Saadet Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu ilk vaadini açıkladı

Saadet Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu ilk vaadini açıkladı

Erken seçim kararının açıklanmasıyla birlikte, Türkiye siyasetindeki birçok gözün döndüğü yer olan Saadet Partisi, cumhurbaşkanı adayını bugün yaptığı açıklamayla duyurdu. Partinin cumhurbaşkanı adayı Genel Başkan Temel Karamollaoğlu olurken; Saadet Partisi lideri ilk vaadini de açıkladı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal yönetimini eleştiren Karamollaoğlu, “İktidara geldiğimizde yapacağımız ilk şey OHAL'in kaldırılması olacaktır” dedi.

TIKLAYIN - Saadet Partisi cumhurbaşkanı adayını açıkladı

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, partisinin 24 Haziran’da yapılacak seçim için cumhurbaşkanı adayını Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’nde düzenlenen törende açıkladı. Aydın tarafından SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olduğu duyulurken; görevliler, sahnenin arkasından 'Bilge Başkan Temel Karamollaoğlu' yazılı pankartı açtı. 'Bilge başkan gelecek yüzler gelecek' sloganı atılırken, alkışlarla kürsüye çıkan Karamollaoğlu, konuşmasına 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlayarak başladı. Karamollaoğlu, "1 Mayıs, meydanın değil; insanın konuşulması gereken bir gün olmalıydı. Emeğin sömürülüyorsa sağcı olsan ne yazar solcu olsan ne yazar?  Demiri demirle dövdüler biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar biri aç biri toktu. Zulmedenler de mazlumlar arasındakine böyle gelmiş böyle gitmiş. 24 Haziran, inşallah yeni dönemin başlangıcı olacaktır" diye konuştu.

Saadet Partisi olarak 'Türkiye'yi normalleştireceklerini' ifade eden Karamollaoğlu, "Nasıl bir durumdayız ki bu ifadeyi kullandım? Şu anda biz OHAL'le yönetiliyoruz. Olağanüstü hal normal değildir. İktidara geldiğimizde yapacağımız ilk şey OHAL'in kaldırılması olacaktır. Şiddete başvurmadığı sürece farklı fikirleri önemseyeceğiz” ifadelerini kullandı. ‘5A’dan ayrılmayacaklarını belirten Karamollaoğlu, bunları da şöyle sıraladı: Akıl, adalet, ahlak, adanmışlık ve asalet. 

"Gazze de bizim Cizre de bizim"

Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda yapacağı 3 şeyden bahseden Karamollaoğlu, "İlk olarak kırılan kalpleri onaracağız. Yıkılan güveni, toplumsal barışı tesis edecek kardeşlik havasını bütün Türkiye’ye yayacağız. İkinci safha, yatırım safhasıdır. Türkiye çapında büyük bir yatırım safhası başlatacağız. İsrafı kökünden kazıyacağız. Son olarak atılım safhası. Tarımdan hayvancılığa madencilikten enerjiye Türkiye’nin dört bir yanında kuracağımız tesislerle büyük bir atılım ve kalkınma dönemi başlayacağız. Gazze de bizim Cizre de bizim. Her kapıyı çalacağız, her eli tutacağız, her yüreğe dokunacağız. Sadece oy istemek için değil; kalp kazanmak için gideceğiz. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır" dedi. 

Karamollaoğlu’nun konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

- (Partililere teşekkür) Omuzlarıma aslında kaldırılması çok ama çok zor olan bir mükellefiyet yüklediniz. Allah'tan niyazım, bu görevi sizin asaletinize uygun şekilde yerine getirmeyi bana nasip etmesidir. En büyük güvencemiz önce Allah sonra sizlersiniz. Saadet Partisi'nin davasına sımsıkı bağlı sıkı bir teşkilat var. İbadet aşkıyla çalışan bir kadro var. Milyonlarca kiralık seçim yardımı yok, kullanacağı devlet uçakları, araçları, imkanları yok ama Saadet Partisi'nde inanç, azim, fedakarlık, bereket var. Vatan ve milletin geleceği söz konusu olduğunda fedakarlık abidesi yüz binlerce insan var. Sizler Türkiye’nin güvencesi, sigortası, teminatısınız.

