Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Suriye'de devam eden iç savaşa yönelik Rusya ve Türkiye'nin birlikte yapacağı hamlelerin çok önemli olduğunu belirterek "Türkiye ile yapabileceğimiz dış siyaset hamleleri dünyadaki barışın tesisi için önemli" dedi. Rus Büyükelçi, Başbakan Binali Yıldırım'ın Aralık ayında Moskova'ya yapacağı ziyaretin ekonomik içerikli olacağını da belirtti.
Karlov, Rusya ait savaş uçağının Türkiye sınırlarında düşürülmesinin ardından iki ülke arasında yaşanan 8 aylık krizden sonra yeniden başlayan süreçle ilişkilerin tam olarak normale dönmediğini ve iki devlet arasındaki diplomatik ve ekonomik faaliyetlerin tam olarak iyileşmesi ve olgunlaşabilmesi için 1-2 seneye daha ihtiyaç olduğunu ifade etti. Karlov "Gerçekçi olmak gerekirse uzmanlarımıza göre bunun için en az 1-2 seneye ihtiyaç var. Bundan da önemlisi her iki tarafın bu ilişkiyi daha yukarıya taşıma niyetinde olmalarıdır" şeklinde konuştu.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un Milliyet gazetesinden Tolga Şardan'ın sorularına verdiği cevaplardan satır başları şöyle:
1-2 yıla ihtiyaç var: Her iki ülkenin liderlerinin girişimiyle uçak kazasından sonra dibe vuran ilişkilerin durumunu ortak bir çabayla düzeltme başarısını yakaladık. Ama tamamen eski düzeye döndüğünü söylemek için biraz erken. Bunun başında iki ülke arasındaki ticaret faaliyetleri var. Geçen 4 ayda, 24 Kasım öncesindeki ticari faaliyetlere dönebilmiş değiliz. Gerçekçi olmak gerekirse uzmanlarımıza göre bunun için en az 1-2 seneye ihtiyaç var. Ama bundan da önemlisi her iki tarafın bu ilişkiyi daha yukarıya taşıma niyetinde olmalarıdır. İki liderin, iki ülkenin ticaret hacminin 100 milyar dolara ulaşması gerektiğini söylemeleridir.
YILDIRIM’IN MOSKOVA ZİYARETİ: En büyük temennimiz ilişkilerin daha üste çıkarılmasıdır. Baş konu ekonomik ve ticari işbirliğimiz ama diğer taraftan daha alt düzeydeki görüşmeler devam ediyor.
Bankacılık ve finans: KEK kapsamında iki ülke uzmanlarının Soçi’de bankacılık ve finans işbirliği toplantısı gerçekleşti. Buradaki konular çok önemli. Birincisi muhabir banka siteminin geliştirilmesi. İkili ticari ilişkilerde yerel döviz kullanılması gündeme geldi. Moskova Ticaret Borsası’nda Türk lirası bazında işlemlerin yapılabilmesi konusu var. Ödeme sistemleri konusuvar. Visa, mastercard, Rusya’da geliştirilen mir sistemi var. Bunları hayata geçirirsek, 3. ülkelerin bizi etkileme şansı azalacaktır.
Suriye: Suriye’de barışın sadece barışçıl yollarla sağlanacağı düşüncesindeyiz. Suriye’nin mevcut sınırlarının korunması gerektiğini, ülkenin geleceğini ancak ve ancak Suriye halkının belirlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Esad rejimini desteklemekle suçlanıyoruz. Suriye’nin devlet bütünlüğünü destekliyoruz. Ülke bütünlüğü harap duruma getirilirse Libya gibi durumlar ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye ile yapabileceğimiz dış siyaset hamleleri dünyadaki barışın tesisi için önemli.
