Suat Taşpınar/TürkRus.Com Genel Yayın Yönetmeni BBCTürkçe
Moskova'da manzara gri; bu mevsimin alışılmış kar kokusu eksik. Yerinde "kriz kokusu" tütüyor.
Başkentin zaten berbat olan trafiği, bu günlerde tamamen kilitlenmiş durumda. Aksi caddeye düşen bankaların ışıklı döviz tabelaları, bir rulet masasının sayıları kadar hızlı değişip duruyor.
Yaşlı taksi şoförü anlatıyor:
"Bizde en büyük bayram yılbaşıdır. Rutin yılbaşı alışverişine bir de kriz alışverişi eklendi. Trafik o yüzden. Halk cebindeki rublenin her gün eridiğini görüyor. Birkaç ayda dolar 32 rubleden 70'e çıktı. Herkes mala hücum ediyor. Televizyon, iPhone 6, çamaşır leğeni ya da elektrikli ısıtıcı. Ne bulursa! Rubleleri bir an önce harcamak lazım!"
Aklıma geleni soruyorum:
"Kriz varsa insanlar tasarruf yapar, zorunlu ihtiyaçları dışında para harcamaz. Peki neden Rus halkı parasını olmadık şeylere harcama telaşında?"
Yanıtı Rusların 19. yüzyıl şairi Fyodor Tyutçev meşhur dörtlüğüyle veriyor:
"Rusya akılla kavranmaz / arşınla ölçülmez / kendine hastır / Rusya'ya sadece iman edilir."
Bu memlekette önce 1991'de SSCB çökerken, sonra 1998 krizinde, halkın tüm ruble birikimleri birkaç günde devalüasyonla buharlaştı. Bu, "tarihi güvensizlik" kaynağı.
Gerçi ortada 1998 krizini andıran bir panik havası yok. Çünkü devletin 420 milyar dolarlık rezervi güvence kaynağı. Halkın Putin'e güveni de yüksek. Ama her yerde telaşlı bir koşturmaca var.
Elindeki rubleyle mal almaya çalışanlar, sabahtan akşama yüzde 10 inip çıkan kurda batan kredileri nasıl tahsil edeceğini düşünen bankalar, önlerinde kuyruk oluşmaya başlayan döviz büroları, rafları boşalan mağazalar, iptal edilen yurtdışı turları, hangi kurdan mal satacaklarını bilemedikleri için kapılarına geçici kilit vuran otomobil galerileri ya da lüks butikler, artık kazandıkları rubleyle memleketlerine yeterince dolar yollayamadıkları için Moskova'yı terk etmeye başlayan göçmen işçiler...
Bunlar "işaret fişeği" gibi, daha zor günlerin habercisi.
Kriz kokusu şimdilik tüketim iştahının kabarık olduğu, yıllardır "kolay paraya" alışmış insanların büyük şehirlerinde. Orta sınıf daha fazla panikte.
Taşrada insanlar maaşlarını aldıkça, zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıkça, hiper enflasyon fiyatlara yansımadıkça dayanabilecek durumda.
Ama yılbaşından sonra fiyatların fırlayacağı, rafların boşalacağı ve kitlesel hoşnutsuzluğun yayılacağı endişesi yüksek.
Bu durumda Putin'in reytinginin hızla düşmesi sürpriz olmayacak.
Yani zaman Putin'in aleyhine işliyor.
Batı'nın yaptırım baskısı azalmıyor. Petrol gelirleri hızla düşüyor ve rezervlerin çok uzun süre dayanamayacağı biliniyor.
Sorunların kaynağı Ukrayna krizi. Rusya Kırım'ı bedeli ne olursa olsun geri vermeyeceğini ilan etti. Ama Rusya yanlısı ayrılıkçıların bayrak açtığı Doğu Ukrayna'da tüm tarafların "kerhen" razı olacağı bir ara çözüm bulunmazsa, Rusya'da ekonomik krizin daha da derinleşmesi kaçınılmaz.
Kur krizi daha da derinleşirse, "son kozlar" olarak Kremlin'in ülke dışına sermaye çıkışına sert engeller koyması, hatta büyük şirketlerin Batılı bankalara olan borçlarını ödememesi ihtimalleri konuşuluyor. Medyada, "Batı bizi boğmaya çalışırken neden onların bankalarına borcumuzu ödeyelim?" deniyor.
Krizin suçlusu kim? İçeride sümen altına atılan sorunları kurcalamak pek revaçta değil. Rusya'da çoğunluğun parmağı "olağan şüphelilere", yani ABD ve AB'deki müttefiklerine dönmüş durumda.
Ama kaçınılmaz bir gerçek var; 15 yılını tamamlayan kesintisiz iktidarını, 2018'de yeniden aday olup 25 yıla çıkarmayı (1999-2024) hedefleyen Putin, ilk kez gerçek bir "ekonomik kriz" ile imtihan oluyor.
Bugüne kadar yüksek petro-dolarlarla dalgasız denizde giden gemi, şimdi fırtınanın ortasında.
Sorun ekonomik olsa da, çözüm aslında politik adımlarda. Putin bugüne kadar Batı'ya karşı geri adım atmadı. Ancak Moskova'da rublenin yerle bir olduğu salı günü hiç bir açıklama yapmayıp, o gece Ukrayna barışı için Merkel, Hollande ve Poroşenko ile uzun bir telefon zirvesi yapması, çıkış yolu için umutların hala bitmediğine işaret.
Aslına bakılırsa, 15 yıldır petrolden gelen "kolay para" Rusya'yı "yürüyen merdivende" yükselirken kerameti kendinde gören şişirilmiş bir özgüvene sevk etmişti.
Şimdi merdiven durdu. Tabana kuvvet yürümek şart. Bedel ödemek de.
Belki baştan acı çekilse de, yıllardır ertelenen köklü reformların yapılması, dibe vuran iç üretimin canlanması için bu kriz bir fırsat.
Yoksa, Çariçe 2. Katerina'nın vaktiyle Dnyeper Nehri'nden geçerken, memurlarının göz boyamak için köhne evlerin önüne yaptıkları paravan Potemkin Köyü mantığıyla giderse, bu seferki atlatılsa bile, bir başka kriz yine kapıyı çalacak.