Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturmayı desteklediklerini belirtti. Kamalak, "Devletin içine yerleşmiş ihanet şebekelerinin tasfiyesi için yapılacak her türlü düzenlemeyi destekleriz. Ancak Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bu olağanüstü hal ortamının kısır bir siyasi fırsatçılığa dönüştürülmesine de asla rıza gösteremeyiz" dedi. Kamalak, Meclis'te görüşülen 100'den fazla devlet kurumunun özelleştirmesine olanak sağlayan torba yasayı sert bir dille eleştirdi. Kamalak, "Tam bir iflas etmiş tüccar mantığı. Tam bir mirasyedi! Peki, Allah korusun, yarın satacak bir şey kalmadığında neyi elden çıkaracaksınız!" dedi.
Milli Gazete'nin haberine göre, Kamalak, parti genel merkezinde haftalık basın toplantısını gerçekleştirdi. İktidar tarafından ‘Torba Yasaya’ konulan özelleştirme maddesine sert tepki gösteren Kamalak, “Artık, buna torba demek de mümkün değil, çünkü daha çok çuvala benziyor. Çünkü ne bulmuşlarsa atmışlar içine. Bu torba yasa ile Türkiye’nin en önemli, en stratejik kuruluşları Özelleştirme İdaresi’ne devredilecek. Ülkenin 200 yıllık, 300 yıllık kurumlarının bütün malları; hatta masasından sandalyesine kadar satışa çıkarılacak ve sonunda kapılarına kilit vurulacak” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Meclis’e sunulan torba yasa ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin olağanüstü bir dönemden geçtiğini, Saadet Partisi olarak böyle bir dönemde, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlayacak, bu milletin kardeşliğine katkı yapacak her türlü adımı desteklediklerini ifade eden Kamalak, ”Devletin içine yerleşmiş ihanet şebekelerinin tasfiyesi için yapılacak her türlü düzenlemeyi destekleriz. Yaşanabilir bir Türkiye’nin, yeniden büyük Türkiye’nin kurulmasına zemin oluşturacak her türlü girişimin arkasındayız. Ancak daha önce de söylediğimiz gibi Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bu olağanüstü hal ortamının kısır bir siyasi fırsatçılığa dönüştürülmesine de asla rıza gösteremeyiz” diye konuştu.
Meclis’e sunulan ve devletin kurumlarının Özelleştirme İdaresine devredilmesine yönelik yasa maddesini “Siyasi Fırsatçılık” olarak niteleyen Kamalak, torba yasaya yönelik eleştirilerde bulundu.
Kamalak, şunları kaydetti: "Artık buna Torba demek de mümkün değil, çünkü daha çok çuvala benziyor. Ve yine çünkü ne bulmuşlarsa atmışlar içine. Bu torba yasa ile Türkiye’nin en önemli, en stratejik kuruluşları Özelleştirme İdaresi’ne devredilecek. Ülkenin 200 yıllık, 300 yıllık kurumlarının bütün malları; hatta masasından sandalyesine kadar satışa çıkarılacak ve sonunda kapılarına kilit vurulacak. Neler yok ki içinde? BOTAŞ’dan, PTT’ye kadar, Çaykur’dan, Eti Maden’e kadar, Et ve Süt Kurumu’ndan, Türkiye Taş Kömürü İşletmelerine kadar, Tübitak’tan, TRT’ye kadar, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nden, Atom Enerjisi Kurumu’na, kadar, yok yok. Tam bir iflas etmiş tüccar mantığı. Atadan, babadan kalan ne varsa hepsini elden çıkaracaklar. Tam bir mirasyedi! Ne kadar yanlış! Peki, Allah korusun, yarın satacak bir şey kalmadığında neyi elden çıkaracaksınız! Dicle’yi mi, Fırat’ı mı, Manavgat’ı mı? Biz, Saadet Partisi olarak, buna şiddetle karşıyız. Türkiye’nin satmaya değil, yapmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin, tüketmeye değil, üretmeye ihtiyacı var.”
Türkiye’nin bin düşünüp bir adım atması gereken bir dönemden geçtiğinin altını çizen Kamalak, bugün ise tersine atılan adımların hiç düşünülmeden atıldığını, torba yasanın ise buna bir örnek olduğunu belirtti. Torba yasanını Meclis’ten hızlıca geçmesi yönünde çalışmalar yapan hükümetin tavrını da eleştiren Kamalak, “ Efendim neymiş, Meclis tatile çıkmadan bu torba yasanın bir an evvel çıkarılması lazımmış! Niçin? Ne aceleniz var? Milletin tatil yapacak hali mi var. Siz de bu sene tatile çıkmayıverin. Veya biraz geç çıkın, Kıyamet mi kopar? Hayır, aceleleri var. Çünkü Türkiye duvara dayandı. Acil para lazım. Sıcak para lazım. Varlık Kanunu bu yüzden çıkarılıyor. Devletin bütün devasa kuruluşları bu yüzden özelleştirme idaresine devrediliyor. Ama yine uyarıyoruz; bu ülke geçmişte alelacele çıkardığınız kanunların Türkiye’ye maliyetini çok gördü. Faturasını çok ağır ödedi. Hatta gün geldi kendi çıkardığınız kanunu, daha mürekkebi kurumadan değiştirmek zorunda kaldınız. Lakin sizin yaptığınız hataların, yanlışların faturasını, maalesef, hep bu millet ödedi. Bu milletin evlatları ödedi. Hala da ödemeye devam ediyor” diyerek konuştu.
Kamalak, Saadet Partisi’nin hükümetin, milletin refahına yönelik yaptıklarını, ülkenin kalkınmasına yönelik yapılanları, yapılan havaalanlarını, yolları, köprüleri desteklediklerini ama ülkenin kurumlarını sermayelere peşkeş çekmelerine ise karşı olduklarını ve bunların ülkedeki sorunlara çözüm olmayacağını vurguladı. Kamalak, “ Çünkü bu 15 yıllık devri iktidarınızda görüldü ki, yapılan yollar, açılan köprüler, dökülen asfaltlar, şehirlere dikilen devasa plazalar, rezidanslar, ülkemizdeki, 15 milyon asgari ücretlinin açlık sınırının altında yaşamasına çözüm olmadı, olmuyor. Her 5 tanesinden biri işsiz olan üniversite mezunu gençlerimizi iş sahibi yapmadı, yapmıyor. Sosyal yardımla geçinmek zorunda kalan 8,5 milyon insanımızın derdine çare olmadı, olmuyor. 800 milyara dayanmış dış borcu ve her yıl, küresel baronlara ödemek zorunda kaldığımız ortalama 54 milyar faizi azaltmadı, azaltmıyor. Tam tersine, siz sattıkça işsizlik artıyor, yoksulluk artıyor, borç artıyor" dedi.
Hükümete yaptıkları bu hatadan dönme çağrısı yapan Kamalak, üretim olmadan kalkınma olmayacağını, kalkınma olmadan da güçlü ve şahsiyetli bir Türkiye’nin olamayacağını belirtti. Kamalak, “Bu yüzden, bir an evvel, “Barış” ve “Üretim” merkezli yeni bir döneme geçilmelidir. Tüketen değil, üreten bir ekonomi için gerekli yatırımlara öncelik verilmelidir. Milli, Güçlü, Süratli ve Yaygın Kalkınma dönemi başlatılmalıdır. Anadolu’yu baştanbaşa fabrikalarla donatma seferberliğine girişilmelidir” dedi.