BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın Hakan Fidan ve ekibini kutlamasını eleştirdi. Buldan,“Milletvekilimiz sayın Sırrı Sakık’ın ifade ettiği MİT’e özellikle Hakan Fidan’a ‘teşekkür ediyorum’ ifadesine katılmıyorum. Roboski, Gever ve Lice olayı ortadayken bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla bunun altın önemle çiziyorum. Ben inanıyorum ki Sırrı Sakık arkadaşımız da bir yanlış anlamadan kaynaklı MİT’e teşekkürlerini sunmuştur" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında 10’ncu maddeyle ilgili olarak BDP grubu öneride bulundu. Grup adına kürsüye çıkan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan,10’ncu maddenin yasa tasarısından çıkartılmasındaki gerekçelerini anlattı. Buldan, “Bu madde ile MİT mensupları ile MİT’te görev yapmış olanların MİT’in görev ve faaliyetleri konusunda tanıklık yapamayacak olması. MİT mensuplarına tanınan ayrıcalık açısından anayasaya aykırıdır. Bu durum MİT mensuplarını tamamen yasal denetim dışında tutacak bir uygulama getirecektir. Ancak devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanıklığı MİT müsteşarının, MİT müsteşarının tanıklığı da başbakanın iznine bağlı olması devlet çıkarlarının kavramının muğlaklığı nedeniyle esasen devlet ve MİT’i korumaya almaktadır. Gerekçemiz budur. Biz bu maddenin yasa metninden çıkartılmasını talep ediyoruz. Sadece bununla sınırlı kalmıyoruz. Aynı zamanda bu yasanın da sorunlu bir yasa olduğunu ve sadece maddenin değil, yasının da görüşülmemesi gerektiğini çünkü bu yasayla birlikte MİT’in yetkilerini daha çok güçleneceğinin altını önemle çiziyoruz" dedi.
Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Muhalefetin ifade ettiği ‘süreci garanti altına alan bir yasa görüşüldüğünü’ ifade ediyorlar. Ama ben buradan muhalefet partilerine şunu ifade etmek istiyorum. Bu yasa tasarısıyla ne yazık ki bu süreç garanti altına alınmıyor. Keşke bu süreç garanti altına alınsaydı, bu süreci garanti altına alacak yasalar bu genel kuruldan çıkmış olsaydı. Böyle bir yasa tasarısını eğer acilen çıkarsa bizde BDP grubu olarak gönül rahatlığı ile böyle bir yasaların altına imzamızı atarız. Bu yasa gerçekten bu süreci garanti altına alacak yasa olsaydı bu yasaya da ‘evet’ derdik ve altına imzamızı atardık. Ayrıca MİT’in şaibeli bir kurum olduğunun altını çizmek isterim. Özellikle bu süreç başladığı günden itibaren bu MİT bir şaibe altındadır. Sürecin başından beri Paris’te katledilen arkadaşlarımızın hala sorumluları açığa çıkmamıştır. Bu cinayet ortadan kalkmadığı sürece, zanlıları ortayla çıkartılmadı sürece ve zanlıları yargılanmadığı sürece MİT zan altındadır. Yine bununla paralel olarak Rojava meselesi. Rojava meselesi bizim açımızdan kırmızı bir çizgidir. Dolayısıyla MİT de bu konuda şaibe altındadır. Çünkü Rojava’ya gönderilen TIR’lar yakalanmıştır ve bu TIR’lar içindeki mühimmatlar kamuoyuna açıklanmamıştır. Dolayısıyla bununla ilgili de MİT’in şaibeli bir kurum olduğunun altını çizmek isterim."
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın ‘MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum’ sözlerini eleştiren BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, “Bir önceki oturumda milletvekilimiz sayın Sırrı Sakık’ın ifade ettiği MİT’e özellikle Hakan Fidan’a ‘teşekkür ediyorum’ ifadesine ben katılmıyorum. Roboski, Gever ve Lice olayı ortadayken bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla bunun altın önemle çiziyorum. Ben inanıyorum ki Sırrı Sakık arkadaşımız da bir yanlış anlamadan kaynaklı MİT’e teşekkürlerini sunmuştur. Ben şunu çok açık ifade etmek istiyorum. Teşekkür edilmesi gereken yerler farklı yerlerdir. Bugün bu süreci başlatmış olan İmralı Cezaevinde yatan sayın Abdullah Öcalan’a ben teşekkür ediyorum. Bugün bu ülkede çatışmasızlık süreci varsa, kan akmıyorsa ve anneler ağlamıyorsa bu sürecin baş aktörü sayın Öcalan’a bir kez daha teşekkür ediyorum ve bu çatışmasızlık sürecinin devam etmesi gerektiğini savunuyor ve bu sürecin garanti altına alınmasını gerektirecek olan yasaların acilen Genel Kuruldan çıkarılması gerektiğini ifade ediyorum" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'da açıldı. Gündem dışı konuşmaların ardından Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerine geçildi. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız" dedi. Sakık, konuşmasında faali meşçul cinayetlere seyirci kaldığnı idida ettiği dönemin Şanlıurfa Valisi olan AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut'a tepki gösterdi.
