Ruh sağlığına ilişkin yasa tasarısı hazırlanıyor: Her önüne gelen terapist olamayacak

Ruh sağlığına ilişkin yasa tasarısı hazırlanıyor: Her önüne gelen terapist olamayacak

MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu’nun bir yıl önce adım atılmasına yönelik olarak çağrısına meslek derneklerinden gelen olumlu yanıtın ardından bir yıllık çalışmanın ürünü “Ruh Sağlığı Yasa Taslağı” çalışması ortaya çıktı. Taslak metin yasalaşırsa, meslekten olmadıkları hâlde kendilerini terapist ilan edenlerin önü kesilecek.

Taslak, ruh sağlığı savunucularına ve hasta hakları konularında ilkeleri belirliyor. Ruh Sağlığı Yasa Taslağı,  kamuoyu ile paylaşılması ve açılacak tartışmalardan sonra en son haliyle TBMM Başkanlığı’na sunulacak. Taslağın,  kanunlaşması için siyasi partilerden destek istenecek. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yanı sıra Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Psikiyatri Hemşireleri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Derneği, Özel Eğitimciler Derneği, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği temsilcileri bu ortak çalışmada yer aldı.

MHP’li Deniz Depboylu: Depresan kullanımı ile şiddet arttı

TBMM’de Aladağ gibi birçok araştırma komisyonunda görev yapan MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu,  toplumun ruh sağlığı ile yaşadığı sorunların herkesin malumu olduğunu, antidepresan ve antipisokit kullanımı ile şiddetin arttığına dikkat çekti. Bu tabloya rağmen Türkiye’nin bir ruh sağlığı yasası olmadığını ifade eden Depboylu,  bugüne kadar farklı yönetmelik ve kanunlarla idare edilmek istendiğini belirtti. Ortak komite Rus Sağlığı Taslağı için Türkiye Psikiyatri Derneği’nin girişimiyle hazırlanan Ruh Sağlığı Yasa Tasarısı metni masaya yatırdı ve onu nitelikli ve bugünkü ihtiyaçlara karşılayacak biçimde yineledi.  Depboylu’nun T24’e değerlendirmeleri şöyle:

Türk Psikiyatrı Derneği’nin 90’yıl yıllardan beri uğraştığı ve hazırladığı bir yasa taslağı vardı bunu masaya yatırdık ve daha nitelikli hale getirmek için ruh sağlığı hastalarının savunucularının,  yakınlarının olduğu bir dernekten de temsilci çağırdık. Böylelikle, hasta savunucuları ve hatta tedavi gören bir hastalarımızdan katılan oldu. Güzel bir çalışma oldu. Kanun taslağını tamamladık. Bundan sonra dernekler üyeleriyle paylaşıp görüşlerini istedi. İtirazlar da dikkat alındıktan sonra Ocak ayında tekrar toplanıp ele alacağız. MHP Aydın Milletvekili olarak TBMM Başkanlığına bu kanun taşlığını sunacağım.

“Bu vatan ve milletin iyiliği için yapılan bir çalışma”

Burada en önemlisi hasta haklarını korumak, meslek alanında çalışan personelin yeterlilikleri, yetkilerini belirlemek.  Türkiye’de şu anda ruh sağlığı yasası olmadığı için bu alanda sınırlar arasında problem yaşanırken bir de hiç ilgisi olmayan, farklı mesleklere sahip ya da meslek sahibi olmayan insanların bilimsel olmayan tekniklerle kendilerine terapist ilan ederek hasta bakmaya çalıştıkları görülüyor.

Buradan da doğan çok büyük sıkıntı var. Hastalarımız çok büyük tehdit ve tehlike altında kalıyor. O nedenle hizmetlerin yeniden düzenlenmesi ve belli kurallara bağlanması şart. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde ve Kıbrıs’ta olmasına rağmen ülkemizde bir yasa yok. 

