Rusya Güney Kıbrıs'ta üs mü arıyor?

Rusya Güney Kıbrıs'ta üs mü arıyor?

Suriye’de Beşşar Esad yönetimi ile isyancılar arasında çatışmalar sürerken Rusya’nın Akdeniz’de yeni bir askerî üs arayışına girmesi dikkat çekti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Kıbrıs Rum kesimi ile askeri üs pazarlığı yaptığı ve önümüzdeki aylarda anlaşma sağlanacağı iddia edildi.   Suriye'nin Tartus Limanı'ndaki Rus deniz üssünde bulunan sivil ve askerî personelin tümüyle geri çekildiği yönünde haberler, geçen hafta kamuoyuna yansıdı. Ancak Rus Savunma Bakanlığı bir açıklama yaparak bu haberleri yalanladı. 27 Haziran tarihli açıklamada Rus savaş gemilerine ikmallerin uzun süreden beri zaten siviller tarafından yapıldığı kaydedildi. Açıklamada Tartus'un Rus donanmasının Akdeniz'deki deniz üssü olarak kalmaya devam edeceği mesajı verildi.

Ancak siyasi gözlemciler Suriye'de rejimin değişmesi halinde Rusya'nın Tartus üssünü kaybedebileceğini sık sık dile getiriyor. Bununla birlikte Moskova'nın askerî işbirliğini genişletmek için Kıbrıs Rum kesimiyle görüşmelere başladığı da bir sır değil.

Rum kesimi Dışişleri Bakanı Yannis Kasulides'in Rusya'nın Sesi radyosuna yaptığı açıklamaya göre masadaki müzakere konularından biri de Baf'ta bulunan hava üssünün kullanılması. Kasulides, Rusya ile detaylar üzerine yoğunlaştığını ve bir askeri işbirliği anlaşmasının önümüzdeki aylar içinde imzalanabileceğini belirtti.

Suriye'de rejimin değişmesine hazırlık

Berlin'deki Bilim ve Politika Vakfı'ndan Rusya uzmanı Margarete Klein söz konusu anlaşmayı şöyle yorumluyor: "Hiç kuşkusuz bunun Tartus ile ilgisi var. Rus hükümeti Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın bir süre daha iktidarda kalacağını varsaysa bile bu durum gelecekte değişebilir."

Son günlerde Rus donanmasının Kıbrıs çevresinde bir hareketlilik içinde olduğu da biliniyor. 19 Haziran'da üç savaş gemisi, yakıt ve iaşe almak için Limasol Limanı'na yanaştı. Mayıs ayında da Moskova isimli Rus kruvazörü adaya gelmişti. Karadeniz'deki Rus donanmasının bayrak gemisi olan Moskova kruvazörü, Temmuz ayında Akdeniz'deki Rus donanmasının bir ay süreyle grup yönetimini devralacak.

Rum kesimi ile üs pazarlığı

Öte yandan Rusya ile Kıbrıs Rum kesimi arasında yakın ekonomik ilişkiler mevcut. Rum kesimi her zaman Rus şirketleri için bir vergi cenneti oldu. Birkaç yıl önce ise Rusya, Kıbrıs Rum kesimine milyarlık kredi temininde bulundu. Avrupa Birliği üyesi olan Güney Kıbrıs Rum kesimi yüksek borçları nedeniyle iflasın eşiğine gelince yönetim yeni krediler alabilmek için Moskova'ya resmi ziyarette bulunmuş, ancak taraflar uzlaşma sağlayamamıştı.

AB üyesi ülkede Rus üssü

Gözlemciler tüm bunları Rusya'nın krediler karşılığında askerî işbirliğini güçlendirme arayışı olarak değerlendiriyor. Rusya ile Rumlar arasında imzalanacak bir askerî anlaşma Moskova'nın yaklaşık 20 yıl sonra tekrar bir Avrupa Birliği ülkesinde askerî varlığa sahip olması anlamına geliyor.

Bilim ve Politika Vakfı'ndan Margarete Klein, Rusya'nın tekrar bir süper güç olarak kendini kabul ettirme özlemi olduğuna dikkat çekiyor. Klein, Moskova'nın Sovyetler Birliği zamanındaki gibi Akdeniz'de bir donanma bulundurma hedefine işaret ediyor. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin 30 ile 50 savaş gemisinden oluşan donanması, Akdeniz'de Amerikan 6. Filosu'na karşı bir denge unsuru niteliğindeydi. 1992 yılında bu donanma dağıtıldı. Klein, Kremlin'in 2015 yılına kadar Akdeniz'de tekrar 10 savaş gemisinden oluşan, sabit bir donanma hedefi güttüğünü belirtiyor ve ekliyor: “Burada daha çok simgesel bir siyaset yürütüldüğüne inanıyorum.”

'Bayrak dalgalandırmaktan öte bir anlamı yok'

Rus askerî uzman Alexander Golz da benzer görüşte. Golz, Rus Akdeniz Donanması'nın askerî bir öneme sahip olduğuna inanmıyor. Donanmanın modern gemilerden oluşmadığına dikkat çeken Golz, gemilerin Rus bayrağının Akdeniz sularında dalgalanmasını sağlamaktan öte bir anlam taşımadığını belirtiyor. Alexander Golz “Rusya'nın sadece bir adet uçak gemisi bulunuyor. Amiral Kuznesov adlı bu gemi Kuzey Donanması içinde yer alıyor” diyor.

Uzmanlar Rus savaş gemilerinin Suriye'deki çatışmalara dahil olmayacağı görüşünde birleşiyor. Dolayısıyla NATO'nun bu konuda bir endişe taşımasına gerek olmadığını kaydediyorlar. Ayrıca İngiltere'nin adada iki adet askeri üssü olduğunu da hatırlatıyorlar.

 

DW Türkçe