Sabah başyazarı Mehmet Barlas, 2 Ekim'den girdiği İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasında "kaybedilen" gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Barlas, "Gelişmeler arasında en ilgi çekici olan, Suudi Arabistan'la Türkiye'nin ortak bir çalışma ile konuyu aydınlatacaklarına ilişkin açıklama değil midir?" diye sordu.
Barlas'ın "Hollywood senaristlerini kıskandırıcak bir tablo" başlığıyla yayımlanan (13 Ekim 2018) yazısı şöyle:
Yine rahmetli Refik Erduran'ı andım... Erduran Amerika'da geçirdiği yıllardan birinde Los Angeles'deki bir motelde geceler... Ancak yandaki odadan gelen sesler yüzünden uykusu kaçar...
Yandaki odada tartışan bir topluluk, bir adamı nasıl öldürecekleri konusunda bir türlü uzlaşma sağlayamamaktadırlar. Bunlardan biri adamı zehirlemeyi, bir diğeri ise boğmayı önermektedir. Sonunda adamı diri diri yakmak konusunda uzlaşırlar.
Refik Erduran gece yarısı motelin yöneticisine gider. "Yandaki odada bir cinayet planlandı. Hemen polise haber verin" der yöneticiye. Erduran'ın bu sözlerini duyan motel yöneticisi bir kahkaha atar ve konuşur... - Sizin yanınızdaki odada Hollywood senaristleri kalıyor. Bir polisiye filmin senaryosunu yazıyorlar. O senaryoda kim bilir kaç tane cinayet de olacaktır...
Cemal Kaşıkçı'ya gerçekte ne olduğunu Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve onun görevlendirdiği kişiler dışında pek bilen yok... Belki bin Selman, Cemal Kaşıkçı'ya ne olduğunu kankası olan Trump'ın damadı Kushner'e söylemiştir ve o da kayınpederi Donald Trump'a aktarmıştır. Ama bütün derdi Suudilerin petrol dolarlarını ABD'ye getirmek olan Trump'ın, Cemal Kaşıkçı'ya ne olduğu konusunda kamuoyuna bilgi vermesi söz konusu değildir.
Bu durumda bizim kamuoyunu aydınlatmakla görevli olan meslektaşlarımızın ve televizyon tartışmalarındaki uzmanların, Cemal Kaşıkçı'ya ne olduğu sorunsalını Refik Erduran'ın yanındaki odada bir cinayetin işlenme biçimini tartışan senaristler gibi tartışmalarından başka çare yoktur... Nitekim bazılarına göre Kaşıkçı öldürüldükten sonra parçalanıp çantalarla götürülmüştür. Bazılarına göre de zehirlenip konsolosluğun bahçesine gömülmüştür. İyimserler ise Kaşıkçı'nın Dubai'ye kaçırıldığını savunuyorlar. Bütün bu gelişmeler arasında en ilgi çekici olan da, Suudi Arabistan'la Türkiye'nin ortak bir çalışma ile konuyu aydınlatacaklarına ilişkin açıklama değil midir?