'Ruhi Su, bir duble rakısını programı bitmeden içmezdi'

'Ruhi Su, bir duble rakısını programı bitmeden içmezdi'

12 Eylül koşulları altında yurtdışında tedavi görmek için pasaport alamayan ve hayatını kaybeden Ruhi Su, yaşasaydı 100 yaşında olacaktı. Türkülere kazandırdığı yeni formla kendisinden sonraki bütün kuşakları etkileyen Ruhi Su, bütün yıla yayılan etkinliklerle anılıyor.

Murat Meriç'in Radikal'deki yazısı şöyle: Ruhi Su, 12 Eylül ’ün büyük kayıplarından. 1985’te, devlet ona pasaport vermediği için öldü. Memlekette müzikle protesto geleneğini yakın döneme taşıyan güçlü isimlerdendi. Yaşasaydı, bu günlerde 100. yaşını kutlayacaktı. Ömrü vefa etmedi belki ama ‘dostlar’ı onu unutmadı. Bu hafta başlayan bir dizi etkinlik bütün bir yıla yayılacak ve Ruhi Su, türkülerde yaşamaya devam edecek.

Ruhi Su adını duymama sebep, üniversitedeki ‘solcu abi’lerdi. Yıl 1988’di ve öldüğü günlerde yayımlanan son plağı ‘Ekin İdim Oldum Harman’, Fransa’da Charles Cross Akademisi Ödülü’nü yeni almıştı. Beni ilk çarpan albümdür bu. Ardından bir 45’likte dinlediğim ‘Nefes’ ile hayranı oldum; plaklarını, kasetlerini, kitaplarını topladım ve külliyatı hızla tamamladım. Yıllarca dinledim. Belki klişe olacak ama acımı, sevincimi, sevdamı ve kavgamı onunla paylaştım. 2010 yılında Overteam bir ‘Rakı Ansiklopedisi’ hazırladığında, yazmayı önerdiğim maddelerden biri Ruhi Su oldu. Zorluydu ama ortaya çıkan küçücük madde, dolu doluydu:

Bas bariton sesiyle söylediği türkülerle tanınan yorumcu, besteci, müzik araştırmacısı, şair. Doğduğu Van yöresinde Ermeni tehciri sırasında ailesini kaybedince, Adana’da Öksüzler Yurdu’nda yetişti. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda eğitim gördü. 1942’den itibaren pek çok operada rol aldı. Aynı dönemde Ankara Radyosu’nda Batılı şan tekniğiyle yorumladığı halk ezgileri yolunu çizdi. ‘1951 komünist tevkifatı’nda hapse girdi, 27 Mayıs’ın hemen öncesinde, ‘Karacaoğlan’ın Kara Sevdası’ filminde söylediği türkülerle ve her akşam Taksim Belediye Gazinosu’ndaki repertuvarıyla 60’lı yıllarda yeşeren sol hareketlerin müzik alanındaki işaret fişeği oldu. 60’ların sonunda, geçimini sağlamak için İstanbul’da As Kulüp, Çatı, Kent, Kafkas, Kartiyer, 66, Reis Merhaba, Ankara ’da Kalem gibi küçük lokallerde büyük bir ciddiyetle türküler söylemesi, gece hayatının sıra dışı enstantanelerindendi.

Bir duble rakısını programı bitmeden içmezdi. Yayımladığı 45’lik ve 33’lüklerde Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Köroğlu gibi ozanların nefesini bugüne taşıdı. Bu plaklar, solcu aydınların evlerde kurdukları rakı sofralarının uzun süre değişmez eşlikçisi olarak kaldı. Sabahattin Eyuboğlu ve mavi yolculuk çevresiyle ahbaplık kuran Su, Nâzım Hikmet, Orhan Veli dizelerinden de besteler yapmıştır. Hastalanan ve yurtdışında tedavi edilmesi gereken Ruhi Su’ya pasaport verilmemesi, 12 Eylül yönetiminin acımasız uygulamalarından biridir. Cenazesi, dönemin ilk büyük kitle gösterisidir.

 

Kemanla başlayan aydınlanma

 

Ruhi Su’yu daha iyi tanımak için çocukluğuna biraz yaklaşmak gerek: Ailesini 1915’teki ‘tehcir’de kaybetti ve tek başına hiç tanımadığı bir ile gönderildi. Yurttaki müzik öğretmeni Mehmet Tahir’in eline verdiği keman, o zamanki adıyla Mehmet’i bambaşka bir dünyayla tanıştırdı. Sonrasında o yıllar için kurduğu tek bir cümle, acılarını bize anlatmaya muktedir: “Oyun denen bir şeyin var olduğunu o zaman öğrendim, içim içime sığmıyordu, şaşkındım.”

