Sabah Başyazarı Mehmet Barlas, ABD'nin 1944'te düşman askerlerini eşcinselleştirecek bir bomba için çalışmalar yaptıpını iddia etti. Barlas, "Amerika bir ülkeye düşman olduğu ve savaşmaya karar verdiği zaman ya bu ülkenin insanlarının cinsel tercihlerini değiştirecek bir bombayı, ya da hepsini öldürecek bir bombayı planlar" dedi.
Barlas'ın "Neden ABD’ye 'FETÖ’yü vermezseniz size yaptırım uygularız' demedik ki" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Birkaç yıl önce California Berkeley Üniversitesi uzmanları, 2'nci Dünya Savaşı'nda Japonya'ya karşı kullanılması planlanan farklı bir bombayı hedefleyen çalışmaların gizli belgelerine ulaşmışlardı.
Buna göre Amerikalı uzmanlar, 1944'te düşman askerlerini eşcinselleştirecek bir bomba içinçalışmalar yapmaktaymışlar... Bu bomba uçaktan atıldığı zaman, düşman askerleri birbirlerine karşı cinsel çekim hissedeceklermiş. Böylece Amerika'ya karşı savaşmayı bırakıp birbirleriyle sevişeceklermiş. Düşünün ki bu proje bir fantezi falan değilmiş...
Bilindiği gibi Amerikalılar Japonya üzerine bu bombayı değil Hiroşima ve Nagazaki'ye iki tane atom bombası attılar. Japonlar da söz konusu bombayla amaçlanandan faklı bir "Kayıtsız şartsız teslim"le, savaşmaya son verdiler.
Şu anda dünyada Amerika ile anlaşmazlık içinde olan tüm ülkeler, karşılarındaki muhatabın yani Amerika'nın kafa yapısını yukarıdaki olaya bakarak anlayabilirler. Yani Amerika bir ülkeye düşman olduğu ve savaşmaya karar verdiği zaman ya bu ülkenin insanlarının cinsel tercihlerini değiştirecek bir bombayı, ya da hepsini öldürecek bir bombayı planlar.
Çeşitli araştırmacılar dünya nüfusunu fazla bulan "Derin Amerika"nın, çeşitli ilaçlarla erkekleri kısırlaştırdığını saptamışlar. Örneğin Amerikan yapısı grip aşıları erkekleri en az iki ay eşlerinden uzak tutuyormuş. Diğer bazı ilaçlar da kısırlaşmaya sebep oluyorlarmış. Sonuçta, Amerikan uzmanlarına göre dünya 7 milyar insanı barındıracak kaynaklara sahip değilmiş. Çözüm yolu ise önce üremeyi durdurmak olabilirmiş.
Nüfusu azaltmanın diğer bir yolunu Irak'ta görmedik mi? Bu ülkeyi Saddam Hüseyin'den kurtarmak için işgal eden Amerikan ordusu 1.5 milyon Iraklı'nın ölmesine neden oldu. Ayrıca bu işgalle Irak parçalandı ve DEAŞ gibi bir örgüt de bu işgal sonucu sahneye çıktı. Bu arada CIA'nın körüklediği "Arap Baharı" rüzgarının Libya'da, Mısır'da ve Suriye'de ne tür ölümlere sebep olduğunu da unutmayalım.
Özetle, "Müttefik" ve "Stratejik ortak" diyerek siyasi kaderimizi bağladığımız Amerika'nın nerede ne zaman ne yapacağı hiç bilinemez. Donald Trump örneği ise, bu ülkenin kaderininde pamuk ipliği ile hukuka ve akla bağlı olduğunu kanıtlamıyor mu? Mesela bu Donald Trump'ın üslubu ile Amerika'ya "FETÖ'yü vermezseniz size yaptırımlar uygularız" demek neden hiç aklımıza gelmedi?