Hükümete yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesi, Ankara’daki askeri kaynaklara dayandırdığı iddiasında, PYD/YPG'nin Suriye'nin kuzeyindeki Tel Abyad'ı ele geçirmesi sonrası kuzey koridorunu Akdeniz'e ulaştırdığı takdirde Türkiye için DAEŞ'ten (IŞİD) daha çok tehlike taşıyacağını öne sürdü.
Sabah’ta yer alan haberin tam metni şöyle:
Ankara'da "Bundan sonra ne olacak" sorusuna cevap aranıyor. Gelişmeler hem hükümet hem de askeri kanatta birçok senaryonun gündeme gelmesine neden oldu. Türkiye uzun bir süredir Suriye'deki zulümden kaçanları yine Suriye içlerinde oluşturulacak güvenli insani bölgede karşılamak istiyor. ABD ise bu öneriye sıcak bakmadığı için Türkiye bugüne kadar bu konuda tek başına adım atmadı. Gelinen aşamada PYD güçleri, koalisyon uçaklarının bombaladığı yerleri ele geçirerek Türkiye sınırına paralel şekilde kuzey hattını ele geçirdi. Kuzey koridorunun Akdeniz'e indirilmeye çalışıldığı artık herkes tarafından kabul edilirken, askeri kaynaklar bu yeni oluşumun Türkiye sınırını güvensiz hale getireceğine dikkat çekiyor. Suriye sınırının her türlü terörist sızmaya açık hale gelebileceğine vurgu yapılıyor.
Türkiye sınırında "DAEŞ mi yoksa PYD varlığı mı daha tehlikeli?" konusu da Ankara'da tartışılan başlıklardan bir tanesi. Askeri kaynaklar, DAEŞ'in en fazla 2-3 yıl sonra yok olma ihtimalinin yüksek olduğunu, ancak PYD'nin ise etnik temelli hareket ettiği için sınırda bir tampon kurmasıyla daha uzun süre kalıcı olabileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle PYD'nin tampon bölge oluşturmasının zamanla Türkiye'ye tehdit oluşturacağı, hatta içerideki gelişmelere paralellik göstererek sınırın güney kısmından ülkenin hedef alınabileceğine vurgu yapılıyor.
Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün İngiltere, Fransa ve Rusya ve Malezya Dışişleri bakanlarıyla telefonda görüştü. ABD Başkanı Obama'nın DAEŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi General John Allen ve ABD Büyükelçisi John R. Bass ile de görüşüldü. Türkiye'nin önemli risk ve güvenlik tehdidi altında olduğu vurgulandı. Bakanlık Sözcüsü Tanju Bilgiç, "Kobani'de olduğu gibi bu konuya da duyarsız kalınmaması gerektiği söylendi" dedi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da AB'nin İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Komiseri Christos Stylianides ve Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'a mektup yazdı.
Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde Tel Abyad'a geçmek isteyen bir grup Suriyeli Akçakale Sınır Kapısı önünde toplandı. Türk yetkililer geçiş için gerekli izni verdi ancak Tel Abyad'ın kontrolünü elinde tutan PYD, kapıyı kapattı. PYD geçişleri engellediği için ülkelerine dönemeyen Suriyeliler duruma tepki gösterdi. Suriyeliler, "Bölgeyi ele geçirdiler ama insanları yurtlarından ediyorlar. PYD'ye bağlı silahlı gruplar koyunlarımızı elimizden alıp bizi kovdular" dedi. Bölgede son 15 günde çatışmalardan kaçan yaklaşık 25 binin üzerinde Suriyeli Türkiye'ye sığınmıştı. Tel Abyad'da ise sessizlik hakim.
Bölgedeki gelişmeler PKK ile Mesud Barzani'nin başkanı olduğu KDP'yi çatışmanın eşiğine getirdi. PKK'nın Suriye'de KDP'ye yakın Suriyeli Kürt örgütlerini saf dışı bırakması ile başlayan ve örgütün Şengal'de kanton kurma girişimi ile bugünlere taşınan gerilim sürüyor. Son olarak Mesud Barzani ve Başbakan Neçirvan Barzani'nin AK Parti'yle yakın ilişkileri ve seçimde destek vermesi de PKK'yı kızdırdı. PKK yöneticilerinden Duran Kalkan Bölgesel Yönetim'i diktatörlükle suçladı. KDP de tepki göstererek, "Kalkan haddini aşmıştır. Kürtler ve Kürdistan ile ilgili bu tür sözler çok tehlikelidir. Kürdistan'da PKK'nın hâkim olduğu yerlerde hangi özgürlükten bahsedilebilir? Parti çalışmaları mümkün müdür? Kendisi baskıcı, dayatmacı, diktatörce hareket eden bir güç" açıklaması yaptı. Kalkan da iki gün önce yaptığı açıklama ile KDP ile PKK arasındaki bütün ilişkilerin sona erdiğini söyledi. Bu gelişmelerin ardından PKK bağlantılığı kurumlara baskın yapılırken, Erbil ve Süleymaniye'deki siyasi faaliyet için kullanılan bürolar da kapatılıyor. HDP heyeti ise Kuzey Irak ziyaretinde Barzani'nin partisiyle görüşmeyip Celal Talabani'nin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) yönetimi ve Goran Hareketi'ni ziyaret etti. HDP heyeti emanet oyların kaybedileceği endişesiyle Kandil'e de gitmeme kararı aldı.