Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen, Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu'nun, eski Zaman yazarı, gazeteci Şahin Alpay hakkında ikinci kez verdiği hak ihlali kararını değerlendirdi. Kararın, ilk derece mahkemesi tarafından uygulanmaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), AYM’yi etkili bir iç hukuk yolu olarak saymamaya başlayacağı ve kendisine gelen başvuruları doğrudan kabul edebileceği yönündeki iddiaları hatırlatan Türmen, “Anayasa Mahkemesi kendini kurtardı” yorumunu yaptı.
Şahin Alpay hakkındaki ikinci kararın AYM’nin ’hak ihlali’ kararı verdiği bir diğer isim olan Mehmet Altan’ı etkileyip etkilemeyeceği konusunu da değerlendiren Türmen, Mehmet Altan hakkındaki hükmün kesinleşmiş olması nedeniyle Şahin Alpay ile durumlarının farklılaştığını kaydetti. Türmen, ”Mehmet Altan için tutuklamanın hak ihlali olduğu kararı geçmişte kalmış bir ihlalin saptaması olacak” dedi.
Türmen, “AYM kararının diğer gazeteciler bakımdan da, bundan sonraki kararlar bakımından da emsal teşkil edeceğini” kaydetti.
Rıza Türmen’in AYM’nin Şahin Alpay hakkındaki kararına ilişkin T24’e yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“Anayasa Mahkemesi doğru bir karar verdi. Zamanlama bakımından bunu bir parça Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına denk getirmeye çalıştı. Ondan önce bir karar verdi. AİHM’den ön almaya çalıştı. Tabii birtakım böyle saikler olabilir ama bunlar bir tarafa orada başka bir şey var. AYM’nin son kararının ilk derece mahkemesi tarafından tanınmamasından sonra artık ortada yeni bir ihlal var. Anayasa Mahkemesi’nin ilk kararından sonra Şahin Alpay’la Mehmet Altan’ın cezaevinde bulunmasının hiçbir hukuki dayanağı kalmadı. Yani bunlar korsan bir şekilde, kaçırılıp bir eve kapatılmışlar gibi bir durumla karşı karşılayalar. O yüzden yeni bir ihlal olduğunu da göz önünde tuttu Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi, AİHM’e karşı kendini korudu. Alt mahkeme tarafından kararın tanınmaması yüzünden AİHM, “AYM’ye bireysel başvuru bir iç yargı yolu olarak etkili olmaktan çıkmıştır” diyebiliyordu. Böyle bir tehlike vardı. Bunu önlemeye çalıştı. Ama saikler ne olursa olsun doğru bir karar. Ve yani sonunda Şahin Alpay serbest bırakıldı.
İlk derece mahkemesi bunu nasıl izah edecek merak ediyorum. AYM’nin son kararı ile şimdiye dek geçen süre tamamen hukuksuz bir hürriyetten mahrum bırakılma idi. Bunun bir tazminatı olması lazım.”
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde maddenin başlığı “kişinin özgürlüğü” başlığını taşır. Kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmamasıdır mesele. Cezaevinde kişi özgürlüğünden yoksun bırakılır. Ev hapsi tam olarak özgürlükten yoksun bırakma sayılmayabilir. Tabii ki dışarı çıkma özgürlüğü var, dolaşma özgürlüğü falan var ama bütün bunlar için mahkemenin neden buna karar verildiğini açıklaması lazım.
Cezaevinde tutukluysa örneğin, neden başka tedbirler alınmadı onu açıklaması gerekirdi. Doğru düzgün bir açıklama hiçbir zaman verilmedi. Ama şimdi ev hapsine karar verildiği zaman neden ev hapsine karar verildi o zaman? Yani kaçma tehlikesi mi vardı? Nasıl vardı? Niçin vardı? Bunu açıklaması gerekir mahkemenin.”
“Mehmet Altan ile ilgili başka bir vesile var çünkü mahkumiyet kararı çıktı Mehmet Altan için. Yani bundan dolayı Şahin Alpay ile Mehmet Altan arasında bir fark doğru. Mahkumiyet kararı çıkınca Mehmet Altan’ın tutuklu statüsü ortadan kalktı. Mahkum statüsü geldi yerine. Onun için Mehmet Altan için tutuklamanın hak ihlali olduğu kararı geçmişte kalmış bir ihlalin saptaması olacak. Şahin Alpay bakımından tabii hemen sonuç veriyor. Çünkü hakkında hüküm yok.”
“Kararın diğer gazeteciler bakımdan da, bundan sonraki kararlar bakımından da emsal teşkil etmesinden söz edebiliriz. Anayasa Mahkemesi kararı iyi yazılmış bir karar. AİHM içtihadını bilen biri tarafından yazılmış gayet bir sağlam bir karar. Dediğim gibi Anayasa Mahkemesi kendini kurtardı.”