S-400 anlaşması ve NATO

S-400 anlaşması ve NATO

Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın almak için gerekli imzaları atmasının yankıları sürüyor. En son Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin Rusya'ya kapora ödemesi yaptığını belirterek hem kendisinin hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kararlı olduğunu ifade etmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in askeri ve teknik işbirliği konularındaki danışmanı Vladimir Kojin de Rus resmi haber ajansı TASS'a "Sizi temin ederim ki bu sözleşmedeki tüm hükümler stratejik çıkarlarımızla yakından uyuşuyor. Bu bakımdan bazı Batılı ülkelerin Türkiye üzerinde baskı uygulamaya çalışması bizim açımızdan tamamen anlaşılır bir durum” diye konuşmuştu.

S-400 füze savunma sistemi Türkiye'de konuşlu NATO sistemleriyle teknolojik açıdan uyumlu değil. Dolayısıyla S-400 anlaşmasını siyaset uzmanları Erdoğan'ın NATO'dan bağımsız bir askeri kapasiteye sahip olmak istediği şeklinde yorumluyor.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (EFCR) adlı düşünce kuruluşundan Güney Yıldız atılan adımın Ankara açısından anlaşılır olduğunu belirterek "Zira eğer her şey NATO ile uyumlu olursa, NATO komutanları da Türk askeri sistemleri üzerinde tam kontrole sahip olur” diyor.

Ancak Rus füze savunma sistemi de Rus kontrolü anlamına geliyor. Avrupa birliği eski diplomatlarından Carnegie Europe analistlerinden Marc Pierini "Bu Türk Hava Kuvvetleri'nin kullanacağı bir füze savunma sistemi olacak ve Türk Hava Kuvvetleri'nin füze savunma sistemleri konusunda bir deneyimi yok, dolayısıyla kayda değer sayıda Rus danışman, eğitmen ve operatör ve benzeri olacak. Yani bu halde Türk hava savunma mimarisinin tepesinde Rusları göreceğiz” diyor.

Darbe girişimine karşı bir önlem mi?

EFCR analisti Güney Yıldız ulusal olarak kontrol edilen bir savunma sisteminin Türk hükümetinin son yıllardaki stratejik önceliklerinden biri olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığına ve bu girişim sırasında kimi kurumların Türk savaş jetleri tarafından bombalandığına dikkat çeken Yıldız "Ordu içindeki bazı grupların saldırısına uğrama halinde NATO dışı bir hava savunma sistemine ihtiyaçları olacağını düşünmüş olabilirler” şeklinde konuşuyor.

Yıldız ABD'nin geçmişte de Türkiye'nin silah anlaşmaları nedeniyle rahatsızlık ifade ettiğini hatırlatıyor. Ankara'nın birkaç yıl önce Çin'den bir hava savunma sistemi alma girişiminde bulunduğunu ancak o dönem ABD'li diplomatların Türk hükümetini bu fikirden vazgeçirdiğini kaydediyor. O dönemden bu yana uluslararası ilişkilerde önemli değişiklikler olduğunu vurgulayan Güney Yıldız ABD'nin Ortadoğu'da bir boşluk bıraktığını, Türkiye'nin bu boşluğu Rusya ve İran'la karşı karşıya gelme pahasına doldurmaya çalıştığını ancak başarısız olduğunu söylüyor. Bu girişimin en çarpıcı ifadesi 2015 yılı sonlarında Türkiye'nin bir Rus savaş jetini düşürmesi olmuştu.

"Rusya Türkiye ile ABD ve Almanya'nın arasını açmak istiyor”

German Marshall Fund Ankara Bürosu Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ise gelişmeleri "Bana altı ay önce sorsaydınız Türkiye'nin S-400 bataryaları almasının düşünülemez olduğunu söylerdim. Yani bu Türkiye'nin yaklaşımında belirgin bir değişimi ifade ediyor” sözleriyle yorumluyor. Ankara'nın bir süredir dış politikada farklı bir yön tutturduğuna dikkat çeken Ünlühisarcıklı Türkiye'nin bölgesel müttefik arayışına gittiğini belirtiyor.

Almanya ile yaşanan siyasi gerilimin de bu gelişmelerde etkili olduğunu vurgulayan Ünlühisarcıklı "Rusya Türk askeri sanayisini destekleyerek Türk dış politikasını etkileyebileceğini keşfetti” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Eğer ABD ve Avrupa Birliği bunu yapmakta gönülsüz davranırsa Türkiye kendini Batı ekseninden uzaklaşmaya ve Rusya'ya yakınlaşmaya mecbur bırakılmış hissedebilir. Rusya'nın Türkiye ile ABD'nin, kısmen de Türkiye ile Almanya'nın arasını açmak gibi net bir stratejisi var.”

©Deutsche Welle Türkçe

Ben Knight