Moskova platformu: Suriye halkına kendi geleceği konusunda yardımcı olmalıyız. Bu sürecin içinde hem Esad taraftarları hem de muhalefet temsilcilerinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Yer almayacak olan unsur teröre bulaşmış olanlardır. Biz Suriye muhalefeti ile çalışıyoruz ve çalışmaya da hazırız. Bunun için Moskova bir kaç kez Suriye’deki muhalif kanatların bir araya gelmesine zemin oluşturdu.
Moskova’nın buluşma platformu olmasını teklif ettik. Rusya katılmadan bir araya gelin, kendi pozisyonunuzu belirleyin diye teklifte bulunduk. Bazı muhalif grupların “Suriye halkını biz temsil ediyoruz” görüşünü kabul etmiyoruz. Bu sürecin içine hem iç, hem de dış muhalefet katılmalıdır. Suriye’nin dış muhalefeti kendi aralarında ne kadar çabuk ortak pozisyon konusunda anlaşırlarsa süreç verimli şekilde ilerleyecektir.
Esad'ın aday olması: Esad, uluslararası toplum tarafından kabul edilmiş bir devlet başkanı. Suriye’nin temsilcisi BM’de resmi olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Esad’ı gayri meşru olarak ilan etmek doğru bir şey değildir. Suriye halkı anayasa ve diğer çalışmalar bitirdikten sonra hem yeni cumhurbaşkanını, hem de yeni meclisini kendi hür iradesiyle seçerse yine mutlu oluruz.
Suriye'deki üsler: Öncelikle barışın tesisini bekleyelim. Sonra bu üslere ihtiyaç olup olmadığı konusunda daha net bir değerlendirme yapma durumu olacak. Suriye ile yapılan anlaşmada zaman kısıtlaması yok. ABD’nin Türkiye’de üssü var.
Halep harekâtı: 18 Ekim 2016’dan itibaren hava unsurlarımız Halep bölgesinde harekat yürütmemektedir. İyi niyetli olmayan tarafların Rus uçaklarının hastaneleri, okulları bombaladığı suçlamaları var. Bu suçlamaları çok ciddi olarak değerlendiriyoruz. Suriye topraklarını izleyen çok güçlü uzay grubumuz var.
Her suçlamadan sonra uzaydan çekilen resimleri gösteriyoruz. İtirazlar maalesef uluslararası haber kanallarınca yayımlanmıyor. Çifte standart var. Yakın geçmişte iki Belçika uçağının sivil bir binayı yerle bir ettiğinin delillerini sunduk. Ama kimseye duyuramadık. Geçmişte Amerikalılar ateşkes sürecini baltaladı.
Batı rahatsız: Batılı diplomasiye bakarsanız, AB ile ilişkilerinizin iyi olmasını istiyorsanız Rusya ile kötü olmalısınız. Alenen söylenen şeyler; Rusya ile işbirliğini kesin, yatırım projelerinden vazgeçin o zaman AB sizi kucaklayacak. Biz, 24 Kasım’a kadar ilişkiler iyi seyrederken, “AB ve ABD ile kötü olun” dayatmasında bulunmadık. Maalesef bu basınca dayanamayarak Rusya ile ilişkilerini sınırlandıran ülkeler var ve bu durum aleyhlerine oluyor.
Mesela, Güney Akım projesini yürütüyorduk. Karadeniz’den geçen doğalgaz Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya dağıtılacaktı. Borular Bulgaristan sahillerinde çürüyor. Bulgaristan, AB dayatmasına maruz kalarak anlaşmadan çekilmek zorunda kaldı. Bulgaristan yılda 800 milyon Euro kazanacaktı. Baltık üzerinden Kuzey Akım projesi var. Burada yaptırım uygulayan ülkeler doğalgazı kendileri alıyorlar. AB, Ukrayna’ya güvenemiyor. Kendi rezervini yapıyor. Bu da Rusya’ya ne zarar verirsek iyidir politikasını gösteriyor.