 İki üç ay içerisinde çalışmaları tamamlamış olacağız TBMM Başkanlığına sunmuş olacağız. Adından diğer siyasi partilerden destek isteyeceğiz. Bu vatan ve milletin iyiliği için yapılan bir çalışmadır.  Önemli olan toplumun ruh sağlığını korumak ve böylece ruh sağlığından kaynaklanan sorunların önüne geçmek. MHP’li Deniz Depboylu, oluşturulan komitedeki derneklerin hazırladıkları ortak basın açıklaması da şöyle: Yasalar, toplumun düzeni, görev ve sorumlulukların belirlenmesi; toplumdaki bireylerin haklarının korunması, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürmesi için önemli ve güçlü kurumsal aynı zamanda da toplumsal sözleşmelerdir. Karmaşıklaşan ve gittikçe de zorlaşan yaşam şartları karşısında bireyler fiziksel, maddi sorunların yanı sıra ruhsal olarak da zorlanmakta, ruh sağlığı hizmetleri alanındaki hizmet alan ve hizmet verenlerin sorunları da buna paralel olarak artmaktadır. Tüm bu sorunlarla bilinçli, programlı bir şekilde başa çıkabilmek için; hakların, sınırların ve yetkilerin açık ve net olarak belirlendiği bir toplumsal sözleşmeye, açıkçası “Ruh Sağlığı Yasasına” acilen ihtiyacımız vardır. Bu amaçla; Türkiye Psikiyatri Derneği’nin girişimiyle hazırlanan Ruh Sağlığı Yasa Tasarısı metni, Aydın Milletvekili Psikolojik Danışman Deniz Depboylu’ nun aracılığı ile meslek örgütü ya da ruh sağlığı alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütü düzeyinde temsiliyetleri olan “ruh sağlığı meslek temsilcilerinin" tartışmasına açılmıştır. Çalışmalara alt alan, yan dal, üst uzmanlık gibi özelliklerden bağımsız olarak doğrudan ilgili meslek dernekleri ile alandaki tüm hasta ve hasta yakınları derneklerini temsilen bir hasta hakları derneği katılmıştır. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yanı sıra Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Psikiyatri Hemşireleri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Derneği, Özel Eğitimciler Derneği, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği temsilcileriyle Deniz DEPBOYLU’nun başkanlığında 16.12.2016 tarihinden itibaren TBMM’de toplam 12 toplantı yapılmıştır. Bu toplantılar sonucunda oluşturulan taslak metin 24.11.2017 tarihinde askıya çıkarılarak 10.12.2017 tarihine kadar her bir meslek örgütünün web sayfasında toplanmak üzere meslek elemanlarının değerlendirmesine sunulmuştur. İlgili meslek örgütlerinin ve hizmet alıcıların bu öneri ve eleştirileri dikkate alarak yasa taslağının amacı ve kapsamına uygun olacak biçimde yeni madde ya da var olanlarda değişiklik önerilerine dönüştürülerek tartışılacağı bir toplantının yapılması ve bundan sonraki sürecin nasıl şekilleneceğinin bu toplantıda değerlendirilmesi planlanmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bugüne kadar bir ruh sağlığı yasası olmamıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ruh sağlığı yasalarının tamamı, ruh sağlığı sorunlarından ciddi düzeyde etkilenmiş ve psiko-sosyal engellilik koşullarını karşılayan bireylerin istemli ve istemsiz (zorunlu) tedavisini ve toplum içinde iyileşmelerini içerecek şekilde düzenlenmektedir. Bu yasa taslağının da en önemli hukuki gerekçesi ve kaynağı Türkiye’nin 2007’de imzaladığı, 2008’de TBMM’de kabul edilen Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’dir. Uluslararası sözleşmenin gereği, iç hukukun ve uygulamalarının bu sözleşme ile tutarlı olması, var olanların bu