Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik harekatını uzmanlarla değerlendiren çeşitli Rusya gazeteleri, askeri olasılıkları, ABD yaptırımları ihtimalini değerlendiriyor ve genel olarak gelişmelerin Rusya'nın bölgedeki çıkarlarına uyabileceği görüşünü yansıtıyorlar.
Günlük iş dünyası haberleri ağırlıklı Vedomosti gazetesinin haberinde Rusya Savunma Bakanlığı'na yakın bir kaynağın "Kürt birlikleri direnmeye çalışacak ama destekleri olmadan, çok daha hazırlıklı ve güçlü Türk güçlerine karşı durmaları çok zor" yorumu öne çıkıyor.
İvan Safronov'un "Barış Pınarı harekatı ateş ve bombardıman getirdi" başlıklı haberinde, ismi verilmeyen bir kaynak, harekatın muhtemelen 1 ay içinde tamamlanacağını ve Kürtlerin tampon bölgeden göçmeleriyle sonuçlanacağını söylüyor.
Kaynak, bunun en barışçı senaryo olduğunu da ekleyerek, "anlık kararlarıyla bilinen" ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kürtlerle Türkler arasındaki çatışmaya müdahale etmeye karar vermesi" halinde durumun daha da sertleşebileceğini kaydediyor.
Yüksek tirajlı günlük gazete Moskovsky Komsomolets'de Artemy Şarapov imzalı "Barış Pınarı savaş kaynağına döndü" başlıklı haberde görüşleri aktarılan bir askeri yorumcu da Türk Ordusu'nun Suriye topraklarında daha derinlere ineceğini ve bunun sonucunda Suriye hükümetinin egemenlik haklarının tehlikeye düşeceğini, Şam'ın Fırat nehri üzerindeki enerji santrallerini ve muhtemelen nehrin doğu kıyısındaki bazı petrol sahalarını kaybedebileceğini söylüyor.
Semen Bagdasarov adındaki yorumcu, bu nedenle Suriye Ordusu'nun karşı harekete geçerek, Türkler'den önce bu alanları ele geçirmeye girişebileceğini kaydediyor. Ama şu ana kadar Suriye ordusunda böyle bir hareketlenme görülmediğini de kaydediyor.
Yorumcu, Kürtlerin pozisyonuyla ilgili de şunları söylüyor: "Bence Türkler Kürtlerin çekildiği noktaya kadar ilerleyebilir. Kürtlerin hava savunma sistemleri yok ama bu harekatın Türk ordusu açısından çok da kolay bir harekat olmayacağı da kesin."
Yine Moskovsky Komsomolets'deki Kristina Tatarnikova imzalı bir başka haberde çatışmanın diğer ülkelerin katılımıyla büyük bir bölgesel savaşa dönüşme tehlikesi değerlendirilmiş.
Görüşü alınan uzmanlardan Vladimir Sotnikov bu soruyu "Türkler durmaya niyetli olmadığından böyle bir senaryo mümkün. Devlet Başkanı Beşar Esad Türklerin, egemenliği altındaki topraklara yönelik işgaline çok olumsuz yaklaşıyor. İran da aynı şekilde kenarda durmamayı tercih edebilir. En kötü senaryo bunun herkesin herkesle çatıştığı bir savaşa dönüşmesi" diye yanıtlıyor.
Bir başka uzman Anton Mardasov ise "Rusya şu anda diplomatik tarafsızlık çizgisi izliyor ama bu harekat genel olarak Moskova tarafından onaylandı. Bu Rusya'nın mültecilerin dönüşüne yönelik politikalarına uygun bir adım çünkü Türkiye sınırda bir çatışmasız bölge oluşturmayı planlıyor. Türkiye'nin harekatı aynı zamanda Rusya'ya Kürtlerle görüşmeleri canlandırma imkanı da sağlıyor" diyor.
Rusya'nın merkez çizgideki günlük gazetesi Nezavisimaya Gazeta, ABD Kongresi'nin Türkiye'ye ve yöneticilerine yönelik yaptırımlar geçirip geçiremeyeceği ve etkilerine odaklanmış.
Gazetenin görüşünü aldığı yorumcu Vladimir Vasilyev, böylesi bir tasarının konuşulmasının Türkiye'nin harekatı üzerinde bir etkisi olmayacağını çünkü Kongre'den geçemeyeceğini söylüyor.
Vasilyev, "ABD Başkanı'nın kısmen Ankara ile Moskova arasındaki ilişkilerin daha da yakınlaşmaması için, kısmen de Türkiye lideri ve politikalarına karşı haylı olumsuz bir yaklaşımları olan Demokratları kızdırmak için Erdoğan ile ilişkileri onarmaya çalıştığı açık. (Kongre üyelerinin sözünü ettiği) yaptırım tasarıları için ne Temsilciler Meclisi'nde ne de Senato'da Trump'ın vetosunu aşmak için gereken üçte ikilik çoğunluk desteği sağlanabilir" diyor.
Yorumcu Vasilyev, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde ölçülü davranacağı ve Suriye Demokratik Güçleri'ni tamamen silmeye, geniş alanları ele geçirmeye yönelmeyeceği tahminlerini dile getiriyor.
Devlet gazetesi Rossiyskaya Gazeta, ABD'nin bütün protesto ve tehditlerine karşın Rusya'dan S-400 füzeleri alan Tayyip Erdoğan'ın son bir kaç yıldır Beyaz Saray'dan giderek bağımsızlaştığını yazıyor.
İgor Dunayevsky, gazetedeki makalesinde buna karşılık Beyaz Saray'ın bundan sonra ne adım atacağını kimsenin tahmin edemediğini kaydederek şöyle sürdürüyor:
"Yaşananlar Trump'ın kriz durumlarında daha ziyade içgüdülerine güvendiğini ve danışmanlarını dinlemediğini gösteriyor. Diğer yandan Trump'ın bir yandan tepesinde azil süreci bulutları toplanmışken inat edip müttefiklerini kaybetmesi de kendisi açısından tehlikeli."
Haftada üç gün yayımlanan liberal Novaya Gazeta ise konuyla ilgili olarak tanınmış strateji uzmanı Pavel Felgengauer'in makalesine yer vermiş.
Felgengauer "Washington'daki memnuniyetsizlik Türkiye karşıtı yaptırımlarla sonuçlanırsa bu Türkiye'nin ABD ve Avrupa ile çok büyük bir çatışmaya girmesinin yolunu açar, ve bu Moskova açısından bir hayli avantajlı bir gelişme olur" diyor ve sürdürüyor:
"Örneğin Washington yedek parçalar ve silah sistemlerini de içeren kapsamlı bir silah ambargosu uygulayabilir. Türkiye'nin silah sistemlerinin büyük çoğunluğu Batı kaynaklı. Bu Türkiye'nin Batı patentlerini kullanan savunma sanayiini çok ciddi şekilde etkiler. Bir Avrupa silah ambargosu ve çeşitli ekonomik ve mali yaptırımlar da ihtimal dahilinde. Trump şu ana kadar buna hazır değil gibi göründü, fakat memnuniyetsizlik daha da büyük ve Cumhuriyetçileri de içine alırsa bu tür adımlar atmak zorunda kalabilir.