Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dün (27 Eylül 2017) "Barzani'den bu yanlışı yapmasını beklemiyorduk, yanılmışız" sözlerine Rudaw'ın Genel Yayın Yönetmeni Rebwar Kerim Weli'den yanıt geldi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, uygulanacak yaptırımları açıklamıştı. Erdoğan “Butün bunlarla birlikte bundan sonra Kuzey Irak Yerel Yönetimi bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye akıtacak ya da satacak. Vana bizde. Vanayı kapattığımız anda bu iş de biter.” demişti. Erdoğan ayrıca "Yaptırımlarımızı uygulamaya başlayınca ortada kalacaksın. Barzani'den bu yanlışı yapmasını beklemiyorduk, yanılmışız" ifadelerini kullanmıştı.
Cumhuriyet'in haberine göre; Erdoğan’ın “Yanılmışız” çıkışına Barzani yönetiminden yanıt gecikmedi. Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’ın Genel Yayın Yönetmeni Rebwar Kerim Weli yazdığı yazıda Erdoğan’a seslendi. Weli "Sayın Cumhurbaşkanı, 'En kötü günlerinde yanlarında olduk. Yanılmışız' diyorsunuz. Esad sizi aldattı, Netahyahu aldattı, Obama aldattı, en son da Sayın Barzani mi? Nasıl oluyor da bu kadar kolay aldatılıyorsunuz? Hayır Sayın Cumhurbaşkanı, Kürdistan ve Başkanı Barzani sizi hiç yanıltmadı. Ama siz belki de başkanlık yolunda ihtiyaç duyduğunuz oylar için, Kürdistan halkını aldattınız." diye yazdı.
Rudaw'ın resmi internet sitesinde yayımlanan “Sayın Erdoğan 'Er kişi' olun!” başlıklı yazısında Weli şu ifadeleri kullandı:
“Daha ilk günden, Kürdistan'da halkın yüzde 92'sinin desteklediği bağımsızlık referandumunu 'gayrımeşru ve rezalet' ilan ettiniz. Neden Sayın Cumhurbaşkanı? Sizin 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' referandumunda aldığınız yüzde 51.4 oy meşru oluyor da Kürdistan halkının kendi kaderini tayin için verdiği yüzde 92’lik ‘Evet’ oyu neden gayrimeşru oluyor? Kürt olduğumuz için mi?”
TIKLAYIN - Erdoğan: Kuzey Irak bakalım petrolü nereye akıtacak, vana bizde!
"Sattığınız Kürt petrolünün paraları nereye gitti?"
Erdoğan’ın yaptırım açıklamalarına değinen Weli yazısını şöyle sürdürdü:
“Sonra, 'vanayı kapatmakla' tehdit ediyorsunuz? Bağdat'ın itirazlarına rağmen Kürt petrolü Ceyhan'a gönderilir ve oradan gemilerle -kimindi o gemiler?- Meksika körfezine kadar dolaşırken neden kapatmadınız vanayı? Sattığınız Kürt petrolünün paraları nereye gitti? Bağdat'ın itirazlarına rağmen paralar Halkbank'a yatarken vanayı kapatmak aklınıza neden gelmedi?
Sayın Cumhurbaşkanı, 'En kötü günlerinde yanlarında olduk. Yanılmışız' diyorsunuz. Esad sizi aldattı, Netahyahu aldattı, Obama aldattı, en son da Sayın Barzani mi? Nasıl oluyor da bu kadar kolay aldatılıyorsunuz? Hayır Sayın Cumhurbaşkanı, Kürdistan ve Başkanı Barzani sizi hiç yanıltmadı. Ama siz belki de başkanlık yolunda ihtiyaç duyduğunuz oylar için, Kürdistan halkını aldattınız.
Şimdi, 'Bu ülkeye ihanet etti' dediğiniz Sayın Mesud Barzani'yi seçim dönemlerinde 'Başkan' sıfatıyla Kürt illerine siz davet etmediniz mi? Miting meydanlarında birlikte 'Megri Megri' söylerken Sayın Barzani 'Kürdistan Başkanı' değil miydi? Desteğine ihtiyaç duyduğunuz günlerde Ankara'da göndere çekilen Kürdistan bayrağı şimdi mi gayrimeşru oldu?”
Weli “Kürdistan'la Türkiye arasında kurulan bütün köprüleri yakmakla tehdit ediyor, askeri seçeneğin masada olduğunu söylüyorsunuz. Kürdistan'ı BAAS'tan sonra şimdi de siz mi bombalayacaksınız? Peşmerge ve Kürdistan halkıyla, Kürdistan'da Kürt hükümetinin izniyle konuşlu bulunan Türk askerleri mi savaşacak? Yoksa her fırsatta Türk ordusu ile savaşacağını açıklayan Heşdi Şabi ya da Türk askerlerini diri diri yakan IŞİD'le mi ittifak edeceksiniz?” diye yazdı.
Yazısında “Hatırlayın Sayın Cumhurbaşkanı, Kürdistan'da Türk askeri ile Peşmerge'nin kanı birbirine karıştı. Peşmerge ve Türk askeri kan kardeşi oldu.” diyen Weli şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanı, 'Kredi veriyoruz. Sen kalkıp, böyle bir adımı atarken, 'soralım' demiyorsun' diyorsunuz. Kürdistan, kendi kaderini tayin hakkı için icazet mi alacak? Türk halkı icazet mi aldı?
Sayın Cumhurbaşkanı, kendi ülkenizdeki iç barış için hep yardım ve destek istediğiniz Sayın Barzani, bağımsızlık referandumunu sizden icazet almadığı için mi 'hain' ve yeniden 'aşiret reisi' oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı; Ben bu dünyaya bir mülteci olarak geldim, hep bir mülteci olarak yaşadım, belki de mülteci olarak öleceğim. Ama benim çocuğum, Kürdistan'nın çocukları artık mülteci olarak değil özgür bir ülkede yaşayacaklar.
Sayın Cumhurbaşkanı, Türkler ile Kürtler, Türkiye ile Kürdistan arasında zor inşa edilen güven, kardeşlik ve barış köprülerini yıkmayın. Kürdistan ile Türkiye arasına düşmanlık ve nefret tohumları ekmeyin. Hep söylediğiniz gibi, 'musalla taşında başkan değil, er kişi niyetine diyecekler’. 'Er kişi' olun…”