Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa ekonomilerini artan enerji ve gıda fiyatları karşısında zor durumda bırakırken, Almanya'nın, artık diğer ülkelerden satın aldığından daha fazlasını ihraç edememesi dikkati çekiyor.
Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip ülke, yükselen enflasyon ve sanayisini baskılayan tedarik zinciri kesintileri nedeniyle iki Almanya'nın birleşmesinden bu yana ilk aylık ticaret açığını mayısta verdi.
Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis) son açıkladığı verilere göre, Almanya'nın ihracatı, yüzde 0,9 artış beklentisine karşın Avrupa Birliği'nden (AB) gelen zayıf taleple mayısta yüzde 0,5 düşerek yaklaşık 125 milyar Euro oldu. İthalat ise yüzde 2,7 artarak yaklaşık 126 milyar Euroya yükseldi.
30 yıldır ticaret fazlası veren ülkenin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış dış ticaret açığı 1,03 milyar Euro oldu. Böylece Alman ekonomisi 1991 yılından beri ilk kez dış ticaret açığı verdi. Nisan 2022'de Almanya'nın dış ticaret fazlası 3,1 milyar Euro olarak gerçekleşmişti.
Almanya'nın dış ticaret fazlası Mayıs 2021'de 13,4 milyar Euro olarak kayıtlara geçmişti. Mayıs 2021'e göre ihracat yüzde 11,7, ithalat faturası da yüzde 27,8 arttı.
Mayısta yıllık bazda Almanya'da ihracat fiyatları yüzde 15,9, ithalat fiyatları da yüzde 30,6 arttı. İki Almanya'nın birleşmesinden bu yana yaşanan ilk ticaret açığı, fiyat değişimlerini ve ülkenin devam eden ihracat zayıflığını yansıtıyor.
Almanya'nın 2021 ihracatı, üretimde yaşanan ham madde sıkıntısı ve kesintiye uğrayan küresel tedarik zincirlerine karşın salgının etkilerinden kurtularak 1 trilyon 375,6 milyar Euro olarak gerçekleşmişti. Ülkenin ithalatı da 1 trilyon 203,1 milyar Euro olmuştu. Ülkenin dış ticaret fazlası ise yaklaşık 172 milyar Euro seviyesinde gerçekleşerek düşüşünü 5'inci yıla taşımıştı.
Almanya, 2020'de 180 milyar 427 milyon Euro, 2019'da 224 milyar Euro, 2018'de 228 milyar 720 milyon Euro, 2017'de 247 milyar 946 milyon Euro, 2016'da 248 milyar 916 milyon Euro ve 2015'te 244 milyar 310 milyon Euro dış ticaret fazlası verdi.
Öte yandan, Almanya'nın ticaretteki bu baskın gücü diğer ihracata dayalı ekonomilerin tepkisini çekerken, eski ABD Başkanı Donald Trump, ABD ekonomisine sürekli zarar verdiği gerekçesiyle Almanya'nın ticaret fazlası elde etmesini eleştirerek Alman otomobillerine ek gümrük vergisi uygulanması tehdidinde bulunmuştu.
AB Komisyonu ve Uluslararası Para Fonu da (IMF) Almanya'nın ticarette elde ettiği söz konusu fazlalığı birçok kez eleştirdi. Eleştirilerin odak noktası, "bu fazlalığın dengesizliklere yol açabileceği ve bu nedenle küresel ekonomi için bir tehdit oluşturabileceği" şeklinde oldu.
Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa genelinde enerji faturalarını yukarı çekerek enflasyonu artırırken, petrol ve gaz ithalatına bağımlı ülkelerin ticaret dengesini de etkiliyor.
Artan enerji fiyatları, Rusya'ya ihracat değerinin azalması ve AB ekonomilerinde Kovid-19 sonrası görülen ekonomik toparlanmadaki yavaşlama, Almanya'nın 30 yıldan sonra dış ticaret açığı vermesindeki büyük etkenler arasında yer aldı. Almanya'nın, ihracata dayalı ekonomisi için gerekli olan ara mallarını tedarik etmekte zorlanması veya daha yüksek fiyatla tedarik etmesi de söz konusu ticari açıkta etkili oldu.
Analistler, eski ABD Başkanı Trump tarafından eleştirilen ve Almanlar tarafından gurur duyulan Almanya'nın ticaret fazlasının ortadan kaybolduğunu belirterek, ülkenin enerji, gıda ve malzeme ithalatındaki yüksek fiyatlarının ithalat faturasını artırdığını kaydetti.
Almanya; İtalya, Fransa ve İspanya gibi Avrupa ülkeleriyle beraber özellikle Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın ardından enerji ve gıda ürünleri için daha fazla ödeme yapmak zorunda kalıyor. Almanya'nın ticaret açığının yüksek enerji maliyetleri nedeniyle yaz aylarında da devam etmesi bekleniyor.
Kuzeyde Baltık Denizi'nden güneyde Adriyatik kıyılarına kadar olan AB ülkeleri, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş sonrası yaşanan gaz arz kriziyle başa çıkmak için çeşitli önlemler alıyor.
Avrupa'da 8 Haziran'da 79,40 Eurodan işlem gören doğal gazın megavat saat fiyatı, 5 Temmuz itibarıyla yüzde 94 artarak 153,50 Euroya yükseldi. Bu rakam, bu yılki 335 Euroluk zirvenin altında olmasına karşın bir yıl önceki seviyesinin yüzde 350 üzerinde yer alıyor.
Alman ekonomisi, Rusya-Ukrayna savaşı ve enerji krizinin yanı sıra enflasyon, faiz artışları, salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi ve arz dar boğazları gibi birçok sorunla da karşı karşıya bulunuyor.
Alman ekonomisi, savaşın etkilerinin fazla hissedilmemesiyle ilk çeyrekte resesyondan "kıl payı" kurtulurken, yüksek enflasyon, bozulan tedarik zincirleri ve Çin'deki Kovid-19 kısıtlamalarının ikinci çeyrekte ülke ekonomisi üzerinde daha fazla baskı oluşturduğu kaydediliyor.
Almanya'da tüketici duyarlılığı yüksek enflasyonla son zamanlarda büyük ölçüde kötüleşirken, üçüncü çeyrekte durumun düzelmemesi halinde Alman ekonomisinin iki çeyrek art arda küçülerek teknik bir resesyona girebileceği belirtiliyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), uzun süre sonra bu ay ana faiz oranlarını artırmayı planlıyor. Faiz oranlarının yıl sonuna kadar yüzde 1,75'e yükselmesi beklenirken, Avrupa'da faiz oranlarındaki geri dönüş resesyon riskini artırıyor. Bu durum, Avrupa'yı ekonomik bir uçurumdan geri çekmeye çalışan politika yapıcılar için daha büyük bir sıkıntı oluşturuyor.
Öte yandan, Euro Bölgesi'nde resesyon endişelerinin artması, doğal gaz fiyatlarının yükselmesi ve Rusya-Ukrayna savaşının devam etmesiyle dün Euro dolara karşı 20 yılın en düşük seviyesine gerilemişti.