Güney Akım: Türkiye ile işbirliği anlaşması imzaladık. Gazımızın Türkiye sınırına Aralık 2019’da gelmesi planlanıyor. Çift boru hattı olacak. Sistem pürüzsüz olmalı. Bulgaristan ile yaşananların yaşanmasını istemeyiz.
Türkiye'ye bağlı: Mevcut verilere göre Türkiye’ye yıllık 30 milyar metreküp gaz veriyoruz. Bunun 15 milyarı Mavi Akım üzerinden Samsun’a giriş yapıyor. 15 milyarı ise Ukrayna üzerinden. Türk Akımı, Ukrayna’dan vazgeçme zeminini hazırlayacak. Türkiye’yi doğalgaz konusunda transit bir hub (merkez) olarak görmek istiyoruz. Her şey Türkiye’nin kendisine ve Avrupa’nın alacağı pozisyona bağlı. TANAP’ın kapasitesi Türk Akımı ile kıyaslanamaz. Rusya Federasyonu, 30 yıldır Türkiye’ye doğalgaz sevkiyatını yapmaktadır. Hiçbir zaman yarı yolda bırakmadık.
Olgunlaşmış toplum: Benim için 15 Temmuz olayları masum insanların hayatını kaybettiği çok büyük bir trajedi. Diğer taraftan da Türk toplumunun olgunlaşmış bir toplum olduğunu gösterdi herkese. Zamanla değişik ülkeler bu tür darbelere veya darbelere maruz kalıyor. Ama her ülke böyle bir toparlanma potansiyeline sahip değildir. Türk toplumu bu sınavdan geçmiştir. Devlet Başkanımız, Sayın Erdoğan’a destek veren ilk liderlerden oldu. Bu jest Türkiye’ye yönelik ne düşündüğümüzü göstermiştir.
FETÖ yapılanması: Rusya’da FETÖ’ye karşı verilen mücadele Türkiye’den önce başladı. Rusya’da 2006-2008 arasında bu oluşum mahkemelik oldu. Tüm okulları, dernekleri kapatılmıştı. Erdoğan'a minnettarız: Türk Akımı’nı, Ankara’nın tüm yaptırım tehditlerine rağmen AB’ye verdiği bir tür yanıt olarak algılıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dış politika hamlelerinin yaparken her şeyden evvel ülke menfaatlerini düşündüğü için çok minnettarız. Takdirle karşılıyoruz, olması gereken de budur.
Askeri İşbirliği: Savunma sanayinde işbirliği konuları hem İstanbul’da, hem de Petersburg’da gündeme geldi. En çağdaş ve gelişmiş silahları üretiyoruz. Dünyada 2. sıradayız. Bizden ithalat yapan iki önemli ülke Çin ve Hindistan. İhracatla yetinmeyip daha derin bir işbirliğine hazır olduğumuzu vurguluyoruz. Ortak üretim projelerine giriyoruz. Türkiye ile bu konuda yolun başındayız. Rus-Türk Savunma Sanayi ortak komisyonu yakında bir araya gelecek. Suriye’de gelişen olaylar, Rusya silah sanayinin geliştiğinin önemli göstergesidir.
Uzay teknolojisi işbirliği: Değişik ülkelerle bu tarz işbirliği formatımız mevcut. Türkiye bunun arasında rahatlıkla yer alır. 100 milyar dolarlık iş hacmi için yeni işbirliği alanlarını aramamız şart.
Bulgaristan seçimleri: Rus yanlısı olmaktan ziyade ülkesini seven Bulgar ve Moldovalı seçmenler oy kullanmıştır. Biz her ülkeyle işbirliğine hazırız. Güney Akım, eski Bulgar yönetiminin vazgeçtiği projelerden birisi. Temennimiz yeni yönetimlerin kendi ülke menfaatlerini daha iyi kollamasıdır. Biz bu iki ülkeye “batıyla ilişkilerinizi kesin” dayatmasında bulunmayacağız.