Genellikle yaşlılık hastalığı olarak bilinen romatizma, çocuklarda da görülüyor. Çocukluk çağındaki romatizmal hastalıklar düzenli tedavi edilmediğinde ise kalıcı sakatlıklara neden olabiliyor. Hareket sistemindeki birçok bozukluk romatizma başlığı altında inceleniyor ve terim, yaklaşık 200 hastalığı kapsıyor. Türkiye'de çocuklarda en çok görülen romatizmal hastalıkların romatoid artrit, ailesel Akdeniz ateşi ve eklem romatizması olduğunu söyleyen ve "Zamanında tedavi edilmeyen romatizma çocuğu sakat bırakabilir" uyarısında bulunan Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, çocuklardaki romatizmal hastalıkları ntvmsnbc'ye anlattı. Romatizmal hastalıkların görülme sıklığı ile ilgili net bir istatistiksel veri bulunmadığını belirten Prof. Kasapçopur, "Fakat kronik romatizmal hastalıklar çocuklardaki kronik hastalıklar içinde ilk 3 sıra içinde yer alır. Çocuk polikliniklerine başvuran hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde eklem ağrısı, eklem şişliği gibi romatizmal yakınmalar bulunur" dedi. "Çocuklarda romatizma oluşmasının tek bir nedeni yoktur, genetik faktörler, enfeksiyonlar ve bilinmeyen etkenler hastalıkta rol oynayabilir" diyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Kasapçopur, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: Göz kızarıklığı, göğüs ağrısı gibi belirtilere de dikkat Romatizmal hastalıklar çok farklı ve değişken bulgular ile ortaya çıkabilir. Öncelikli bulgular arasında kol ve bacak ağrıları, yürüyememe ve aksama yer alır. Kol ve bacak ağrıları ise çoğunlukla eklem ağrısı, eklem şişliği, kas ağrısı ve kas güçsüzlüğünden kaynaklanabilir. Eklem şişlikleri çocuklarda artrit adı ile anılmaktadır. Eklem şişliğine eşlik eden eklemdeki hareket kısıtlılığı, kızarıklık ve yerel ısı artışı da hastalığın önemli bulgularından olabilir. Hareket sistemi ile ilgili yakınmalar oluştuğunda mutlaka çocuk hekimine başvurulmalı. Romatizmal hastalıklar hareket sistemi dışında bazen gözde kızarıklık, karın ağrısı, ateş ve göğüs ağrısı gibi farklı bulgular ile de ortaya çıkabilir. Büyüme ağrısı romatizma ile karıştırılmasın Büyüme ağrıları ile romatizmal hastalıkların zaman zaman karıştırıldığını söyleyen Prof. Kasapçopur, daha çok dizlerde görülen büyüme ağrıları ile romatizmal hastalıkları ayırt edecek noktaların altını çizdi: Büyüme ağrısı özellikle büyümenin hızlı olduğu 6–10 yaşları arasında ortaya çıkar. Bu ağrılara hiç bir zaman eklemlerdeki şişlik ve kızarıklık eşlik etmez. Ağrı en çok büyüme plağının bulunduğu diz bölgesine yerleşir. Ağrılar çoğunlukla geceleri yorulmanın ardından belirginleşir. Sabahları oluşan bacak ağrıları daha ciddi romatizmal nedenlerden kaynaklansa da geceleri oluşan ağrılar çoğunlukla mekanik nedenlerden kaynaklanır. Her ağrılı durumda olduğu gibi büyüme ağrısı tanısı da hekim tarafından diğer olasılıkların dışlanması ile konulmalıdır. Büyüme ağrısı bir çok farklı hastalıkla da karıştırılabilir. Bu nedenle ayırıcı tanıyı mutlaka doktorun yapması gerekir. Zaten bu tür ağrılar, büyümenin sonlanmasıyla kaybolur. Kaplıca tedavisi çocuklara önerilmiyor Oluşabilecek sakatlıkların önlenmesi açısından tedaviye erken başlamanın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Kasapçopur, bu tür hastalıklarda sıkça başvurulan kaplıca tedavisine ise özellikle dikkati çekti: Çocuklardaki romatizmal hastalıklarda tedavinin nasıl yapılacağı, tanıya göre farklılık gösterir. Etkinliği kanıtlanmış ilaç tedavileri günümüzde yaygın olarak kullanılıyor ama birçok hastada ilaç tedavileri yeterli olmuyor. Bu noktada devreye fizyoterapi giriyor. Fizyoterapide kullanılan egzersiz ve atel yöntemleriyle eklemlerin normal sağlıklı fonksiyonlarına dönmeleri sağlanıyor. Yapılan çalışmalar, çocuk romatizmalarında kaplıca tedavisinin yarardan çok zarar getirdiğini gösteriyor. O yüzden doktora danışmadan çocuğu kaplıcaya götürmemeleri konusunda anne babaları uyarmak gerekiyor. Kalıcı sakatlık riski Çocuklarda romatizmal hastalıklardan kaynaklanan ölüm oranları çok düşüktür, hatta binde birin bile altındadır. Buradaki en önemli tehlike ise sakatlıklardır. Düzenli ve vaktinde tedavi edilmeyen romatizmal hastalıklar çocuklarda kalıcı sakatlıklara neden olabiliyor. Bu nedenle her hastalıkta olduğu gibi romatizmal hastalıklarda da tedaviye erken başlamak, kötü sonuçları önlemek açısından büyük önem taşıyor.