Rıza Türmen: Başka bir Türkiye’nin var olduğunu gösteremezsek daha fazla çukura düşeriz

Rıza Türmen: Başka bir Türkiye’nin var olduğunu gösteremezsek daha fazla çukura düşeriz

Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, "15 Temmuz darbe girişimi öncesi ortaya çıkan birlik ihtiyacına bugün daha çok gereksinim var" dedi. Türmen, “İşler yeteri kadar kötüydü Türkiye’de. 15 Temmuz öncesi yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmış, temel haklar ihlal edilmiş, kuvvetler ayrılığı sona erdirilmiş, tüm güç tek elde toplanmıştı. 15 Temmuz sonrası bunlar daha kötü oldu" ifadesini kullandı. Türmen, “Başka bir dünya, başka bir Türkiye’nin var olduğunu, olabileceğini göstermek lazım. Ancak böyle bir çukurdan çıkabiliriz. Yoksa giderek daha fazla çukura düşmeye devam ederiz" görüşünü dile getirdi.

Türmen'in görüşlerini Cumhuriyet'teki köşesinde aktaran Ayşe Yıldırım'ın yazısı şöyle:

Yeni bir umut ve güç odağı yaratmak için yola çıkan Demokrasi İçin Birlik Hareketi beklenen kurultayını topluyor.

Eski CHP milletvekili Rıza Türmen’in 13 Mayıs’ta T24’te yayımlanan Bir Demokrasi Cephesine Gereksinim Var başlıklı yazısının ardından oluşturulan Demokrasi İçin Birlik Hareketi, ilk toplantısını 28 Haziran’da İstanbul Tabip Odası’nda yapmıştı. Rıza Türmen ile Binnaz Toprak’ın çağrıcısı olduğu toplantının ardından “başlangıç” bildirgesiyle amaç ve hedeflerini ortaya koyan hareket, ekim ayında bir kurultay yapacağını açıklamıştı. Demokrasi İçin Birlik Hareketi’nin yürütücülerinin o günden bu yana başta İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere birçok kentte yaptığı hazırlık toplantılarının ardından kurultay yarın Şişli Kent Kültür Merkezi’nde toplanıyor. Yani 28 Haziran’dan bu yana yapılan çalışmalar ve hazırlıkların sonucunda ortaya çıkan kurultayda Demokrasi İçin Birlik Hareketi ete kemiğe bürünecek. Ve sürekliliği olan devamlı bir yapı haline gelecek.

Başlangıç bildirgesinde de açıklandığı gibi Demokrasi İçin Birlik Hareketi, ülkenin içinde bulunduğu karanlık durum karşısında demokrasiden yana olan tüm güçlerin asgari demokratik ilkeler etrafında bir araya geldiği bir hareket. Demokratik kurallara, kazanılmış haklara, hukuka yönelik saldırılar karşısında meşru demokratik direniş hakkını savunuyor. Ve bu amaçla toplumun her kesiminden yükselen itirazları umut ve direnç yaratacak ortak bir mücadeleye taşımak üzere harekete geçiyor.

23 Ekim’de gerçekleştirilecek olan Demokrasi Kurultayı’nda da temel olarak belirlenecek ortak amaçlar etrafında birleşecek güçlerin nasıl bir mücadele yürüteceği ve nasıl bir yapı oluşturacağı belirlenecek.

Rıza Türmen, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ortaya çıkan birlik ihtiyacına bugün daha çok gereksinim olduğunun altını çiziyor: “İşler yeteri kadar kötüydü Türkiye’de. 15 Temmuz öncesi yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılmış, temel haklar ihlal edilmiş, kuvvetler ayrılığı sona erdirilmiş, tüm güç tek elde toplanmıştı. 15 Temmuz sonrası bunlar daha kötü oldu.”

Bu süreci durduracak bir şeye gereksinim olduğunu vurguluyor Türmen, “Bu da parlamentonun içinde değil, onu görüyoruz” diyor. Tam da bu yüzden Demokrasi Cephesi’ne ihtiyacın ortaya çıktığını anlatıyor:

“Parlamento içi siyaset bu gidişi durduramıyor, tam tersine bu paradigmanın bir parçası haline geldi. Zaten işlevsizdi parlamento şimdi büsbütün işlevsiz oldu. OHAL ile yasama yetkileri yürütmeye devredildi. Ufacık bir alan kaldı parlamentoya ki KHK’leri onaylaması. Ama o da yapılmıyor. Diğer yandan sivil toplumda bir endişe ve bunun getirdiği bir enerji var. Herkesin düşüncesi; ne yapalım, nasıl yapalım? Ve bunun için bölük pörçük mücadeleler gösteriliyor. Ama böyle bir yere varılamaz. Bu mücadelelerin birleştirilmesi lazım ki bu işten bir çıkış umudu doğsun. Hareket buradan başladı.”

Peki nasıl bir birlik hareketinden bahsediyoruz.

İlk baştan beri ısrarla vurgulanan bir noktanın altını çiziyor Türmen: “Bu kesinlikle kurultaya katılacak kişiler ve kuruluşların ideolojik bir birleşmesi değil. Bugünkü duruma itirazı olan her platformun, yaşanılanlardan mutsuz olan ve demokrasiden yana olan her kuruluşun kendi ideolojisini saklı tutarak sahibi olacağı ortak bir proje. Farklılıkların birleşmesi aslında yapılmak istenen.”

Doğal olarak yatay bir örgütlenme olacak. Hiçbir bürokrasisi ve merkezi yani hiyerarşisi olmayan bir örgütlenme şekli. Bugünkü siyasi yapılardan farkı da bu olacak, yeni bir örgütlenme şekli hedefleniyor. Çünkü siyasetin parlamento dışına çıkarılması hedef. Yeni bir kamusal alan oluşturulacak ve orada siyaset yapılacak. “Bu yeni bir siyaset anlayışı. Ama siyasi bir parti değil. İktidara gelmek veya iktidarı devirmek iddiası yok. O hegemonik yapıda çatlak açabilir” diyor Türmen. Hareketin nereye gideceğini ise zaman ve oluşum gösterecek. Kurultay bunun altyapısını hazırlayacak. “Topluma yeni bir heyecan ve umut vermek” adına çünkü “Buna çok ihtiyaç var.” Bunun için de Türmen’in de dediği gibi sadece kurultaya katılacak yapılarla sınırlı kalmaması ve geniş kitlelerce alternatif olarak gösterilmesi lazım.

Türmen’e göre “Başka bir dünya, başka bir Türkiye’nin var olduğunu, olabileceğini göstermek lazım. Ancak böyle bir çukurdan çıkabiliriz. Yoksa giderek daha fazla çukura düşmeye devam ederiz.”