RTÜK Başkanı Şahin'den Halk TV'ye verilen ceza hakkında: Hemen hemen tüm siyasi parti liderleri şahsıma ve kuruma iftira ve tehditlere varan açıklamalarda bulundu

RTÜK Başkanı Şahin'den Halk TV'ye verilen ceza hakkında: Hemen hemen tüm siyasi parti liderleri şahsıma ve kuruma iftira ve tehditlere varan açıklamalarda bulundu

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, Halk TV'ye verilen program durdurma ve para cezası hakkında konuştu. "Biz bir siyasi partiye karşı bir müeyyide uygulamadık" diyen Şahin, bazı siyasi parti liderlerinin iftiralarına maruz kaldığını söyledi. Şahin konuşmasında, "Hemen hemen tüm siyasi parti liderleri, dünden beri hem şahsıma hem de kurumumuza yönelik nefret söylemini de yaygınlaştıracak şekilde zaman zaman iftiralar, zaman zaman da iftiranın ötesinde tehditlere varan açıklamalarda bulundu. Şimdi biz bir siyasi partiye karşı bir müeyyide uygulamadık ki. Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde yayın yapan lisanslı bir yayın kuruluşuna karşı uygulamış olduğumuz bir müeyyideydi bu" dedi.

RTÜK, geçtiğimiz gün Halk TV'deki "Sözüm Var" isimli programda "Ali Rıza Arslan’a oğlunun kemiklerinin yedi yıl aradan sonra torba içinde teslim edilmesine ilişkin" değerlendirmeleri, “Terörün amaçlarına hizmet eden sonuçlar doğuracak nitelikte” kabul ederek programa 5 kez program durdurma cezası ve Halk TV'ye para cezası vermişti.

Verilen cezanın ardından karar, başta muhalefet liderleri olmak üzere birçok tepki toplamıştı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise bugün "Medyada Nefret Söylemi Paneli"nde konuştu. Halk TV'ye verilen ceza hakkında ise Şahin, şu ifadeleri kullandı:

"Almış olduğunuz kararlar sebebiyle nefret söyleminin odağı haline gelmekteyiz"

"Geleneksel medyadaki nefret söylemi hızla artış göstermekte. Aynı zamanda yeni medyanın ve sosyal medyanın da aynı söylem yarışında olmasını maalesef üzülerek görmekteyiz. İfade özgürlüğü demokrasinin gereğidir ve anayasal bir haktır. Ancak her hak ve özgürlük gibi ifade hürriyetinin de yine anayasalar ve yasalarca belirlenmiş hukuki sınırları vardır. Yapmış olduğumuz görevler, vermiş olduğumuz müeyyideler ve almış olduğunuz kararlar sebebiyle zaman zaman tam da nefret söyleminin odağı haline gelmekteyiz.

"Siyasi partiye karşı bir müeyyide uygulamadık ki"

Hemen hemen tüm siyasi parti liderleri, dünden beri hem şahsıma hem de kurumumuza yönelik nefret söylemini de yaygınlaştıracak şekilde zaman zaman iftiralar, zaman zaman da iftiranın ötesinde tehditlere varan açıklamalarda bulundu. Şimdi biz bir siyasi partiye karşı bir müeyyide uygulamadık ki. Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde yayın yapan lisanslı bir yayın kuruluşuna karşı uygulamış olduğumuz bir müeyyideydi bu. Başka bir televizyon kanalına bu ceza verilseydi, müeyyideler uygulansaydı böyle bir tepkiyle, bu tür paylaşımlarla biz karşı karşıya kalacak mıydık, çok merak ediyorum.

Yarın öbür gün başka bir medya kuruluşu, kendi çizgilerinde olmayan bir yayın kuruluşuna bir müeyyide uyguladığımız zaman bakalım ne yapacaklar? Çok merak ediyorum. Bu kadar insanları ayrıştırmak, bu kadar insanları farklı alanlarda kategorize etmenin karşılığı elbet onları da etkiler ama bunun doğru olmadığını, nefret söylemini bu kadar körüklemenin sonuçlarının toplumun her kesimini eklediğini de buradan belirtmek istiyorum." (AA)