RTÜK'e HDP Kontenjanından seçilen üye Ali Ürküt, RTÜK'ün hükûmete yakınlığıyla bilinen kanallarda hedef gösteren, hakaret içeren ve nefret dili kullanılan yayınlarla ilgili harekete geçmemesini eleştirerek, "RTÜK yayıncı kuruluşlar arasında ayırımcılık yaptığı gibi eleştiri veya saldırıya maruz kalanlar arasında da ayırımcılık yapmaktadır. Saldıran ve küfür eden havuz medyası ise yaptırım yok, saldırıya uğrayan muhalefet siyasi partileri ise yine yaptırım yok. Ancak eleştiren muhalif medya ise eleştirilen iktidar ise anında en ağır yaptırım var" ifadelerini kullandı.
RTÜK'ün kamuoyunda 'havuz medyası' olarak bilinen kuruşların kalkanı haline geldiğini belirten Ürküt, milletvekilleri hakkında edilen küfürlerin RTÜK tarafından eleştiri olarak kabul edildiğini ve yayıncı kuruluşlara yaptırım uygulanmadığını kaybetti. Ürküt, "Bu sözcüklerin eleştiri olduğu RTÜK internet sitesinde yayınlanarak kayıt altına da alınmıştır. Bu RTÜK'ün ayıbı ve düşebileceği en kötü durumdur" ifadelerini kullandı. Ürküt'ün açıklaması şu şekilde:
"Son zamanlarda kimi yayıncı kuruluşlar, daha fazla basın yayın ilkelerini ayaklar altına alarak nefret dili, hakaret, hedef gösterme, ötekileştiren yayınlar yapmaya başlamışlardır. Bu yayınlara karşı RTÜK gözlerini kapatmış, kulaklarını tıkamış susuyor. Bu yayınlar şikayetlere rağmen raporlaştırılmıyor ve üst kurul gündemine getirilmiyor.
RTÜK, her gün hukuksuz, demokratik olmayan yöntemlerle parti kapatma çığırtkanlığı yapan yayın kuruluşlarına da göz yumuyor.
Seçimlerde 6 milyon seçmenden oy alarak Meclise girmiş bir partinin demokratik olmayan yollarla kapatılması konusunda şikayetlere rağmen rapor düzenlenmiyor. Demokratik yollarla, seçimle TBMM'ye girmiş bir partinin kapatılması çığırtkanlığını yapmak, darbe çığırtkanlığı yapmak değildir de nedir? RTÜK'de bu darbe çığırtkanlığına bunu yapan yayın kuruluşlarına gereğini yapmayarak 6112 sayılı yasayı ihlal ediyor. Yani kendi yasasını.
RTÜK, "Düzenleyici ve denetleyici" bir kurum olarak görevlerini yerine getirmek durumundadır.
Kamuoyunda "Havuz Medyası" olarak bilinen yayın kuruluşlarının koruyucu kalkanı haline gelen RTÜK, buradan yapılan hakaret ve küfür dolu yayınları eleştiri kabul etmiştir. Bu hakaret ve küfürlere şikayet edilmedikçe rapor dahi düzenlenmemektedir. Şikayetlerde aylar sonra getirilmektedir. Milletvekilleri için sarf edilen "pezevenk" ve "kudurmuş" sözcüklerini eleştiri olarak onaylamış, bu hakaret ve küfürleri yapan yayın kuruluşlarına yaptırım uygulanmamıştır. Bu sözcüklerin eleştiri olduğu RTÜK internet sitesinde yayınlanarak kayıt altına da alınmıştır. Bu RTÜK'ün ayıbı ve düşebileceği en kötü durumdur.
Havuz medyasının kanallarında, engelli kadın ekrana çıkartılıp çocuğunun babasının kim olduğu sorgulanıyor, 11 yaşında babası bildiği kişinin üvey babası, 18 yaşında ise dayısının biyolojik babası olduğunu öğrenen çocuklar canlı yayına çıkartılıyor. DNA raporları canlı yayında zarflardan çıkartılarak nesep araştırması yapılıyor. Sabah akşam çarpık ilişkiyi yayınlayan yandaş medyaya uyarı bile verilmiyor. Amerikan dizisine Türkiye’deki aile yapısına uymamaktan ceza veren RTÜK, yandaş kanallardaki ensesti ise görmüyor.
Havuz Medyası kalkanı haline gelen RTÜK muhalif televizyonların iktidara yönelik en ufak eleştirilerine bile tahammül edemez hale gelmiştir. Havuz medyasının hakaret ve küfürleri eleştiri, muhalif medyanın iktidara yönelik en ufak eleştirisi dahi hakaret sayılmıştır.
RTÜK yayıncı kuruluşlar arasında ayırımcılık yaptığı gibi eleştiri veya saldırıya maruz kalanlar arasında da ayırımcılık yapmaktadır. Saldıran ve küfür eden havuz medyası ise yaptırım yok, saldırıya uğrayan muhalefet siyasi partileri ise yine yaptırım yok. Ancak eleştiren muhalif medya ise eleştirilen iktidar ise anında en ağır yaptırım var."