AB Komisyonu, tartışmalı yargı reformu nedeniyle Polonya’ya yaptırım uygulamaya hazırlanıyor. AB tarihinde ilk kez işletilecek 7'nci madde ile Polonya'nın oy hakkının iptal edilmesi de gündeme gelebilecek. Rhein-Neckar-Zeitung gazetesi bu konuda yapılmış geçmişteki iki önemli hataya dikkat çekiyor:
"AB Komisyonu'nun kararlı bir biçimde elindeki tüm imkanları kullanarak (Polonya'da iktidardaki) PiS hükümetine sınırlarını göstermesi elbette doğru. Yalnız, bunun bir yararı olmayacak. Ama bunun sorumlusu AB'nin bugünkü devlet ve hükümet başkanlarından ziyade Birlik yapısını henüz olgunlaşmadan yaratanlardır. Almanya'da bu sürecin başını çekenler Kohl ve Schröder olmuştur. Yeni oluşum yaratılırken ne antidemokratik ülkelerin devre dışı bırakılması diye bir önlem düşünüldü ne de basit çoğunlukla kararların alınması ilkesinin üzerinde duruldu. Bugün midemizi ekşiten o dönemin iki önemli hatasıdır bunlar.”
Berliner Zeitung'un yorumu da aynı konuda:
"AB'nin tarihinde ilk kez Birlik Sözleşmesi'nin 7'nci maddesi işletiliyor. Brüksel'in jargonu ile konuşacak olursak, orada bu önlemden ‘nükleer opsiyon' diye bahsediliyor, çünkü en uç noktada Polonya'nın AB içindeki oy hakları da iptal edilebilir. Ama bunun için üye ülkelerin çoğunluk oyları gerekiyor. Ve tıpkı Polonya'daki PiS partisi gibi devleti boyunduruğu altına sokmak isteyen Macaristan da, Varşovalı kardeşlerinin Birlik'ten kısmen atılması anlamına gelecek süreci veto edeceğini açıkladı. Demek ki buradan hiçbir şey çıkmayacaktır. Varşova'daki hükümet rahatça arkasına yaslanabilir. Ona hiçbir şey olmayacak, çünkü AB Komisyonu sözleşmelere riayet eder ve etmek zorundadır.”
Rhein-Zeitung gazetesi ise gelişmeleri AB Komisyonu'nun geleceği açısından irdeliyor:
"Gerçekten de AB Komisyonu'nun eli kolu bağlı. Komisyon başlattığı prosedürle Polonya dünya kamuoyu önünde mahcup düştü ve demokratik olgunluğu sorgulanmaya başladı. Şimdi diğer AB mercileri Komisyon'un arkasında olup olmadıklarını, onu güçlendirmek mi yoksa zayıflatmak mı isteyeceklerini kanıtlamak zorundalar. Zayıflatmak istedikleri takdirde üye ülkeler demokratik temel değerlerin kolektif gözetiminden ve korunmasından vazgeçmiş olacaklardır. Çünkü sözünü dinletemeyen bir Komisyon'dan kimsenin çekinmesi gerekmez.”
©Deutsche Welle Türkçe
ÇA,BK