Dönemin savunma bakanı Recep Peker’in tebliğiyle Kuleli Askeri Lisesi’ne gönderildi ancak müziği çok sevdiği için bu okuldan kaçarak Ankara Musiki Muallim Mektebi’ne girdi. Yaptığı belki de ilk iyi işti bu. İkincisi, ölümünden sonra adını yaşatacak Sıdıka Hanım’la hapishanede, Behice Boran ve eşinin şahitliklerinde evlenmek…

Yaptığı çalışmalarla Zülfü Livaneli’den Rahmi Saltuk’a, Sadık Gürbüz’den Ahmet Kaya’ya, Cem Karaca’dan Grup Yorum’a kuşaklar boyu pek çok müzisyeni etkiledi. Erdem Buri’nin teşvikiyle Tülay German’a türküler öğretti, Anadolu-pop’un temelini atan ekipte yer aldı. Başkaldırı türkülerini yığınlara taşıdı, tanıttı. Kimilerine müdahale etti. ‘Osman Paşa Marşı’ bunlardan biri: “Olur mu böyle olur mu?/Kardeş kardeşi vurur mu?/Kahrolası diktatörler/Bu vatan size kalır mı?” Sıdıka Su, bu marş hakkında şu bilgiyi veriyor: “Ruhi Su tarafından, 1960 yılında, 28-29 Nisan olaylarında yazılıp söylenmiştir. 27 Mayıs harekâtının simgesidir.”

 

'Dostlar'la bugüne

 

Ruhi Su, aldığı Batı müziği eğitimini yorumlarına yansıttı: ‘Yöreselden ulusala, ulusaldan evrensele’ şiarıyla çalıştı. Türküleri İstanbul Türkçesiyle seslendirmeyi tercih etti, aksandan ve yerel ağızlardan kaçındı; onları ‘anlaşılır’ kıldı. 1975 sonlarında kurduğu Dostlar Korosu ile çoksesli denemeler yaptı. Bu koro, Ruhi Su’ya ‘El Kapıları’, ‘Sabahın Sahibi Var’ ve ‘Semahlar’ albümlerinde eşlik etti ve Timur Selçuk, Cenan Akın, Sarper Özsan gibi önemli müzisyenlerin katkılarıyla bu günlere geldi.

Sağlığında yaptığı on bir plak, İmece etiketiyle yayımlanmıştı. On altı 45’lik plakta ve değişik zamanlarda kaydedilmiş makara bantlarda kalmış türküler, ölümünden sonra Sıdıka Su tarafından derlendi. Bu albümler, 90’larda Nepa tarafından yenilenmişti, bayrağı daha sonra Ada Müzik aldı: Külliyatın tamamı bu sayede piyasada. Şiirleri ve yazıları, Everest Yayınları tarafından yeniden basılan ‘Ezgili Yürek’ adlı kitapta toplandı, anısına kitaplar yapıldı. Bunlar arasında en önemlisi, yakın zamanda doğum gününde andığımız Füsun Akatlı tarafından derlenen “Bir de Ruhi Su Geçti…”

Bahsi burada kapatalım, yazıyı sonlandıralım ama bu kapanış bizi ondan uzaklaştırmasın. Bilakis, biraz daha yaklaşalım; mesela nicedir dinlemediğimiz albümlerinden birini arkadaşlarımızla dinleyelim. Bu, 12 Eylül ’le hesaplaştığımız şu günlerde bize güç katacak. Türküleriyle o dönemi aydınlatan Ruhi Su’nun yaktığı meşaleyi bugüne taşımak boynumuzun borcu. 100. yaşında onu yaşatmak, sırf bu yüzden çok önemli.

 

Ruhi Su 100. Yıl etkinlik programı

 

Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği “Ruhi Su 100” başlığı altında 20’den fazla etkinlik düzenleyecek. Bu etkinliklerden bazıları: * Bugün MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda, Hilmi Etikan’ın katılımıyla Ruhi Su Belgeseli gösterimi saat 15.00’te gerçekleştirilecek. * 16 Mayıs’ta Tophane-i Amire’de Ruhi Su’nun yaşamından kesitler sunan ve özel eşyalarıyla büyük bir sergi açılacak. * Moğollar, Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Birol Topaloğlu, Karabey Aydoğan, İrfan Ertel, Yusuf Başaran gibi sanatçıların sahne alacağı bir dizi konser organize edilecek. Yarın MSGSÜ Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda, Ruhi Su Dostlar Korosu’nun da katılımıyla Emin İgüs sahne alacak. * Tematik konserler de yapılacak; tematik konserlerin konuları Ruhi Su albüm çalışmalarından esinlenerek, ‘Pir Sultan Abdal ve Semahlar’, ‘Köroğlu’ ve ‘El Kapıları’ olarak belirlendi. * Ruhi Su Dostlar Korosu gençlerle yenilenen kadrosu ve şef Berktay Akyıldız ile bu konserlerin hepsinde sahnede olacak. * ‘Çoksesli Türkü Düzenleme Yarışması’nı kazanan eserler ayrıca Ruhi Su Dostlar Korosu tarafından seslendirilecek ve seçilecek 100 eser bir kitapta yayımlanacak.