Roboskili aileler, askeri savcılığın takipsizlik kararına itiraz etti

Roboskili aileler, askeri savcılığın takipsizlik kararına itiraz etti
Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Irak sınırında hava operasyonu sırasında 34 Roboskili köylünün ölümüyle ilgili Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın verdiği takipsizlik kararına, ölenlerin ailelerinin avukatları tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde itiraz edildi.
Avukatlar Reyhan Yalçındağ Baydemir, Pınar Akdemir, Mesut Beştaş, Serdar Çelebi, M. Emin Aktar, Cihan Güçlük, Tahir Elçi, Sinem Coşkun ve Meral Danış Beştaş izmalarıyla, mahkemeye bugün verilen itiraz dilekçeside, olayın asıl sorumlusunun hükümet olduğu, kanunsuz emri uygulayan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in de birinci derece sorumlu olduğu belirtildi.
 

'Kaçakçı olduklarını anlamak zor değildi'

 
Avukatların verdiği itiraz dosyasında, askeri savcılığın yetki aşımı yaparak hükme varmasının yanı sıra yeterli incelemenin yapılmadığı belirtilerek esasa ve usule ilişkin hatalar sıralandı. Başvuruda, katledilenlerin "Kaçakçı" olduğunu anlamak için fazla bir araştırmaya gerek olmadığına işaret edilerek, "Bu herkesin bileceği bir gerçektir. Bu konuda da Genelkurmay Askeri Savcısı maddi olay anlatımında teğet bile geçmemiştir. Takipsizlik kararındaki maddi olay anlatımının gerçekle ilgisi yoktur. Bu itibarla, ilgili birimlere yazı yazılarak grubun ve ulaşım için kullanılan hayvanların çokluğu karşısında, hangi saiklerle maktul ve müştekilerin örgüt üyesi oldukları sonucuna varıldığının ortaya çıkarılması gerekmektedir. Dosyada pilotların ifadelerine yer verilmemiştir. Bombardımanı yapmakla görevli pilotların bombardımandan önce yaptığı görüşmelere yer verilmemiştir. Bu kadar vahim bir katliamda uçakları kullanan pilotların ifadelerinin ve olaydan önce yaptıkları görüşmelere yer verilmemesinin izahı yoktur. Katliamdan sonra bazı yayın organları 'pilotların bombalamadan önce söz konusu kişilerin kaçakçı olduklarını bildikleri bilgisini haber yapmıştır. Bu nedenle, pilotların olay ile görevlendirilmelerinden başlayarak, olayla ilgili kendi aralarında ve sıralı komuta kademesi ile gerçekleştirdikleri görüşmelerin dosya arasına alınması gerekmektedir" denildi.
 

Çifte standart

 
İtiraz dilekçesinde, Ergenekon ve Balyoz davalarının sivil mahkemede görüldüğü hatırlatılarak, buna rağmen Roboski davasının askeri savcılık tarafından soruşturulması eleştirildi. Bu durumunu ‘çifte standart’ yarattığı belirtildi ve takipsizlik kararının kaldırılarak dosyanın TMK 10. Madde ile görevli savcılığa gönderilmesi istendi.
 

İfadeler alınmadı, şüpheliler gizlendi

 
Katliamdan yaralı kurtulan 4 kişinin ifadelerinin dahi alınmadığına dikkat çekilen dilekçede “Tek başına bu husus, soruşturma merciinin görevini kötüye kullandığını, delil araştırmadığını ve olayı açıklığa kavuşturmaktan çok karartma amacını taşıdığını ortaya koymaktadır. Mevcut dosyada eksik soruşturmadan çok soruşturmaktan kaçınma eğilimini görmek mümkündür” denildi. Ayrıca, “Olaydan zarar görenler ve tanık ifadeleri alınmamıştır. Bu husus da soruşturmanın sadece evrak üzerinden yapıldığını göstermektedir. Katliamın şüphelileri gizlenmiştir. Dolayısıyla etkin soruşturma ilkesi ihlal edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Bombalamayı yapan savaş uçaklarının pilotlarının ifadelerinin de alınmadığına dikkat çekilen dilekçede “Bu nedenle, başta komuta kademesinde yer alan komutanlar olmak üzere, savaş uçağı pilotları ve yanlış istihbarat veren şahıslara şüpheliler arasında yer verilmeyerek, katliamın şüphelileri gizlenmiştir” değerlendirilmesi yapıldı.
 