"Birbirimizi yaftalamak yerine çözüm için projelerimizi anlatmalıyız"

-Hepimiz daha güzelin mücadelesini vermek için çalışıyoruz. İlk çağrımız şudur. Bu süreçte herkes, özellikle parti liderleri, devletin başında bulunan arkadaşlarım üsluplarına çok ama çok dikkat etmek mecburiyetindedir. Birbirimizi yaftalamak yerine dertlerimizi sıralayıp çözüm için projelerimizi anlatmalıyız. Öfke ve nefretle değil sağduyu ve nezaketle hareket etmeliyiz. Bu ülke için en büyük tehlike ne yazık ki kutuplaşma, kamplaşmadır. Oy devşirmek için toplumu germek, seçimi savaş gibi görmek, ülkeyi ayıracak üsluplara sarılmak bu millete yapılacak en büyük kötülüktür.

"Kişilerin değil sistemin alternatifiyiz"

-Kişiler üzerinden değil ilkeler ve prensipler üzerinden siyaset yapmayı tercih ediyoruz. İktidarı değil bozulan düzeni değiştirmek için uğraşıyoruz. Kişilerin değil sistemin alternatifiyiz. Bu süreci kişiler partiler üzerinden değil ilkeler üzerinden yürüteceğiz. Saadet Partisi’nin herkesin artık duyduğu bildiği prensipleri var. Kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı siyaset, ayrıştırıcı değil birleştirici bir anlayışa sahibiz. Biz kuvveti değil hakkı üstün tutarız. Aklımıza estiği gibi akşam gördüğümüz rüyanın projesini uygulasınlar diye talimat verecek değiliz. Kuvvetler ayrılığını ön planda tutarız, bir kişinin değil istişarenin önem verildiği, adaletin her şeyin üstünde değer taşıdığı anlayışa sahibiz. İşlerin doğru yürütülmesinde en çok kıymet verdiğimiz husus ehliyet ve liyakattir. Kapımızı herkese açık tutar hiçbir zaman partizanlık yapmayız. Emanete ihanet etmeyiz. Ne çalarız ne de çaldırırız. Hiçbir zaman insanları kandırmaz aynı zamanda kanmayız. Biz dün söylediğimizi hiç yokmuş gibi addedip tersini icatlara koymayız sözümüzün eriyiz. Bunları söylerken kimseyi kırmak incitmek niyetinde değiliz. Tam tersi bu ülkeye hizmet etmek için milletin görev verdiği insanları uyarmak için bu ifadeleri kullanırız. -5 A'dan zamanı gelip, görev bize devredildiğinde, vazgeçmeyeceğiz. Bizim yönetimimizde yolsuzluğa, yandaşlığa,  yalakalığa, yasağa ve yaftaya hiçbir  zaman yer olmayacaktır. Biz garibanın hakkını, yetim hakkı korur gibi koruyacağız. İhalelerde şeffaf olacağız. Çevremizde yalakaların öbekleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Biz şehirlerimizi yaşanabilir şehir haline getirmek için gayret edecek ranta asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’mizi normalleştireceğiz, normalleşme ne demek nasıl bir durumdayız ki böyle bir kelimeye ihtiyaç duydum. Biz OHAL ile yönetiliyoruz. Hukukun işlemediği rafa kalktığı bir ortam demektir. Bundan dolayı iktidara geldiğimizde alacağımız ilk karar OHAL düzeninin kaldırılması olacaktır.

"Ülkeyi tek akılla değil, ortak akılla yönetme yoluna gideceğiz"

-5A'dan ayrılmayacağız, onlar şunlardır:

Birincisi akıldır. Akıl Allah'ın insana bahşettiği en büyük nimettir. Akıl bir işin sonunu görmek demektir. Akılla hareket etmezseniz Şam'da namaz kılacağız derken, sonra 15 senede çıkamazsınız. Ülkeyi tek akılla değil, ortak akılla yönetme yoluna gideceğiz. Bu istişare demektir.

İkincisi adalettir. Suçlu olan kızım Fatıma da olsa adaletten ayrılmayacağız. Hakkın adaletini mutlaka tesis edeceğiz. Hakimin adil karar verebilmesi için imkan yok. Mahkemede derdest edilen hakimler var. Bunu görenin adil karar verebilmesi mümkün değil. 

Üçüncüsü ahlaktır. Ahlak bir toplumun mayasıdır. Ahlak ve maneviyat olmadan bir ülke kalkınamaz. Yönetimde mutlaka ahlakı hakim kılacağız.

Adanmışlık ve asalet. Adanmışlık ve asalet nedir diye soran olursa şu salona bir baksın. Bu salonda hiçbir makam ve mevki beklemeden kendisini ülkesine hizmete adamış yürekler var."