Görüşmelerde önerge üzerine söz alan AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, "Çok önemli bir teklifi görüşüyoruz. 1980'li yıllardan bu yana MİT Kanunu'nda böyle önemli bir değişiklik yapılmamıştı. Günün şartlarına göre, ihtiyaçlarına göre Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın her tarafında böyle ulusal istihbarat teşkilatları var ve onlar çok önemli görevler ifa ediyorlar. O kurumlardaki yapılanmaya uygun bir şekilde böyle bir teklif gelmiş ve bu teklife hükümetimiz de katılıyor. Tamamen iyi niyetli yapılan, Anayasa'ya uygun, MİT'in görev alanlarını açık seçik belirleyen, daha şeffaf hale gelmesini sağlayan ve dolayısıyla, çağdaş bir kurum olarak MİT'e yeni bir veçhe kazandırmak amaçlanıyor. Ama, burada, bakıyorum, teklif görüşülmeye başladığından beri özellikle muhalefet konuşmacıları bu MİT Yasası üzerinden ilgisi olmayan konulara giriyorlar, Hükümetimizi, Başbakanımızı ve bu konuda MİT üzerinden alabildiğine eleştiriyorlar. Bir bilgi kirliliği söz konusu oluyor. MİT teklifi bir tarafa bırakılıyor tamamen hükümete, başbakana kasetler, montajlar ve şantajlar konuşuluyor. Bir defa bu teklif yerinde bir teklif, gerekli bir teklif hazırlayanlara teşekkür ediyorum ve hukuka uygun bir teklif, MİT'i daha iyi şeffaflaştıracak bir teklif" dedi.
Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: "O kadar ilgisiz konuşmalar yapılıyor ki dün akşam saatlerinde İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal benim Şanlıurfa ilinde Valilik yaptığım sırada bu konuyla hiç alakası olmadığı halde, yeri olmadığı halde dünya dolusu o dönemde faili meçhuller olduğu tarzında bir laf söyledi. Ben Şanlıurfa'da 6 yıl Valilik yaptım ve çok başarılı Valilik yaptım. O dönemde bütün doğu ve güneydoğuda terör olayları çok yaygın olduğu halde, Şanlıurfa ilinde, halkla bütünleşen bir vali imajıyla, çok nadir terör olayları oluyordu ve onların da üzerine gidilip bütün faillerinin en kısa zamanda bulunması için her türlü çalışma yapılıyordu. O dönemde, Şanlıurfa ilinde dergah projesi gibi, organize sanayi bölgesi gibi, üniversite kurulması gibi çok önemli hizmetler ifa edildi. Dolayısıyla, böyle bir, 18 yıl önce, şerefle, onurla gerçekleştirdiğim böyle bir hayırlı hizmetle ilgili olarak Sayın Mahmut Tanal'ın böyle bir konuşma yapmasını çok yadırgadım. Bir hukukçu olarak, adeta, hedef gösteriyor, benim şahsımı bu konuda birtakım yerlere hedef gösteriyor. Ve bu konuda yaptığı konuşmanın hukuka, usule, ahlaka uymadığı kanaatindeyim" dedi.
Ardından söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Akbulut'a tepki gösterdi. Kürsüyü eliyle vuran Sakık, Akbulut'a yönelik olarak şunları söyledi: “Sizin bulunduğunuz dönemde 1994 yılında Nazım Babaoğlu gazeteciydi, ve Urfa'da katledildi, il başkanımız sizin dönemizde katledildi. Şimdi sizde biliyorsunuz ki, Allahta bilir o dönemin MİT, kontrgerilla,çeteler ve jitem sizinde haberiniz var. Hala buraya siz buraya çıkıp başarılı vali olduğunu söylüyorsunuz. Özeleştiride bulunmalısınız burada. Sizin dönemizde cinayetler işlenmişse, siyasi partinin temsilcileri öldürülmüşse çıkıp buradan ahkamdan ve namustan bahsedemezsiniz bize. Siz karanlık bir ödemede valilik yaptınız ve bu insanlar katledildi. Çıkıp buradan katilleri kollayan bir anlayışa buradan tahammül bekleyemezsiniz"dedi.
Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geriliyoruz çünkü haklıyız. Biz yaralıyız. Binlerce faali meşru cinayetlerin işlendiği topraklardan geliyor ve biz yaşadık nasıl cinayetler işlendiğini. Siz çıkın Allah adına söyleyin siz biliyorsunuz kimlerin onları katlettiğini benden daha iyi biliyorsunuz. Bir yasa görüşülüyor. Bu yasa MİT yasası. Neden ulusalcı ve milliyetçi cephenin bu yasaya karşı durduğunu biliyoruz. Bir dönemden bahsediyoruz. İçinde MİTin JİTEM'in çetelerin aşiretlerin olduğu bir dönemde de faali meçhul cinayetlerden. Bu ulusalcı ve bu milliyetçi cepheler bundan rahatsızlık duymadı. Ses seda da çıkmadı. Ama bugün asıl sorun MİT'in bu konudaki otoriter yapısının yasalarca yeniden dizayn edildiğini biz iyi anlıyoruz. Çünkü siz Oslo'dan başlayan ve bugün İmralı'da devam eden süreçle ilgili ciddi şekilde buna karşısınız. Eğer kanı durduracaksa, eğer bu güne kadar bu görüşmelerde bakın sürekli şerefsizlikle insanlar itham ediliyor. 'Kim ki görüştüyse şerefsizdir' diyor. Biz bunu iade ediyoruz. Biz görüşüyoruz biz şerefli insanlarız. BDP görüşmeleri sürdüren bir partidir. Gidip İmralı ve Kandilli ile de görüşüyor, gelip iktidarla da görüşüyor. Bu şerefli bir iştir. Kanı,ölümleri durdurmak şerefli bir iştir. Şerefsizlik nedir biliyormusunuz. Kana seyirci kalmaktır ölümlere seyirci kalmaktır. MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutlulukta duyarız" dedi.