yönde değiştirilmesi ya da yeni kanunların hazırlanması ve kaydedilen ilerlemelerin düzenli olarak Birleşmiş Milletler’in ilgili komisyonlarına rapor edilmesi gerekmektedir. Bu gerekliliğin ürünü olarak; sözleşmenin ulusal mevzuata nasıl yansıdığı, sözleşmede güvence altına alınan haklardan yararlanma bakımından kaydedilen gelişmeler ve sözleşmenin amacına ulaşması için benimsenen plan ve politikaları içeren düzenleme raporlarının ilgili komitelere sunulması gerekmektedir. Sözü edilen yükümlülüklerin gereği olarak 2005 yılında yürürlüğe giren ve 2014 yılında ayrıntılı değişikliklerle uygulanan Engelliler Hakkındaki Kanun çok önemli bir ilerlemedir. Mevcut Engelliler Hakkında Kanun aynı zamanda ruh sağlığı hizmetleri için önemli bazı maddeler içerse de özellikle istemli ve istemsiz tedaviler için müstakil bir Ruh Sağlığı Yasasına gerek duyulmaktadır. Dolayısıyla hazırlanan bu Ruh Sağlığı Yasa Taslağında temel amaç, ciddi düzeyde ruh sağlığı sorunlarından etkilenmiş bireylere verilecek hizmetlerin, insan hakları temelinde, bu bireylerin topluluk içinde yaşamını sürdürmesi ve iyileşmesine ilişkin düzenlemelerin yapılmasıdır. Bir diğer ifadeyle yasa taslağı ruh sağlığı hizmetlerinden yararlanan hizmet alıcılar için ve bilimsel-evrensel standartları gözeterek oluşturulmalıdır. Diğer ülkelerden farklı olarak, bir yıllık çalışması içinde bu komisyon, yasanın amacında da görüleceği gibi, gelişmiş ülkelerdeki örneklerinin dışında, önleyici ruh sağlığı hizmetlerini de metne dahil ederek diğer ülkelere örnek olacak biçimde amacı genişletmiştir. Son 40 yılda dünyada ruh sağlığı alanında genel eğilim, insan, topluluk ve iyileşme odaklı anlayışın uygulama bulması ve yasaların da buna göre düzenlenmesi yönündedir. Yasa Taslağı metninin maddeleri biçimlendirilirken katılan dokuz farklı örgütün temsilcilerinin görüş ve önerileri üzerinden her konuda tam bir uzlaşıya ulaşılmasa bile asgari uzlaşmaya varıncaya kadar tartışılmış ve önleyici ruh sağlığı hizmetlerini de içerecek şekilde yasanın içerik kazanması için çaba harcanmıştır. Hazırlanan “Ruh Sağlığı Yasası” tasarısıyla meslek odaları ve yasalarının hazırlanmasının önü açılmıştır. Yasanın asıl hedefi psiko-sosyal engellilik koşullarını karşılayan bireylerin istemli ve istemsiz (zorunlu) tedavisinin düzenlenmesi olmakla birlikte, ruh sağlığı alanında çalışan ve doğal olarak bu komisyonda da yer alan, fakat ülkemizde meslek odaları ve yasaları bulunmayan uzmanlık alanları ile onların meslek tanımlarının yasada ne şekilde yer alacağı da zorunlu olarak bu yasanın konusu olmuştur. Bu tanımlar üzerinde de uzun tartışma ve görüş alışverişleri yapılarak alandaki tüm çalışanlara sunulacak son metin üzerinde uzlaşılmıştır. Bu şekliyle taslak alanda çalışan herkesin görüşüne açılmış sözlü ve yazılı geri bildirimlerin toplanmasına başlanmıştır. Ancak tabii ki sürecin bundan sonra devam edebilmesi için katkı sağlayan meslek örgütlerinin asgari değil, azami bir uzlaşıya ulaşıp ulaşamayacakları önem taşıyacaktır. Öncelikli amaç ruh sağlığı alanında hizmet alanların haklarının savunulmasıdır. Kamuoyunun bilgisine sunarız: Türkiye Psikiyatri Derneği, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Psikiyatri Hemşireleri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Derneği, Özel Eğitimciler Derneği, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği Yönetim Kurulu