Türkiye'nin, hava sahasını ihlal ettiği için 24 Kasım’da düşürdüğü Rus uçağından paraşütle atlayan pilotu öldürdüğü gerekçesiyle hakkında İzmir’de soruşturma yürütülen Alpaslan Çelik için takipsizlik kararı verildi. Karara gerekçe olarak, ‘ölüm nedeninin belirlenememesi’ gösterildi. Rus pilot Sergei Aleksandrovich Rumyantsev’in öldürülmesiyle ilgili savcılığın yaklaşık 1.5 ay yürüttüğü soruşturma sonrasında verilen 5 sayfalık takipsizlik kararında, Rus pilotun her ne kadar vücudundan mermi çekirdekleri çıkmış olsa da, fırlatma koltuğuyla uçaktan ayrıldığı sırada başını üstteki camlı bölüme çarpmasından dolayı kafatasında kırıklar oluşma ihtimaline dikkat çekildi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, pilotun kafatası kırığından mı yoksa mermilerin vücuduna isabet etmesinden dolayı mı hayatını kaybettiğinin birbirine yakın zamanda olduğu için belirlenmesinin tıbben mümkün olmadığı değerlendirilen kararda, Alpaslan Çelik’in bölgede savaşan bir komutan olarak emrindeki askerlere sahip çıkmak için Rus pilotu kendisinin öldürdüğü yönünde açıklamalar yaptığı da ifade edildi.
Bölgedeki Türkmen birliklerin komutanı Çelik ise grubundakileri pilota ateş etmemeleri konusunda uyardığını anlattı. Çelik, Rus pilotun başka bir gruba bağlı kişinin açtığı ateş sonucu da ölmüş olabileceğini, kendisinin ise kesinlikle ateş etmediğini savundu.
Ceza hukukçusu avukat Baran Doğan, takipsizlik kararına mağdur olarak pilotun ailesinin ve Rusya’nın itiraz edebileceğine dikkat çekerek, “TCK’da suçtan zarar görenlerin de karara itiraz edebileceği var. Uluslararası hukukta böyle bir örnek olmasa da Rusya itiraz hakkını kullanabilir. Yeni deliller sunularak sanığın yeniden yargılanması da sağlanabilir. Suçu işlediği iddia edilen kişi Türk vatandaşı ise yargılama Türkiye’de yapılabilir” dedi. Alpaslan Çelik halen ‘silah bulundurmak’tan tutuklu.
Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları kaynakları, Alparslan Çelik hakkında takipsizlik kararı verilmesine Rusya Federasyonu yetkililerinden herhangi bir tepki gelmediğini kaydettiler. Çelik hakkında yürütülen soruşturma sırasında da Rusya Federasyonu’ndan Dışişleri ya da Adalet Bakanlıklarına yapılan resmi bir başvuru olmadığını belirten kaynaklar, kararın bağımsız mahkeme tarafından verildiğini anımsattılar.