BBC Rusya Editörü Steve Rosenberg'in haberi.
Aleksandra ve Antonina Kilisesi'nde Rusya bayrağıyla kaplanmış bir tabut var. Üzerinde ise bir subay kasketi ve bir fotoğraf…
Mikail Orçikov, mekanize piyade birliklerinden birinin komutan yardımcısıydı. Ukrayna'da savaşırken öldürülmüştü.
Cenazede tören için askerler de bulunuyor.
Bir Ortodoks rahip elinde tütsüyle dualar ederek yürüyor.
Tütsünün keskin kokusu, kilise korosunun ahenkli seslerine karışıyor.
Başında siyah örtüsüyle ölen askerin eşi, yanındakiler tarafından teselli edilmeye çalışılıyor.
Ukrayna'da kaç Rus askeri öldü?
Rusya'da resmi veriler dışında bir şeyi haberleştirmek suç.
Rusya Savunma Bakanlığı, "özel askeri operasyon" olarak adlandırdığı bu işgalde 498 askerin öldüğünü açıkladı.
Fakat bu veri 2 Mart tarihli.
O tarihten sonra hiç güncellenmedi.
Rahip, "Ülkemizdeki durum sıradan değil. Herkes bunun farkında" diyor.
Kremlin kamuoyunun Ukrayna'daki Rus askerlerinin birer kahraman olduğuna ve Rusya'nın saldırısının bir öz savunma olduğunu düşünmesini istiyor.
Devlet televizyonun en popüler haftalık haber programında, "Rusya şimdi müdahale etmeseydi Ukrayna üç yıl içinde NATO'ya girip nükleer silah sahibi olurlardı. Önce Kırım'a, ardından da Rusya'ya saldırırdı" ifadeleri kullanılıyor.
Rusya kendi halkına, Ukrayna'yı saldırgan devlet olarak gösteriyor.
Kostroma sokaklarında da pek çok kişi Kremlin'in anlatısına inanıyor gibi gözüküyor.
Bunun nedenlerinden biri televizyonun kamuoyunu etkileme gücü. Diğeri de kriz dönemlerinde pek çok Rus'un, devlet başkanlarının yanlış karar vermiş olabileceğine inanmak istemiyormuşçasına, refleks olarak liderlerini desteklemesi.
Kostroma'da yaşayan Nikolay, "NATO dibimize üs açmak istiyor ve nükleer silahları var. Aferin Putin'e. Onlara izin vermedi" diyor.
Emekli Nina Ivanovna da, "Rusya'nın sonuna kadar gitmesi lazım" diyor.
"Rus televizyonlarında bu konuda verilen bilgilere ne kadar güveniyorsunuz?" diye soruyorum.
"Güveniyorum. Niye güvenmeyeyim? Esas internete güvenmiyorum" diye yanıtlıyor.
Neden güvenmediğini sorduğumda ise "Bilmiyorum" diyor.
Fakat Rusya'da herkes Ukrayna'nın işgalini desteklemiyor.
Nikolskoye köyünde Ortodoks rahip Yoann Burdin'in evini ziyaret ediyorum.
Kısa süre önce bir ayinde savaş karşıtı ifadeler kullanmış ve eleştirilerini kilisenin internet sitesinde de yayınlamıştı.
Bu yüzden gözaltına alındı ve yeni çıkan bir yasayla tanımlanan Rus Silahlı Kuvvetleri'nin itibarını zedeleme suçundan para cezası aldı.
Yoann, "Nedeni ne olursa olsun, nasıl haklı göstermeye çalışırsanız çalışın kan dökmenin günah olduğuna inanıyorum" diyor ve ekliyor:
"Kan, dökenlerin elindedir. Bir emir verilmişse bu emri verenin, bunu destekleyenlerin ve sessiz kalanların elindedir.
"En kötüsü de nefretin yayılması. Daha da derinleşecek. Çünkü Ukrayna'daki durum devam ediyor.
"Bunu durdurmak için bir siyasi irade de yok. İki tarafta da nefret güçlenecek ve halklarımızın arasında on yıllar boyunca bir duvar oluşacak."
Kostroma'da sekiz asker Mikail'in tabutunu mezara taşıyor. Askeri bando ağırbaşlı bir melodi çalıyor. Silah atışının ardından Rusya milli marşıyla tabut mezara indiriliyor.
Kısa bir konuşma yapılıyor:
"Bir oğlun, kardeşin ve babanın kaybı her zaman bir trajedidir. Ama halkımızı, çocuklarımızı ve ülkemizi savunurken öldüğü için gurur duyuyoruz."
Ne olursa olsun, Vladimir Putin'in emriyle Ukrayna sınırını geçip egemen bir ulusa saldıran taraf Rus ordusuydu.
Putin "özel askeri operasyonun" Ukrayna'yı "Nazilerden ve silahlardan arındırma" amacını taşıdığını söylüyor.
Sanki Ukrayna'yı faşistler yönetiyormuş gibi. Bunun hiçbir gerçek tarafı yok.
Son günlerde Rus yetkililer daha büyük hedefleri olduğunu gizleme ihtiyacı duymuyor.
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ukrayna'da yaşananların, "Rusya'nın dünya siyasi haritasında meşru çıkarlarına saygı duyulan bir şekilde var olma hakkı için ölüm kalım savaşı" olduğunu söyledi.
Yani bu jeopolitik hedeflerle yapılan, Moskova'nın Ukrayna'yı kendi etki alanına almak için yaptığı bir savaş.
Ukrayna hükümeti ise bunu engellemekte kararlı.