Saadet Partisi de seçim kampanyasını başlattı: "Herkes gerim gerim gerilmiş; biz bunu sona erdireceğiz"

Saadet Partisi de seçim kampanyasını başlattı: "Herkes gerim gerim gerilmiş; biz bunu sona erdireceğiz"

T24 İstanbulGonca Tokyol

Saadet Partisi, “İhtiyacımız var” sloganını kullanacağı seçim kampanyasını başlattı. Saadet Partisi'nin Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Yazıcı, kutuplaştırılan ve ayrıştırılan bir topluma, ortak ihtiyaçlarını hatırlatacak bir kampanya hazırladıklarını söylerken; Saadet Partisi'nin İBB adayı Necdet Gökçınar konuşmasında, "Bizi insan insan yapan değerlere ihtiyacımız var. En başta adalet. Her tür etnik ve inanç sahibi gruplarda olması gereken bir şey. Bunlar olmadığı zaman toplum gerilir. Adaleti temsil ettiğini söyleyen insanlar şuraya gelse yüzleri kızarmadan bu ülkede adalet var diyemezler" dedi.

Saadet Partisi'nin İstanbul Şişli'de düzenlediği tanıtım toplantısında konuşan Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı, yıllardır sürdürülen siyasi üslupsuzluğun toplumu iki kutba ayırdığını belirten ve İstanbulluların da bu durumdan memnun olmadığını söyledi. Yazıcı, “Bugün sadece İstanbul için değil Türkiye için adalet duygusu kaybedilmiş bir değer. Ve adalete dair kaybedilenler zamanla demokrasiye dair de kaybedilenleri doğurur" diye konuştu. Saadet Partisi'nin 23 Haziran öncesinde yürüteceği kampanyanın, İstanbulluların ortak değerleri ve ortak arzularını göz önünde bulundurduğunu kaydeden Yazıcı, "Nefret dilinden uzak, tebessüm ettiren, birlik ve beraberliği ön planda tutacak bir kampanyayı İstanbullular için hazırladık" dedi. 

İstanbul seçimlerinde katılımın çok yüsek gibi durduğunu ancak 1 milyon 700 binden fazla kişinin oy kullanmadığını, geçersizlerle birlikte 'sahipsiz kalan oy' sayısının 2 milyonu geçtiğini hatırlatan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı, şöyle devam etti: 

"Seçime bu açıdan bakıldığında ortada ikna edilmesi ya da kendilerine üçüncü bir yol olarak güvenebilecekleri bir alternatif sunmak mühimdir. Biz Saadet Partisi olarak düşündüklerimiz, sunduklarımız ve hayallerimizle bu büyük oy birikimine talibiz. Mecburiyet ya da zaruretle değil gönülle atılacak oylarla İstanbul’a ihtiyacı olacakları sunacak birikime ve gayrete sahibiz.   

Bugün sadece İstanbul için değil Türkiye için adalet duygusu kaybedilmiş bir değer. Ve adalete dair kaybedilenler zamanla demokrasiye dair de kaybedilenleri doğurur. Bu seçimde sahipsiz kalan 2 milyon küsur oyun müsebbibi işte bu histir. Saadet Partisi mağduriyet ve mazlumiyet oluşturan bu adaletsizliğe karşı da İstanbul seçiminin en güçlü ve onurlu duruşunu sergiliyor."

"Mağduriyetler ve şahıslar üzerinden politika yapılmaz; 'Siz mağdur oldunuz buyurun başkan olun' denmez"

Toplantıda yaptığı konuşmada, İstanbul’un 'kardeşlik, nezaket ve huzura' ihtiyacı olduğunu söyleyen Saadet Partisi'nin İstanbul adayı Gökçınar, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) yeniden seçim kararının ardından başlayan 'mağduriyet' tartışmalarına da değindi. "23 Haziran seçimlerinde toplum mühendisleri iş başında, maalesef bunu görüyoruz" diyen Gökçınar, şöyle devam etti: 

"Mağduriyetler ve şahıslar üzerinden politika yapılmaz. Siz mağdur oldunuz buyurun başkan olun denmez. Bu sizi başkan yapmam için sebep değildir. Bugün böyle bir algı üzerine çalışılıyor. Biz bu konuda da insanlarımızı uyaracağız. İrade dış algılarla manipüle edilen bir şeydir. Bunu göz önünde bulundurmalıyız. Öfkemizi farkedenler algı çalışmalarından etkilenmeyelim. Saadet Partisi’ne oy verelim.”

Mazbatası elinden alınan Millet İttifakı'nın İBB adayı Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı kalp işaretini eleştiren Gökçınar, "İkili sistem deniyor. Bu ikisinden hangisini seçersen seç gideceğin yer tanzim kuyruğudur. Sevgi pıtırcıklığı da güzel de 6 ilçeyi kapsayan bir rapor var. Bu 6 ilçede 135 bin adet bina var. İBB'nin daha önce bir Japon kuruluşu ile depremden sonra yaptırdığı analize göre profesyonel bir kuruluş, bunların yıkılması gerekli diyor. Sen bunlar için ne diyorsun bana bunu anlat. Kalbi yaptık da bu ne olacak?" ifadesini kullandı.

