Romanya’da yolsuzlukla mücadele tartışmaları sürüyor

Romanya’da yolsuzlukla mücadele tartışmaları sürüyor

Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, hükümet karşıtı protestolar nedeniyle ülkenin siyasi bir krizden geçtiğini söyleyerek, durumunu vahametini ortaya koydu. Halkın büyük tepkisinin nedeni ise yolsuzluğa bulaşan siyasetçilerin yargılanmasını zorlaştıran kararnameydi. Hükümetin hazırladığı af ve ceza kanunundaki değişiklikleri kapsayan kararname, beş yıldan az hapis cezası kalmış kişilerin affını öngörüyordu. Yolsuzlukla mücadelenin zayıflayacağını düşünen yüz binlerce kişinin ülke genelinde düzenlediği protestolar üzerine hükümet kararnameyi geri çekti, adalet bakanı istifa etmek zorunda kaldı. Romanya'daki af tasarısı protestoları, ülkede komünizmin çöktüğü 1989 yılından sonra organize edilen en geniş katılımlı protestolar olarak nitelendiriliyor.

DW’nin sorularını yanıtlayan Romanya Yolsuzlukla Mücadele Kurumu Başkanı Laura-Codruța Kövesi, ülkenin kanayan yarası olan yolsuzluklarla ilgili hükümetin, hukukçularla koordineli çalışması gerektiğine vurgu yaptı.

DW: Tartışmalı kararnemenin geri çekilmesinin ardından Romanya hükümeti bundan sonra nasıl bir yol izleyebilir?

Laura-Codruța Kövesi: Bu sorunun kesin yanıtını parlamentodaki oylamanın ardından öğreneceğiz. Yasaların kararname ile değil de parlamentoda çıkarılması çok önemli.

Kararname geri çekilmesiydi, sizin çalışmalarınız bundan nasıl etkilenirdi?

Eğer değişiklikler yürürlüğe girmiş olsaydı, halihazırda incelediğimiz pek çok dosyayı rafa kaldırmak zorunda kalacaktık. Görevin kötüye kullanılması şüphesiyle 2 bin 100 ayrı olayı incelemeye devam ediyoruz. Son üç yılda bu konuda yaklaşık 1.700 kişi hakkında dava açıldı. Bunun neden olduğu maddi zarar ise 1 milyar euro civarında.

Bükreş sokaklarındaki protestocular sizi kahraman ilan etti. Neler hissediyorsunuz?

Bunun yorumlamam mümkün değil. Eleştirilelim ya da övülelim, farketmez. Biz savcılar görevimizi yapmaya devam etmeliyiz.

Ülke çapında geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlendi. Bir vatandaş olarak beklentileriniz nelerdi?

Gerçekten de geçtiğimiz yıllara kıyasla, kamuoyunda yolsuzlukla mücadeleyle ilgili tartışmalar son dönemde yoğunluk kazandı. Aynı zamanda sivil toplumun, bu mücadeleye aktif katılımında bariz da artış söz konusu. Tüm bunlar, vatandaşın kafasında da bir değişimin yaşandığını gösteriyor.

Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki kuvvetler ayrığılığının raydan çıktığını düşünüyor musunuz?

Bu konuda yorum yapamam. Her bir organın, yetki ve sorumluluklarını hangi çerçevede yerine getirdiği, Anayasa Mahkemesi tarafından denetleniyor. Söyleyebileceğim tek şey, adalet sistemi içinde de bir tartışmanın gerekli olduğudur. Yani hükümet bu tür yasalar çıkarmadan once, onu uygulayacak kişiler olan adalet sistemi mensuplarının da görüşüne başvurmalıdır. Çünkü yapılması planlanan değişikliklerin olası etki ve risklerini en iyi biz biliyoruz.

Son yıllarda kurumunuz siyasileştiği gerekçesiyle yoğun eleştirilere maruz kaldı, bu eleştirilere nasıl yaklaşıyorsunuz?

Bizim kurumumuz bağımız, aldığımız sonuçlar yasayı her durumda eşit şekilde uyguladığımızı ortaya koyuyor. Haksız şekilde siyasi davrandığımızın iddia edildiği vakalarda, hukuki açıdan geçerli kararlar çıktı. Biz kurumlarda siyasi görev almış şahsılara karşı soruşturma yürütüyoruz. Politikacılara karşı soruşturma açma yetkimiz yok. Soruşturmanın çapı ancak politikacıların bir kamu kurumunda görev alması durumunda genişletiliyor. Bizim yetki çerçevemiz yasalarla belirlenmiş durumda.

Daha önce Anayasa Mahkemesi'nden söz ettiniz. Ancak Cumhurbaşkanı da ülkedeki çeşitli sütunların bağımsızlığının garantisi. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis'ten beklentileriniz neler?

Romanya'da Cumhurbaşkanı'nın savcıları atama veya yasaları onaylama yetkisi bulunuyor. Dolayısıyla bizim Cumhurbaşkanı'ndan beklentilerimiz de bu doğrultuda kısıtlı. Bazı yasal değişiklikler yolsuzlukla mücadeleyi olumsuz etkilerse, yasa yürülüğe girmeden önce Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulduğunda, Cumhurbaşkanı'ndan bu yasayı meclise geri göndermesini bekleriz tabii ki...

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Frank Hofmann