Partisinin eğitim raporunu açıklayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP iktidarlarında Milli Eğitim Bakanı’nın 7 kez, eğitim sisteminin de neredeyse 77 kez değiştiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Vatandaşların 4’te 3’ü eğitim sisteminin eskiye nazaran daha da kötüye gittiğini ifade etti. Vatandaşların yüzde 81’i tüm öğrencilerin kaliteli eğitime ulaşamadığını düşünüyor” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Eğitim Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında hazırladıkları eğitim raporunu açıkladı.
Türkiye’nin en büyük servetinin gençliği ve genç nüfusu olduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, eğitimde yapılan yanlışların gelecek 100 yılı etkilediğini vurgulayarak, “Öyle bir eğitim sistemimiz var ki gençler sınavlara hazırlanmaktan hayata hazırlanmaya fırsat bulamıyor. Sınavları sayarken dilimiz bile dönmüyor” dedi ve sınavları kısaltmalarını saydı.
1 Ağustos-17 Eylül 2020 tarihleri arasında Türkiye’nin 81 ilinde ikamet eden 1333 öğrenci, 1197 öğretmen, 1333 veli ile yapılan saha çalışmasını paylaşan Karamollaoğlu, elde ettikleri verilerden oluşturdukları önerileri 21 madde altında topladıklarını söyledi. Karamollaoğlu, yaptıkları tespitleri şöyle sıraladı:
"Okul öncesi öğretim, ilköğretim, ortaöğretimde 18 milyon 241 bin öğrenci var. Almanya’da toplam 8 milyon genç var. Yunanistan’da 1 milyon civarında genç bulunuyor. Bu rakamlar Türkiye’nin genç nüfus zenginliğini ortaya koymak için yeterli. Bu gençlikte yeterince yararlanamıyoruz.
"18 yılda 7 kere bakan, neredeyse 77 kere de sistem değişti. Değişen bakanların neredeyse hepsi bir önceki sistemi eleştirip yeni sistemi getireceğini söyleyerek göreve başladı. Hepsi hüsran ile sonuçlandı. Cumhuriyet tarihinde bu konuda en çok yanılan iktidarla karşı karşıyayız.
"Türkiye’de eğitim nitelik sorunuyla karşı karşıya. Vatandaşların yüzde 72,6’sı nitelikli eğitim olmadığını ifade ediyor. Oran öğretmenler arasında yüzde 78’e yükseliyor.
"Eğitimdeki eşitsizlik gözle görülür hale geldi. Vatandaşların yüzde 81’i tüm öğrencilerin kaliteli eğitime ulaşamadığını düşünüyor.
"Gerçek hayattan kopuk eğitim sistemi çocukları hayata hazırlayamıyor. Vatandaşların 4’te 3’ü eğitim sisteminin çocukları hayata hazırlayamadığını ifade ediyor, öğretmenler arasında oran yüzde 80’leri aşıyor.
"Öğrenciler akademik başarı için okul dışındaki aktörlere muhtaç ediliyor. Katılımcıların yüzde 67’si okulda verilen eğitimin akademik başarı için yeterli olmadığını düşünüyor.
"Okulların fiziki mekanları ve teknik donanımları yeterli değil. Yetersizliği ifade edenlerin oranı 70’leri aşıyor.
"Vatandaşların 4’te 3’e eğitim sisteminin eskiye nazaran daha da kötüye gittiğini ifade ediyor.
"Adrese dayalı kayıt sistemi okullar arasında denklik sağlamadığı için mağduriyetler ortaya çıkarıyor. Vatandaşların yüzde 62’si çocuğunu en yakın devlet okuluna gönül rahatlığı ile kayıt ettiremeyeceğini söylüyor.
"Öğretmenlik mesleği sürekli itibar kaybediyor. Öğretmenler maaşları ve özlük haklarını yetersiz buluyor. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu ayrımı eşitsizlik ortaya çıkarıyor.
"Problemlerin en önemli nedeni ehliyet ve liyakatin olmaması. Yöneticilerin keyfi kriterlerle belirlendiği bir ortamda eğitim sisteminin bu noktaya sürüklenmesi kaçınılmaz.
