Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Libya yönetiminden askeri yardım çağrısı gelirse Türk askeri bölgeye gidebilir" açıklamasını anımsatarak, hükûmete destek verdiklerini belirttik.
Karamollaoğlu, gazetecilere gündemi değerlendirdi. Karamollaoğlu, "Malûmunuz olduğu üzere Libya’da yaşanan hadiseleri hep birlikte takip etmekteyiz. Libya bizim için 5 asırlık bir birliktelik ve kardeşlik demektir. Libya bizim için 1911 Trablusgarp direnişi demektir. Libya bizim için Ömer Muhtar demektir. Libya bizim için Kıbrıs Barış Harekâtı'nda yanımızda duran tek ülke demektir. Bu sebeple biz Libya’da yaşanan krizin son bulmasını, barışın sağlanmasını canı gönülden istiyoruz" diye konuştu.
Karamollaoğlu, "Bunun yanı sıra Libya ile aramızdaki her türlü ilişkinin geliştirilmesini candan desteklemekteyiz. Hükûmetin bu şartlar altında almış olduğu Libya’ya destek kararının da doğru bir karar olduğu kanaatindeyiz. Çünkü Libya’da bugün BM tarafından kabul edilen meşru bir hükûmet bir de onan karşı direnen asker kökenli birisi var" ifadesini kullandı.
Karamollaoğlu şu açıklamaları yaptı:
"Batılı bazı ülkeler bu kişin arkasında durduğunu ilan ediyorlar lakin ben meşru hükûmetin desteklenmesinin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Bunu söylemeyi de bir vazife olarak görüyorum.
Dış politika ile ilintili bir diğer konu başlığımız İncirlik Üssü ile ilgili Sn. Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu açıklamadır. Sayın Erdoğan 'İncirlik Üssü’nü gerekirse kapatırız' diyor. Ben kendisine buradan sormak istiyorum. Irak bombalanmış, Suriye tarumar edilmiş, askerlerimizin başına çuval geçirilmiş, 15 Temmuz hadisesi yaşanmış, terör örgütlerine binlerce TIR silah verilmiş. Bunca yaşanan hadiseye rağmen İncirlik'in kapanması için daha başka ne yaşanması gerekiyor? Kendisi bize bunu açıklarsa memnun oluruz! Bu vesile ile ABD’nin son zamanlardaki Türkiye karşıtı politikalarını, özellikle Ermeni soykırımı iddiasını tanıyan kararını şiddetle kınıyorum.
Geçen hafta gündeme getirdim. Uygurlara uygulanan korkunç işkenceleri de tekrar gündeme getirmek istiyorum. Bir soykırım meydana geliyor. Bir soyun düşüncesinin, medeniyetinin, inancının tamamen tahrif edilmesi gündemde. Türkiye’de bazı akl-ı evveller Çin’in ne Uygurlulara ne kadar yumuşak davrandığını iddia ediyorlar. Bunlar da Cumhurbaşkanı’nın danışmanları. Gel de bu işin içinden çık!
Tabii sorunumuz sadece bu değil. Hâlâ Akdeniz’de ne olacağı belli değil. Ege’de adalarımız gitmiş kimse gündeme getirme ihtiyacı duymuyor. İran’a karşı ambargo uygulanıyor, İran’ın yanında duramıyoruz. Yemen, Sudan, Somali karma karışık… Biz bu ülkelere bakıp sadece temennilerde bulunabiliyoruz ileriye gidemiyoruz.
Simit Sarayı'nın satılacağı iddiası
Bildiğiniz üzere yıllar evvel Sayın Cumhurbaşkanı bir çay simit hesabı yapmıştı. Lâkin aradan yıllar geçti kendisi bu hesabı unuttu, insanımız ne durumda haberdar değil. Anladığımız kadarı ile bugün sayın Erdoğan çay simit hesabının yerine, Simit Sarayı hesabı yapıyor. İktidar işi gücü bıraktı şimdi simitçilik yapmaya kalkıyor.
Simit satan bir işletmenin bugün 500 milyon dolar zarar etmesini ise aklımız almıyor! Simitler için altın suyuna bandırılmış susam kullanılsa ancak bu kadar zarar edebilir! İşin ilginç yanı ise Ziraat Bankası’nın bu kurumun hisselerini satın almak istemesi. Ziraat Bankası çiftçimizden başka her şey ile ilgilenmeye devam ediyor!
Şeker Fabrikalarını sat, Tank Paleti sat, elde ne var ne yoksa sat, sonra bu trajikomik duruma düş! Bu tablo ekonomimizin halini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ancak pes doğrusu diyebiliyoruz!
"TÜİK iktidarın politikalarına kılıf hazırlamakta devrim yaptı "
Asgari ücret görüşmelerinde üç kademeli zam önerisi gündeme geldi. Hafif işte çalışan adam fazla çalışmadığı için karnı az doyar. Orta yoğunlukta çalışan bir işçi daha az yemeğe ihtiyaç duyarlar. Ağır işte çalışan işçi yorulur o fazla para alabilir teklifi yapıyorlar.
Yahu bu ücret insan başı belirlenmez, çoluk çocuğunun ailesinin karnın doyması hesap edilmelidir. 2200 lira asgari ücret belirlemek demek insanları açlığa mahkum etmek demektir.
TÜİK iktidarın politikalarına kılıf hazırlamakta devrim yaptı adeta. Gerçeklerle alakaları yok! Milletin kafasını karıştırarak karnını doyuracağını zannediyor. Siz hangi hikâyeyi söylerseniz söylerin aç insanın karnı hikaye ile doymaz. Önünüze lütfen bir hedef koyun, 10 -15 yıl deyin ki biz bu hedefe ulaşacağız. Her yıl asgari ücreti enflasyonun üzerinde bir artışla hesap edeceğiz deyin!
Eylül ayı işsizlik rakamları
Ekonomimizin acı bir gerçeği de işsizlik. Eylül ayı işsizlik rakamları açıklandı, rakamlar hiç iç açıcı değil.İşsizlik geçen yıla nazaran 2.4 puan artışla %13.8 oldu. İşsiz sayısı 817 bin kişilik artışla 4.5 milyonu aştı. İstihdam 1.7 puan azalış ile %46.1'e düştü. Genç işsiz oranı 4.5 puan artışla %26.1‘e yükseldi! İktidar ekonomimiz uçuşa geçti diyor, ekonomi şu an öyle bir uçtu ki iniş yapacak yer bulamıyor! Kâğıt üzerinde ekonomiyi düzelttiklerini sanıyorlar fakat milletimizin canı yanıyor, gerçeklerden haberleri yok! Bir kere zihniyetiniz tamamen yanlış. Bu zihniyet ile ekonomiyi düze çıkarmanız mümkün değil. Türkiye’nin bugün topyekun bir zihniyet değişimine ihtiyacı var.
Bu zihniyet değişimi sağlanmadıkça ülkemizin geleceğe emin adımlar atması mümkün değil. Biz Saadet Partisi olarak bu konuda üzerimize düşen ne ise yapmaya hazırız. Yeter ki milletimizin huzuru ve refahı sağlanabilsin. Her zaman söylediğimiz gibi biz bütün uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz. Şüphesiz ki güç ve kudret sahibi Cenab-ı Allah’tır"