardan elde edilen bulgular gerekse dosya içerisine örneği sunulan rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzere atılı suçu işlediklerine dair yeterli bulgulara ulaşılmış olup, şüphelilerin kaçmakta olmaları nedeniyle çağrı yapılamadığı ve kendilerine ulaşılamamıştır"

Şüpheliler hakkında yakalama çıkarılması istenen savcılık yazısında, şüphelilerin  ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakılmaması, tutuklamaya sevk edilip edilmeyeceği hususunun soruşturmayı yürüten savcının takdirine bırakılması talep edildi.    

Savcılığın talebini değerlendiren İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi, şüphelilerin firari oldukları, elde edilen bulgluar ve dosyaya sunulan rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzerinde atılı suçları işlediklerine dair yeterli bulgulara ulaşılmış olup haklarında, "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme", "Amacı dışında kullanma", "Hile ile alma ve çalma" suçlarından yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.

Osman Zeki Canıtez kimdir?

Bankalar Yeminli Murakıbı ve halen "FETÖ soruşturması" kapsamında firari sanık olarak yargılanan Osman Zeki Canıtez imzasıyla 24 Ocak 2014 tarihli bilirkişi raporu yayınlanmıştı.

17/25 Aralık soruşturmaları sırasında “Komisyon oranlarının düşürülmesi, rüşvet ilişkisi ve sahte evrakla işlem yapılmasına göz yumulması gibi” suçlamalarla ilgili olarak talep edilen bilirkişi raporunda dikkati çeken ifadeler, hayli uzun bir dizi suçlama ve uyarıyı da içeren “Halbank’ın İran yaptırımları ile ilgili rolünün suç vasfının ve bu durumun yaratacağı olası etkilerin” anlatıldığı bölümde dile getirilmişti.

“İran’a yaptırımlar ve Halkbank’ın rolü ile ilgili olarak,” ifadeleriyle başlayan söz konusu bölüm “… özellikle ABD’nin İran’a karşı yaptırım kararlarına muhalif işlemler gerçekleştirilmesini” bir suç olarak tanımlıyor. Murakıp Canıtez’ın raporun devamında dile getirdiği “Başta USD olmak üzere yabancı para işlemlerinin kısıtlanması, yurt dışındaki muhabir banka ilişkilerinin dondurulması” gibi işlemler suç olarak tanımlanıyor ve bu suçun önlenmemesi halinde Halkbank’ın ve dolayısıyla Türkiye’nin başına gelebilecekler sıralanıyor.