Habertürk'e tepki: Siz kimi saklıyorsunuz?

Habertürk'ün İmamoğlu ve Cumhur İttifakı'nın adayı Binali Yıldırım için yaptığı canlı yayın teklifine de tepki gösteren Gökçınar, "Bu nasıl platformmuş. Necdet ne olacak Necdet. Siz kimi saklıyorsunuz. Çıkarın beni oraya onlar da gelsinler. Sıkıntım yok benim. Hepsiyle tanışırız, çay, kahve içeriz.Oraya çıkalım, halkımız da dinlesin bizi. İrade onların değil mi? Ya bu Necdet de çıktı, hiç beğenmedik desinler eyvallah. Hadi beni niye saklıyorsunuz? Necdet'in dediğini doğru bulur da oylar oraya giderse iş kötü. İkisinden birisi olursa problem yok" diye konuştu.

Gökçınar'ın konuşmasından başlıklar şöyle: 

-Türkiye’de kimse düşüncelerini özgürce söylendiğini iddia edemez. Attığı bir  tweet yüzünden kendisini Sİlivri'de bulan insanlar var. Bize basın özgürlüğü ne olacak diye sorulursa üç tane kriterimiz var; terörü teşvik etmeyeceksiniz, hakaret olmayacak ve cinayete teşvik etmeyeceğiz. Bunun dışında her şeyi söyleyebilirsiniz. Ben herhangi birisine gözünün üzerinde kaşın var desem, bunun nasıl bir sonucu olacağından emin değilim. Herkes gerim gerim gerilmiş; biz bunu sona erdireceğiz, belediye başkanı nezakete yakın olduğunda toplum gevşeyecek.

"Tabii ki beton demir de olacak ama bu o kadar öncelikli değil"

-Pek çok şeye ihtiyacımız var ama burada hep insani şeylerden bahsediyoruz. Tabii ki beton demir de olacak ama bu o kadar öncelikli değil. Onun da en güzelini biz yaparız, biz kapatılan partilerimiz toplumda ‘ağır sanayi, üretime dayalı ekonomiyle’ hatırlanır, böyle bir mirasa sahibiz.

-İstanbul seçimleri bütün Türkiye’deki seçimleri etkiliyor, bir belediye başkanı seçilecek ama bunun çok ötesinde anlamlar ihtiva ediyor. İstanbullu hemşehrilerimin ferasetine, inancına, ruhuna, aklına ve oylarına ihtiyacımız var. Sloganımızın altını ben bu şekilde dolduruyorum.

-Bu seçimde çok farklı sonuçlar alınacak. İstanbul’un Milli Görüş yönetimine ihtiyacı var. Yaptık geliyoruz; ortaya bir umde koyuyoruz. Ben sizi seviyorum, siz de beni sevin diyerek siyaset yapılmaz. Ben mağdurum diye de siyaset yapılmaz. CHP’ye oy vermemiş bir seçmen, bu hukuksuzluktan sonra haksızlıklara karşı çıkmak isterse, o mağduriyete öfkesinden bu sefer onlara oy vereceğim diyebilir ama bu akıl yanılmasıdır. Başkan seçerken dikkat edilecek başka şeyler var. Bizim bu öfkemizi kullanarak bizi başka yere yönlendirebilirler, buna kanmayalım. Seçimlerde Saadet Partisi’ne oy verelim, Cumhurbaşkanı Erdoğan oy farkına az demişti ya, onu da belirgin hale getirelim. Seçimler uğurlu olsun, yeniden refah ve huzura vesile olsun. Ben ütopik bir hayal peşinde değilim. Yanlış yapılan bir işin doğrusunu anlatarak söylüyoruz. Doğrusunu anlatarak söylüyoruz. Saadet Partisi'nin farkı da burada. Bunu yaparken kullandığımız üslup Erbakan hocamızdan en kırıcı olmayan üslup kullanmakta hepimiz bu manada belki de tek partiyiz.

-Tekrar huzura döneceğiz. Satılan fabrikalarda çalışan kardeşlerimiz kahve köşesinde oturuyor. Bu insanda huzur olur mu? Bir hayır işi yaptığınızda domino gibi hayıra gider. Şer yaptığınızda şer zuhur eder. Biz bunu yaşadık görüyoruz. Şimdi 23 Haziran seçimleri için toplum mühendislerinin tekrar iş başında olduğunu hayretle müşaade ediyoruz. Toplum mühendisliğinin bir okulu yok. Böyle bir mühendislik var. Mağduriyetlerle şahıslar üzerinden politika yapılmaz. Siz bir işte mağdur olabilirsiniz fakat bu sizi başkan yapmam için bir sebep değildir. Mağdur oldunuz, geçmiş olsun deriz. Bugün böyle bir algı üzerinde çalışılıyor."