Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi, ikinci yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürüten savcı Muammer Akkaş’ın dosyaya ilişkin 25 çuval belgeyi incelemeden yakalama kararı çıkarttığını yazdı.
Gazetenin “Savcı Akkaş’ın hukuk rezaleti” başlığıyla manşetinde yer verdiği haberde, savcı Muammer Akkaş’ın mühürlü tapeleri açmadan 41 kişi hakkında gözaltı kararı verdiği öne sürülüyor.
Sabah gazetesinde yer alan haber şöyle:
İstanbul merkezli 17 Aralık operasyonunun ardından 25 Aralık'ta yapılmak istenen ikinci dalga girişiminin savcısı Muammer Akkaş'ın bir hukuk skandalına imza attığı ortaya çıktı. Akkaş'ın soruşturmayla çoğunluğu tape olan belgelerin bulunduğu 25 çuvalı hiç açmadan aralarında önemli işadamı ve bürokratların bulunduğu 41 kişi hakkında yakalama ve gözaltı emri çıkarttığı tespit edildi. Sabah Özel İstihbarat Bölümü'nün edindiği bilgilere göre Akkaş'ın skandallar zinciri şöyle gelişti: Akkaş, Emniyet'in iki yıldır teknik ve fiziki takip yaptığı soruşturmaya ilişkin polisin getirdiği raporları imzalarken belgelere hiç bakmadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, Akkaş'ın kendisinden gizli olarak yürüttüğü soruşturmayı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yeni atanan polislerden öğrenince harekete geçti. Çolakkadı 24 Aralık'ta Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan ve Savcı Muammer Akkaş'ı odasına çağırdı. Çolakkadı Akkaş'a "Soruşturmayı Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan ile koordineli olarak yürütün" talimatı verdi. Ancak bu talimatın ardından Akkaş ortadan kayboldu. Hatta kendisine ulaşmaya çalışan Erdoğan'ın telefonlarına dahi çıkmadı. Akkaş'ın operasyondan bir gün önce her zaman kullandığı personel servisine binmediği belirlendi. Akkaş, 25 Aralık sabahı ise operasyon için düğmeye bastı.
Soruşturmayla ilgili gelişmeler amirlerden gizlenirken ertesi gün basına sızdırıldı. Çolakkadı bunun üzerine Erdoğan'a bir yazı gönderdi. Yazıda, Akkaş'ın 1 Ekim 2012'de yürürlüğe giren savcıların çalışma usullerini düzenleyen Çalışma Talimatnamesi'ne ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 90. ve 91. Maddeleri'ne de aykırı davrandığı belirtildi. Akkaş görevden alınırken soruşturma dosyası Erdoğan ile savcılar İdris Kurt, İrfan Fidan, Fuzuli Aydoğdu ve İsmail Uçar'a verildi. Beş savcı dosyayı incelemeye aldı. Ancak klasörlerde Emniyet ile yapılan yazışmalar hariç belge yoktu. Gelişmeler üzerine 5 savcı Emniyet'ten gelen çoğunluğu tape dökümlerinden oluşan belgelerin bulunduğu odaya gitti. Skandal işte burada ortaya çıktı. Emniyet'ten gelen kırmızı kurşun mühürlü 25 çuval hiç açılmamıştı. Yani Akkaş belgeleri incelemeden yakalama kararı çıkartmıştı. Savcılar 25 çuvalın hiç açılmadığına dair tutanak hazırladı. Ardından kameralar eşliğinde çuvallar açılıp belgeler incelenmeye başlandı. Beş savcı 15 günde henüz belgelerin yarısını inceleyebildi. Akkaş'ın UYAP'taki dosyayı da usulüne aykırı biçimde doldurduğu da belirlendi. Dosyada şüpheli kısmının karşısına faili meçhul yazmak da bu usulsüzlüklerden yalnızca biri.
Çuvallardaki belgeleri incelemeden usule aykırı soruşturma yürütüp, yakalama ve gözaltı kararı çıkartan Akkaş hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Adalet Bakanlığı müfettişlerince soruşturma başlatıldı. Öte yandan beş savcının, haklarında yakalama kararı verilen 41 kişinin ifadesine davet usulüyle başvuracağı öğrenildi.
Muammer Akkaş'ın yakalama kararı çıkarttığı işadamlarının malvarlığına el koyma kararını 2 numaralı Özgürlük Hâkimi Süleyman Karaçöl verdi. İkinci dalga normalde 18 Aralık'ta yapılmak istendi. Ancak Karaçöl'ün 18 Aralık'ta nöbetçi olmak talebini diğer hâkimler kabul etmedi. HSYK ve Adalet Bakanlığı müfettişlerinin Karaçöl hakkında da soruşturma başlattığı belirtildi.
Sabah'ın görüştüğü kaynaklar 25 Aralık operasyon girişimindeki iki büyük usulsüzlüğü şöyle sıraladı:
Savcı, mahkemeden alması gereken yakalama kararını kendi başına verdi. Böylelikle kendini mahkeme, hâkim yerine koydu.
Savcı, yakalama kararından sonra gözaltı kararını da kendi başına aldı. Emniyet, iki uzatma ile en fazla dört güne kadar uzayan gözaltı kararını uygulamadı.