Saadet Partisi Parti Sözcüsü Birol Aydın, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın 'vitrin mankeni' sözlerine ilişkin "Kadınların kıyafeti üzerinden siyaset üretmek acizliktir! Başı açık ya da örtülü hiçbir kadın vitrin malzemesi değildir. Kadınlarımızı, kıyafetleri üzerinden siyaset malzemesi yapmak bu millete yapılabilecek en büyük haksızlıktır" dedi.
Aydın, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'vitrin mankeni' sözlerine ilişkin "Acizlik" yorumunu yaptı. Aydın, "Türkiye’nin problemi, kadınların ne giydiği değil, ne yaşadığıdır!" ifadelerini kullandı.
Aydın, yaptığı açıklamada "Her şeyden önce; kadınların kıyafeti üzerinden siyaset üretmek acizliktir! Başı açık ya da örtülü hiçbir kadın vitrin malzemesi değildir. Kadınlarımızı, kıyafetleri üzerinden siyaset malzemesi yapmak bu millete yapılabilecek en büyük haksızlıktır" yorumunda bulundu.
Aydın yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Fikri Sağlar Bey’in söyledikleri çarpık, yersiz ve talihsizdi. Sn. Cumhurbaşkanı’nın da bu konular hakkında sarf etmiş olduğu sözlerini, üslubunu ve yaklaşımını da tasvip etmiyor, talihsiz görüyoruz. Her şeyden önce; kadınların kıyafeti üzerinden siyaset üretmek acizliktir! Başı açık ya da örtülü hiçbir kadın vitrin malzemesi değildir. Kadınlarımızı, kıyafetleri üzerinden siyaset malzemesi yapmak bu millete yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Türkiye’nin problemi, kadınların ne giydiği değil, ne yaşadığıdır! Biz, bu tip gündemleri Türkiye’nin gerçekliği açısından da uygun görmüyoruz.
Türkiye’nin 2020 yılı karnesi fevkalede kötüdür; her konuda karşı karşıya kaldığımız kötü tablo apaçık ortadadır. Bu tablo ortada iken; bizim esas olarak 2021’de, hem ekonomisi hem de demokrasisi güçlenmiş bir Türkiye çabası içinde olmamız gerekiyor. Ancak ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın, böyle bir çabaya vesile olacak ve ülkemizde böyle bir iklimi oluşturmaktan uzak uzak yaklaşımını ve siyasete hakim olan üslubu beğenmiyoruz.
Türkiye’de halkımızın yüzde 56’si geçim sıkıntısından yakınıyor. İnsanımızın yüzde 47’si bir ay maaş alamasa aç kalacağını ifade ediyor. İnsanımızın yüzde 25’i ise aç olduğunu söylüyor! Ve yine halkımızın yüzde 63’ü Türkiye’nin iyi yönetilmediğini ve bu gidişatın iyi olmadığını düşünüyor. 2020’ye bakınca böyle bir tablo görüyoruz. Ekonomideki darboğaz ve adaletteki yanlış uygulamalar ortada iken; bu tip şeylerle milletimizin meşgul edilmesi ve ülkeyi idare edenlerin adeta bu tarz gündemlere sarılması, hatta buna benzer suni, yersiz, gereksiz ve ne ülkemize ne de hiç kimseye hiçbir faydası olmayan gündemler oluşturmaya çalışması Türkiye’miz açısından talihsiz bir durum ve üzüntü vericidir.
Temenni ediyoruz ki; bu anlamda 2021, 2020’den farklı olur. 2021 yılı, insanımızın beklediği ve ihtiyaç duyduğu adımların atıldığı, içerisinde bulunduğumuz ekonomik darboğazdan çıkıldığı, işsizliğin azaldığı ve esnafımızın rahat bir nefes aldığı yıl olur."
Saadet Partili Avukat Ali Aktaş da açıklamaları "Kimlik siyaseti temelli" olarak değerlendirerek, sosyal medya hesabından şöyle paylaşım yaptı:
"Gelecek; hukuk devleti, gerçek demokrasi, özgürlük ve birlikte yaşam ülküsü ile gelecektir. Kurallı toplum, hukuka uyan kurumsal devlet, serbest toplum, özgür düşünce, ahlaklı siyaset, bir diğerine saygı geleceğin kodlarıdır. Yeni kuşakların eski siyasetçilere zerre umudu kalmadı.
Fikri Sağlar'ın ve Tayyip Erdoğan'ın şahsında belirginleşen bu rövanşist, kimlik siyaseti temelli ve toplum mühendisliği türündeki ideolojik yaklaşımın genç kuşaklarda hiçbir karşılığı yok. Bu iki siyaset tarzı bugünün Türkiye'si için tamamen dinazorlaşmıştır.
Fikri Sağlar'ın başörtülülere "militan" demesiyle Erdoğan'ın "vitrin mankeni" demesi arasında zerre kadar fark yok. İki marjinal ve ideolojik değerlendirme. Türkiye bu iki siyaset biçiminin kutuplaştırıcı ve ötekileştirici cenderesinden kurtulup barış ve esenlik yurdu olacaktır."
ANKA