Karamollaoğlu, eğitim ve öğretime ilişkin önerilerini şöyle açıkladı:
1. Eğitimde nicelikten çok niteliğe önem verilmelidir.
2. Evlatlarımızı sınava değil hayata ve geleceğe hazırlayacak kalitede bir müfredat ve eğitim metodu oluşturulmalıdır.
3. Eğitimde fırsat eşitsizlikleri ortadan kaldırılmalı veya en az seviyeye indirilmelidir.
4. Kaliteli eğitim, maddi imkânları yetenlerin imtiyazından çıkarılmalı ve toplumun geneline yayılmalıdır.
5. Okulların teknik, teknolojik, fiziki imkânları ve sınıf mevcutları nitelikli öğretime uygun hale getirilmelidir.
6. Eğitimin her kademesinde, özellikle de yönetim kademelerinde, yapılan atamalarda liyakat esas alınmalıdır.
7. Bir ülkenin eğitiminin kalitesi öğretmenlerinin nitelikleri ile doğru orantılıdır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda ciddi adımlar atılmalıdır.
8. Öğretmenlerin meslek onuruna yakışır şartlarda çalışabilmesi ve görevlerini şevkle ifa etmeleri için öğretmen maaşları ve özlük hakları acilen yeniden düzenlenmelidir.
9. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması ve söz verilen 3600 Ek Gösterge konuları ivedilikle gündeme alınma çözülmelidir.
10. Devlet okullarının kaybettiği itibar, isabetli reformlarla yeniden kazandırılmalı ve okullarda verilen destekleme/ yetiştirme kurslarının niteliği artırılmalıdır.
11. İmam hatip liselerinin planlaması ihtiyaçlar dikkate alınarak yapılmalı. Sadece seçilmiş olanlarda değil, tüm İmam Hatip Liselerinde eğitimin kalitesi ve niteliği yükseltilmelidir.
12. Meslek liseleri ilgili sektörlerin ihtiyaçları dikkate alınarak planlanmalı ve meslek liselerindeki eğitimin niteliği hem mesleki hem de akademik anlamda artırılmalıdır.
13. Pandemi ve benzer acil durumlara karşı eğitim sisteminin alt yapısı güçlendirilerek, uzaktan eğitim ve diğer eğitim modelleri üzerinde etkili, verimli ve güven veren planlamalar acilen yapılmalı ve uygulmaya konuşmalıdır.
15. Eğitim Sistemi’ne veliler, öğrenciler ve öğretmenler tarafından duyulan güven çok alt seviyelerdedir. Güven vermeyen bir sistemin ayakta kalması da faydalı olması da mümkün değildir; bu yüzden eğitim sistemine güven tesis edecek adımlar süratle atılmalıdır.
16. Eğitim sisteminin tüm yapı taşlarının, siyasi popülizmden uzak, gerçekçi ve uygulanabilir bir sistemin inşası önem arz etmektedir
17. Öğretmenler arasında ücretli, kadrolu ve sözleşmeli gibi tüm ayrımlar ortadan kaldırılmalı. Tüm öğretmenler kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Öğretmen performansı objektif kriterlerle, sürekli ölçülmelidir.
18. Eğitim sistemi sınav stresinin cenderesinden kurtarılmalıdır.
19. Öğrencilerin, test sorularının değil bilgi ve hakikatin peşinden koşmasını sağlayacak bir sınav sistemi getirilmelidir.
20. Eğitimdeki amaç; öğrencilerimizi uluslararası alanda akranlarıyla rekabet edebilecek birikim ve donanıma ulaştırmak. Mesleki ve akademik olarak hayata hazır hale getirmek, ahlaki ve insani değerlerle donanmış bir birey olarak yetiştirebilmek olmalıdır.
21. Eğitim sistemimizin sorunları yüzeysel değil; köklü ve kroniktir. Dolayısıyla alınacak tedbirler de günü kurtarmaya yönelik pansuman tedbirler değil tüm paydaşların katılımıyla köklü, kalıcı ve cesur reformlar olmalıdır.