Telsiz konuşmaları dosyada yok

 
Dosyada Roboski'de bulunan askeri yetkililerin ifadeleri ile telefon ve telsiz konuşmalarının kayıtlarının da yer almadığının hatırlatıldığı başvuruda, Türkiye Telekomünikasyon İdaresi Başkanlığı'na (TİB) yazı yazılarak bu görüşmelerin dosyaya eklenmesi ve Genelkurmay Başkanlığı'na müzekkere yazılarak katliam gününe ilişkin telsiz görüşmelerinin tamamının dosya arasına alınması istendi.
 

Sivil savcılığa gönderin

 
İtiraz dilekçesinde, askerlerin yargılandığı Balyoz ve Ergenekon gibi soruşturmaların sivil savcılık tarafından yapıldığı, 34 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği olayın askeri savcılık tarafından soruşturulması eleştirildi ve bu durum “hukuk tanımazlık ve çifte standart” olarak nitelendirildi. Bu nedenle takipsizlik kararının kaldırılarak, dosyasının TMK 10. Madde ile görevli savcılığa gönderilmesi istenildi. Askeri savcılığın olayda yaralı olarak kurtulan 4 kişinin ifadesini bile almadığına da dikkat çekilen dilekçede, “Tek başına bu husus, soruşturma merciinin görevini kötüye kullandığını, delil araştırmadığını ve olayı açıklığa kavuşturmaktan çok karartma amacını taşıdığını ortaya koymaktadır. Mevcut dosyada eksik soruşturmadan çok soruşturmaktan kaçınma eğilimini görmek mümkündür” denildi.
Maddi delilleri ortaya koyulmadan takipsizlik kararı verilmesinin ‘ibret verici’ olduğu kaydedilen dilekçede, “Olaydan zarar görenler ve tanık ifadeleri alınmamıştır. Bu hususda soruşturmanın sadece evrak üzerinden yapıldığını göstermektedir. Katliamın şüphelileri gizlenmiştir. Dolayısıyla etkin soruşturma ilkesi ihlal edilmiştir” görüşü savunuldu. 
Başvurunun sonuç ve istem bölümünde ise şunlar kaydedildi: "Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın 6 Kasım 2014 tarih ve 2013/576 evrak numaralı, 2013/404 Esas ve 2014/1 Karar Numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı 5237 sayılı TCK'nın Kasten öldürme nitelikli matlaplı amir 82/1-c maddesine ve 17 çocuk yönünden 82/1-c-e maddesine aykırı olduğundan, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz matlaplı 107. Maddesine ve 5271 sayılı CMK'nın itiraz usulü ve inceleme mercileri matlaplı 268. maddesinin 2. fıkrasına göre; kararın düzeltilmesi veya itirazı incelemeye yetkili mercice bozulması gerekmektedir. Haksız, yasaya ve usule aykırı mahkeme kararının yukarıda sunulan ve mahkemenizce re'sen gözetilecek nedenlerle düzeltilmesine karar verilmesi veya itirazı incelemeye yetkili mercice bozulmasına karar verilmesini, yapılacak itiraz incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verilmesini, saygıyla, arz ve talep ederiz."
 

'Kaçınılamaz hata'

 
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, verdiği 16 sayfalık takipsizlik kararında, operasyonunun "TBMM ve Bakanlar Kurulu kararlarının askere verdiği yetki kapsamında" gerçekleştiği ve "hava bombardımanı bitene kadar köyden hiç kimsenin askeri birimlere kaçakçılık yapıldığına dair bir haber vermediği" belirtilmişti. Kararda, "İHA ile takip edilen ve sonradan kaçakçı olduğu anlaşılan grup için, 'bölücü terör örgütü mensubu' olarak değerlendirme yapıldığı, detayıyla açıklanan sebeplerle 'kaçınılamayacak bir hataya' düşüldüğü de vurgulanmıştı.