Rus uzman: Suriye yanlış hedefi vurdu

Rus uzman: Suriye yanlış hedefi vurdu

DW: Batı ülkeleri ve medyası Suriye ordusunu İdlib vilayetine kimyevi silah saldırısı düzenlemekle suçluyor. Saldırıda en az 70 kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Rus ordusu tarafından yapılan açıklamada hükümet kuvvetlerinin muhaliflerin kimyasal silah deposunu bombaladığı belirtildi. Size bu iddialardan hangisi daha inandırıcı geliyor?

Aleksey Malaşenko: Kanaatimce iki taraf da abartıyor. Rusya ve Esad adına gerekçe olarak şunu soruyorum: Buna ihtiyaçları var mıydı? Neden, en az 70 kişiyi öldürerek ellerini kirletsinler? Bu iddiaya katılmak bana zor geliyor. Rusya'nın açıklaması ise muhalif savaşçıların terk ettikleri zehirli gaz deposunda patlama olduğu. Bu deponun neden keşfedilip zararsız hale getirilmediği açıklık kazanmış değil. Zehirli gaz aniden var olamaz. Birileri tarafından orada bırakılmış olması gerekir. Suç zehirli gazı orada bırakan muhaliflerde mi, yoksa zehirli gazın yerini bulmayan Suriye hükümetinde mi?

DW: Sizce bu senaryolardan hangisi gerçeğe daha yakın?

Malaşenko: Orada savaş oluyor. Suriye ordusu ateş açtı ama yanlış hedefi vurdu. Ateşi açan Suriye hükümet kuvvetleriydi. Ama kasıt değil hata vardı. Tahminimde haklıysam, özür dilenmeli ve hata itiraf edilmelidir. Savaşta yanlışlıkla uçak düşürüldüğü de olur. Böyle bir trajik durumda karşılıklı suçlamalarda bulunmak yerine dürüstçe gerçekten ne olduğunu söylemek gerekir.

DW: Yani siz kimyasal silahların Esad karşıtlarının deposunda olduğuna inanıyorsunuz...

Malaşenko: Evet, silahların orada bulunduğunu ve isabet aldığını tahmin ediyorum.

DW: Esad rejiminin elindeki kimyasal silahların 2013 yılında gözetim altında imha edildiği açıklanmıştı. Şayet Suriye ordusu kullandıysa, bu silahları nereden temin etmiş olabilir?

Malaşenko: Hele Suriye gibi kontrolden çıkmış bir ülkede bütün silahları imha etmek mümkün değil. Otoriter rejimlerin her şeyi kontrol altında tuttuğunu sanmak aldatmaca. Birileri bırakıp gitmiş, bir başkası da kullanmış olabilir. Bütün kimyasal silahları toplamak için elden gelen yapılmalıydı. ABD Başkanı Barack Obama'nın teklifine uyulmalıydı. Obama kimyasal silah kullanılmasının kırmızı çizginin aşılması anlamına geleceğini söylemişti. Bu gerçekten hepimizin ortak sorunu. Bu durumun skandala dönmüş olması son derece üzücü. Benim açımdan bu trajedi yakınlaşmak, uzlaşmak ve suçunu itiraf etmek için vesile olmalı. Washington yönetimi, Esad'ın mutlakla iktidardan uzaklaştırılması hedefine artık eskisi kadar bağlı olmadıklarını duyurmuştu. Bu açıdan bakıldığında akla, ‘Esad durup dururken böyle bir şeye yapmaya neden kalkışsın?' sorusu geliyor.

DW: Muhalifler kimyasal silahları nereden almış olabilir?

Malaşenko: İç savaşın hüküm sürdüğü Suriye'de her şeyin bir yolu bulunur. Mevcut ortamda en tehlikeli silah üzerinde bile kontrol tesis etmek zordur. Silah alınabilir, satılabilir. Umalım bu silahlar Suriye dışına çıkmasın. Ama bu da mümkündür.

DW: Kırmızı çizgiden söz ettiniz. Batı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bu çizgiyi çekmeye çalıştıklarını ama hep Rusya ve Çin'in vetosuyla karşılaştıklarını söyleyebilir. Mutabakat nasıl sağlanabilir?

Malaşenko: Devletler hukukçusu değilim, Rusya'nın tutumuna akıl erdirmekte de bazen zorlanıyorum. Dürüstçe kimyevi silahlara karşı olunsa, karar tasarısında belki ince ayar yapılabilirdi. Teklifte Rusya'ya değil Esad rejimine karşı birtakım unsurlar yer almaktaydı. ABD tutumunu yumuşatmış olsa da, teklif bu şekliyle bırakılabilirdi.

Carnegie Merkezi'nin eski uzmanlarından Aleksey Malaşenko, tarihçidir. Malaşenko çalışmalarını İslam bilimleri, toplum ve güvenlik politikaları üzerine yürütmüştür.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Roman Goncharenko